Evet öyle traduction Portugais
19,448 traduction parallèle
Evet öyle.
Sim, é mesmo.
Evet öyle de denebilir.
- Bem podes dizê-lo. - Nem acredito. Espinafre, mirtilos e puré de maçã.
Evet öyle tabii.
- Sim, só para protecção.
- Büyüyü sadece üç ay önce öğrendin. - Evet öyle.
Só soubeste que há magia há uns três meses.
Evet öyle ama elimizde Ebesinin Amına gönderebileceğimiz biletimiz kalmamıştı.
Já não havia bilhetes para o cu de Judas.
Evet öyle.
Parece que sim.
- Evet, öyle görünüyor.
É o que parece.
Evet, öyle.
- Tem, sim.
Evet, ben de öyle söylerdim, seni ve bu organizasyondaki herkesi hayatta tutmaya çalıştığım düşünülürse.
Diria que sim, uma vez que arranjei forma de te manter viva a ti e a toda a gente desta organização.
Evet... çünkü öyle.
Sim, bem... Porque é.
- Evet, öyle düşünüyorum. - Öyle mi?
Sim, é mesmo isso que penso.
Evet, öyle konuşmaya devam et. Seni yoğun bakım ünitesine kendim sokarım.
Deixa-te de merdas ou mando-te para os cuidados intensivos.
- Evet, öyle.
- Sim, um fósforo.
Evet, öyle sanıyorum.
Imagino que sim.
- Evet, annemde öyle olmadı ama!
Mas com a minha mãe não foi assim.
Evet, yapar öyle.
Sim, ele tem esse dom.
Evet, ben de öyle.
Sim, eu também pensava.
- Evet, öyle bir şey işte.
- Sim, algo do género.
Evet, sanırım öyle.
Acho que sim.
- Evet, öyle bir şey.
- Algo do género.
Evet, evet, öyle.
Sim, temos.
Evet, ben de öyle düşünmüştüm.
Eu... Também pensei isso.
- Öyle mi? - Evet.
Sim.
Evet, öyle.
Pois é.
Evet, öyle gibi.
Sim. Na verdade é.
Dan bu yani öyle mi? Evet.
- Então esse é o Dan?
Evet, öyle de denebilir.
Sim, pode dizer-se que sim.
Evet ama önce dinlemeleri gerek öyle değil mi?
Sim, mas têm de os ouvir primeiro.
Evet, aynen öyle abi.
Sim. Sim, é verdade, meu.
Evet, bence de öyle.
Sim, eu também acho.
Evet, öyle demiştim değil mi?
Sim, eu disse isso, não disse?
Evet, ben de öyle düşünmüştüm.
Bem me parecia.
Evet, "Baba yapmak zorunda mıyız?" Beni öyle çok dinliyorlar ki.
Sim. "Pai, temos mesmo que ir?"
- Evet, aynen öyle.
Lá está.
Evet, aynen öyle.
Acho bem.
- Öyle mi? - Evet. Al.
Sim?
Evet, öyle oldu.
Sim, sim.
- Tanrım. Yapmış olamazsın. - Evet, öyle.
- Meu Deus, não fizeste isso.
Evet, galiba öyle.
Talvez.
Evet, öyle. Birçok erkek, birçok ayrılık.
Por isso, sim, muitos homens e muitos fins de relação.
Evet, annemi öyle çağırırlardı.
Sim, era isso que lhe chamavam.
- Evet, öyle değil mi?
- É, não é?
Evet, Bay Desai'nin öyle bir şeyden bahsettiğini duymuştum.
Sim, ouvi Mr. Desai falar disso.
Evet. Üzgünüm ama öyle.
É... ouvi dizer...
- Evet, ben de öyle.
- Pois. Eu também.
- Öyle bir şey. evet.
Algo do género, sim.
Evet, aynen öyle.
Sim, exactamente.
Evet, öyle dedim ama ortada halledilecek bir şey yok.
Sim, eu disse isso, mas não há nada para resolver.
Evet, sanırım öyle.
Sim, imagino que seja.
- Evet, hem de tombul bir şey. - Öyle mi?
- Sim, e uma das grandes.
Evet, hepimiz öyle bir an yaşadık.
Sim, todos temos esse momento.
evet öyleyim 58
evet öylesin 32
evet öyleydi 50
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
evet öylesin 32
evet öyleydi 50
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyleymiş 51
öyle olsun 692
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öylemi 130
öyleyim 490
öyleymiş 51
öyle olsun 692
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle görünüyor 500
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle görünüyor 500