English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ G ] / Geldiğini duymadım

Geldiğini duymadım traduction Portugais

164 traduction parallèle
Geldiğini duymadım.
Não o ouvi aproximar-se.
Geldiğini duymadım, Terry.
Terry, não te tinha ouvido entrar.
Geldiğini duymadım.
Não te ouvi chegar.
Geldiğini duymadım.
Não o ouvi subir.
Geldiğini duymadım.
Deve ter sido melhor do que boa. Näo te ouvi chegar a casa.
Geldiğini duymadım.
Não te ouvi a entrar.
Geldiğini duymadım.
Não é mau ter crianças.
Geldiğini duymadım. Bu sefer koltuğa kadar dayanabilmişsin.
E, um dia, podem até não voltar.
Geldiğini duymadım.
Não te ouvi entrar.
İçeri geldiğini duymadım.
Não te ouvi entrar.
Bugüne kadar, herhangi bir insanımsı üzerinde simbiyogenetik birleşmenin meydana geldiğini duymadım.
Nunca ouvi que a simbiogênese pudesse ocorrer em espécies tão complexas quanto a humanóide.
- Dün gece eve geldiğini duymadım.
Não te ouvi chegar na noite passada.
Geldiğini duymadım.
Nem sequer te ouvi entrar.
Aman Tanrım. Geldiğini duymadım.
Não te ouvi chegar.
Jerry, geldiğini duymadım.
- Jerry? Nem te ouvi a chegar.
Geldiğini duymadım.
Meu Deus, desculpa.
Geldiğini duymadım.
- Claudia? - Não te ouvi.
Sevgilim, geldiğini duymadım.
Querido, não te ouvi entrar.
Dün gece geldiğini duymadım. Evet, evet, biliyorum.
Não te ouvi chegar, ontem à noite.
Geldiğini duymadım. Beni korkuttun.
Não te tinha ouvido, assustaste-me.
- Geldiğini duymadım.
- Eu não a ouvi.
- Geldiğini duymadım.
- Nem o ouvi chegar.
Hey! Geldiğini duymadım.
Não te ouvi entrar.
- Geldiğini duymadım. - Neden acaba?
- Não te ouvi entrar.
- Geldiğini duymadım. - Selam.
- Davis, não te ouvi entrar.
Geldiğini duymadım. Geleli epey oldu.
Não te ouvi entrar.
Geldiğini duymadım.
Nem te ouvi entrar.
Üzgünüm, geldiğini duymadım.
Desculpe, nao a ouvi entrar.
Geldiğini duymadım.
- Você não me chamou.
Ama ablam geldiğinde kilerde falandım herhâlde. Geldiğini duymadım. Evde olduğundan kesinlikle haberim yoktu.
Mas eu devia estar na despensa ou isso quando a minha irmã chegou a casa, porque não a ouvi a chegar, e nem sabia que ela estava sequer em casa.
- Kimsenin geldiğini duymadım.
Não ouvi ninguém.
- Isabella, geldiğini duymadım.
Isabella. Eu... não te ouvi entrar.
- Merhaba Wally, geldiğini duymadım.
- Oh, olá, Wally, não o ouvi entrar.
Geldiğini duymadım.
Não o ouvi chegar.
Geldiğini duymadım.
É que eu não ouvi falar em nada.
- Geldiğini duymadım, dostum.
- Não te ouvi entrar.
- Merhaba Thomas, geldiğini duymadım.
Oh, olá, Thomas. Não te ouvi entrar.
Akşam geldiğini duymadım.
Não te ouvi a chegar a casa ontem à noite.
- Geldiğini duymadım.
- Não te ouvi entrar.
Şerif. Geldiğini duymadım.
Xerife, não o ouvi entrar.
Geldiğini duymadım.
- Olá.
Merhaba, canım, geldiğini duymadım.
- Olá, amor. Não te ouvi chegar.
Geldiğini duymadım. Bugün erken geldim. Çünkü...
Vim a casa porque senti-me mal por ti, por teres discutido com a Nan.
... falezlerde..... ve suyun üstünde takılıp,... bazı nağmeler duyarlarmış sanki bir operadan yayılan mırıltı gibi ama nereden geldiğini bilmezlermiş ve Evliyaların mırıldadığını düşünürlermiş bunlar hiç duymadıkları uzayıp giden Aryalarmış ve baban da anneciğine operadaki duyduğu bu büyük aşk masallarını anlatırmış.
Que estão ao pé da costa num penhasco. Por cima da água. E ouvem uma música.
Geldiğini duymadım.
Tens de pôr um sininho ao pescoço.
Gretchen uyuyor ve onun geldiğini de duymadım.
A Greshan está a dormir e eu não a ouvi chegar.
Geldiğini duymadım.
Não te ouvi.
Sonra senle tanıştım ve aşkın ne anlama geldiğini öğrendim. Anlattığımda hiç şüphe duymadın. Sen sadece.. oldugu gibi kabul ettin?
Quando eu encontrei você, e... eu aprendi sobre o que o amor deveria ser... você nunca duvidou de nada que eu te disse, você apenas... você apenas aceitou de cara, sabe?
Geldiğini bile duymadım.
Nem sequer te ouvi entrar!
İyi şeylerin hep sabredenlerin ayağına geldiğini duymadın mı?
Já ouviste dizer que coisas boas aparecem para aqueles que esperam?
Geldiğini duymadım.
Não te ouvi a chegar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]