Gelmeyecek traduction Portugais
3,013 traduction parallèle
Ve adım gibi eminim bir daha asla gelmeyecek!
e tenho a certeza que jamais voltará!
Zarar gelmeyecek dedin!
Disseste que não farias mal a ninguém!
Zarar gelmeyecek dedin Theon.
Disseste que não farias mal a ninguém! Theon, por favor!
- O sizinle gelmeyecek.
- Ela não irá contigo.
İblis geri gelmeyecek.
O "Diabo" não vai voltar.
Sana zarar gelmeyecek.
Nada te pode magoar.
Bugün gelmeyecek.
Hoje não vem.
- Hayır, gelmeyecek.
Não, não estará.
Bay Arnett, gelmeyecek.
Sr. Arnett, ele não vem.
Gelmeyecek değil mi?
Ele não vai aparecer, não é verdade?
Majesteleri gelmeyecek.
Sua Majestade não irá.
Gelmeyecek olursan ben de cevabımı almış olacağım.
E se não vieres, terei a minha resposta.
Kendisi kalbi kırık bir kadın ve bu da insana akla bile gelmeyecek şeyler yaptırabilir.
Ela é uma mulher de coração destroçado. E isso pode levar-nos a fazer coisas impensáveis.
Kendisi kalbi kırık bir kadın ve bu da insana akla bile gelmeyecek şeyler yaptırabilir.
Ela é uma mulher de coração destroçado. E isso pode levar-nos fazer coisas indescritíveis.
Bugün gelmeyecek ama yarın gelir.
Ele não vem hoje, mas vai estar aqui amanhã.
Gelmeyecek.
Ela ainda não vem.
O geri gelmeyecek değil mi?
Ele não vai voltar, pois não?
Mis gibi hava, bembayaz kar, güzel hatunlar... En güzeli de hiç kimsenin ama hiç kimsenin aklına beni orada aramak gelmeyecek.
Ar puro, neve branca, gajas deslumbrantes e o melhor de tudo é que ninguém me vai procurar lá.
Siz de beni bitirmek için buraya gelmeyecek, bu hergele de toprağın altında olmayacaktı.
Tu não estarias aqui para me matar e esse merdas não estava de cara no chão.
Gece odana falan da gelmeyecek. Ben biliyorum.
De certeza que não vai entrar no teu quarto a meio da noite.
Hayır, hayır onun dul karısına O asla geri gelmeyecek
Não, não, não, à viúva dele, que ele nunca mais ia voltar.
- Acil servise gelmeyecek misin?
- Não queres ir à urgência?
Beni dinleyin, burada oturup gelmeyecek tekneyi beklediğimiz her dakika babamı ölü ya da diri bulmamıza neden olabilir.
Escuta-me. Por cada minuto que perdemos aqui parados, à espera de um barco que nunca virá, pode ser a diferença entre encontrar o meu pai vivo ou morto.
Birlikleriniz Atella yolunda görülürse Spartacus gelmeyecek ve karınla taşıdığı çocuğu sonsuza dek kaybedeceksin.
E se as vossas tropas forem vistas na estrada para Atella, o Spartacus não aparecerá e a tua mulher e o filho que carrega ser-te-ão negados para sempre.
Ben yaşadığım sürece size hiç bir zarar gelmeyecek ekselansları.
Desde que eu viva, nenhum mal lhe acontecerá, Vossa Excelência.
- Şimdilik. Savunması yeterli gelmeyecek.
Até agora, mas o álibi dela não se vai aguentar.
Michael geri gelmeyecek. işte o kadar.
O Michael não vai voltar, e está dito.
bu arada, büyük ihtimalle hiçbir zaman da gelmeyecek.
Aliás, agora é provável que não volte.
Bir daha gelmeyecek, değil mi?
Ela não virá mais, hein?
Maya, Lizbon'a gelmeyecek.
A Maya não vem a Lisboa.
Ancak size bunu söylememi istedi. Lizbon'a gelmeyecek.
Mas pediu-me para lhe dizer que não vem a Lisboa.
Bütün gün göz göze gelecek halim yok seninle. - Oraya gelmeyecek o.
Não te quero a olhares para mim o dia todo.
- Artık gelmeyecek mi?
Ele já não vai voltar?
Belki de buraya hiç gelmeyecek. Adam âşık çiftleri hedef alıyor.
Os alvos dele são casais apaixonados.
Gelmeyecek.
Ela não vem.
Russell Edgington ve Steve Newlin Sookie'nin peşindeler ve Bill ile Eric de kafayı vampir diniyle bozdukları için kimse yardıma gelmeyecek.
O Russell Edgington e o Steve Newlin, vêm atrás da Sookie, e o Bill e o Eric estão loucos com a religião vampírica e ninguém a vai salvar desta vez.
Seni kurtarmaya kimse gelmeyecek.
Ninguém vem salvar-te.
Babam bizi akla hayale gelmeyecek şeyleri yapmaya zorluyordu. Ve günün birinde birbirimizin kanını bükmemiz için bizi zorladı.
O nosso pai forçava-nos ao extremo, e um dia, fez-nos dominar o sangue um do outro.
45 dakika görüntü gelmeyecek. Ama başka bir şey buldum.
Não terei imagem durante 45 minutos, mas encontrei mais uma coisa.
Anlamsızca bekliyoruz! O geri gelmeyecek.
O nome dele é "Frio", devíamos o tratar por "Sangue Frio".
Kurmamı o istedi. Biliyorsun ki o gelmeyecek.
Sim, bem, ela não vem.
Gelmeyecek Dani.
Ele não vem, Dani.
Gelmeyecek.
Ele não vem.
O halde bunu duymak bu odadaki kimseye özellikle de sana hiç şaşırtıcı gelmeyecek.
Então não deverá ser surpresa para ninguém nesta sala, especialmente para si,
Ama sonu gelmeyecek öyle değil mi?
Mas não vai acabar, pois não?
Quinn görüşmeye gelmeyecek.
O Quinn não vem ter contigo.
Dükkanına zarar gelmeyecek.
Não haverá nenhum dano.
Tamam, Parker bugün gelmeyecek miydi?
Sim, chegou há algumas horas.
Şakaya gelmeyecek caniler, katil ve uyuşturucu bağımlısı tipler bildiğin ayaklı kâbus bunlar.
É o pesadelo em pessoa.
Otobüs gelmeyecek, Ina.
Estou à espera do autocarro.
Bunu söylemekten hiç hoşlanmıyorum hayatım ama bu akşam gelmeyecek.
Odeio dizer isto querido, mas ela não vai estar aqui.
gelmeyecek misin 17
gelmeyecekler 18
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34
gelmeyecekler 18
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34