English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ G ] / Geçe

Geçe traduction Portugais

117,950 traduction parallèle
Ama bu gece yapmanıza gerek yok.
Mas não têm de o fazer esta noite.
Dün gece oradaydım. İşçiler de oradaydı yani çoktan başlamışlar.
Estavam lá trabalhadores, o que quer dizer que já começaram.
Söylediklerimi geri alamam ama bütün gece burada durarak yanıldığımı ispatlamanı sağlayabilirim.
Não posso apagar o que disse. Mas posso ficar aqui a noite toda para provares que estou errado.
Sayın hâkim, olay üç gece önce meydana geldi çocuğun zaten astım geçmişi vardı bu olayların bu sonucu doğurduğunu kanıtlamaz.
Meritíssimo, este incidente ocorreu há três noites, mas o rapaz tem um historial de asma, o que prova que não está relacionado.
Ama senin gözün bütün gece benim üstümdeydi, çünkü beni Danny'nin çok pervasız olduğu babanın da sağının solunun belli olmadığı konusunda uyarmıştın. Hatırlıyor musun?
Mas passaste a noite toda a ver como eu estava porque me tinhas avisado que o Danny era um perigo e o teu pai podia passar-se.
O gece eve döndüğümde annemin bana gecemin nasıl geçtiğini sorduğunu, benim de ne anlama geldiğini bilmeden, "Herkes çok üzgün görünüyordu" dediğimi hatırlıyorum.
E lembro-me de que, quando fui para casa nessa noite, a minha mãe perguntou-me como tinha corrido e eu disse... Antes de compreender o que significava, disse : "Pareciam tristes."
Olayın olduğu gece Shakowski alıp ona götürmeni söyledi sana.
Na noite em que tudo aconteceu, o Shakowski diz-te para saíres e lha trazeres de volta.
Daha dün gece yanındaydım.
Estive aqui com ele ontem à noite.
Dün gece burada yatan bey vefat mı etti?
O senhor que estava aqui ontem à noite... ele faleceu?
Bu gece duble ver Stan.
Esta noite quero um duplo, Stan.
Bir gece gelip bana Tanrı'nın kaybolduğunu ve beyaz takım elbiseli adamların O'nun peşinde olduğunu söyledi.
Uma noite ele apareceu, disse-me que Deus tinha desaparecido. E que estava a ser perseguido por pessoas em fatos brancos.
Bak Javier, bunu bütün gece devam ettirebilirim...
Posso fazer isto a noite toda...
O gece cok komiktiniz.
Estavas hilariante nessa noite.
Gece vardiyasindayim.
Faço o turno da noite.
Bu gece jurinin kimi sectigini ogrenelim.
Vamos ver quem o júri escolheu como campeão desta noite.
Gece tenis sahamin isiklarini acik gorursen misafir kabul edebilirim demektir.
Se vires as luzes do campo de ténis ligadas de noite, significa que preciso de companhia.
Dun gece bir ruya gordum 17 yasindaydim
A noite passada tive um sonho Quando tinha 17
Dun gece bir ruya gordum
Ontem tive um sonho
Yeter ki bu gece sahnede parla ve HBO'ya seni kesfetmelerine ihtiyacin olmadigini goster.
Desde que esta noite faças um grande espetáculo e mostres à HBO que não precisam de te descobrir.
Bling aradi, bu gece Quincy Jones beni partisine cagirmis.
Bem, o Bling ligou e o Quincy Jones convidou-me para ir à festa dele.
Turner Hooch'un Hooch'unu temsil ederken gece izinsiz giren biriyle ilgili benzer bir telefon aldim.
Quando eu representava o Hooch, de Amigos e Detectives, recebi uma chamada parecida sobre um intruso durante a noite.
Dun gece icin sana borcluyum.
Devo-te isso pela noite passada.
Bu senin icin iyi bir gece.
Esta é uma boa noite para ti.
Bu senin icin onemli bir gece.
É uma grande noite para ti.
Gun mukemmeldi, gece daha da iyiydi.
O dia foi perfeito e a noite foi ainda melhor.
Bu gece her sey olacak, degil mi?
Hoje acontece de tudo aqui, não é?
Beavis dun gece hic nazik degildi Butt-Head.
O Beavis não foi simpático a noite passada, Butt-Head.
Bütün gece uyumadım... Para arayıp durdum.
Estive a noite toda a procurar dinheiro.
- Bir pantolon cebinde 20'liği hemen buldum, 1.64 için ise bütün gece uğraştım.
- Encontrei logo 20 dólares numas calças e demorei o resto da noite a encontrar o resto.
- Tanrım. Tüm gece boşa gitti.
- Esta noite foi toda um desperdício.
Bu gece çok eğlendik.
Tivemos uma noite muito divertida.
Dün gece The O.C.'yi izledin mi?
- Na Terra Dos Ricos ontem à noite?
Sophia, bu gece yemeğe evime gelmelisin.
Sophia, tens de vir jantar à minha casa hoje.
Boncukları tak, arabayla köprüden git, gece olmadan yetiştirirsin.
Pode colar as pérolas, atravessa a ponte e está lá ao fim da tarde.
Seni üzmek istemiyorum fakat... Bu gece çıkmak istediğimden emin değilim.
Não te quero chatear, mas não sei se quero ir hoje à noite.
Gerçekten, seni tüm gece dinleyebilirim.
A sério, podia ouvir-te a noite toda.
Power Tits nerede bu gece, kütüphanede mi?
Onde está a Mamas Poderosas, na biblioteca?
Bu gece buradaki en önemli kişi olmadığından değil ama burası VIP bölümü.
Não que não sejas a pessoa mais importante esta noite, mas esta é a secção VIP.
Burası tüm gece boştu.
A secção esteve a noite toda vazia.
Çünkü seninle tanıştığımız gece, herkese ne yapacağını söylemeye başlamıştın.
Porque na noite em que te conheci, começaste a dizer a todos o que fazer.
Sonra oraya varacağız ve iki gece otelde kalacağız.
Depois vamos chegar lá e partilhar um quarto de hotel durante duas noites.
Ne bu gece, ne başka bir zaman.
Nem esta noite, nem nunca.
Biliyorsun eğer bu gece burada ölürsek diye.
Sabes, para o caso de morrermos hoje.
Ben bir gece kuşuyum.
Sou um pássaro noturno.
Bütün gece.
A noite toda.
Gece yarısı otobüs durağında dolanıp, yabancılarla 2. Dünya Savaşı'ndan bahsetmene izin veremezdim.
Não ia deixar que andasses pela central de autocarros, à noite, a falar com estranhos sobre a Segunda Guerra Mundial.
Chuck, ölüm sahnen uzuyor gibi ve her gece daha da duygusallaşıyor.
Chuck, a tua cena da morte está cada vez mais demorada e mais comovente a cada noite.
Bir gece... yüksek alkol oranlı bir şişe tekila sahneye döküldü ve her şey alev aldı.
Uma noite, despejaram no palco uma garrafa de tequila com 57,15 % de álcool e pegaram-lhe fogo.
Sessiz gece.
Noite de paz.
Dün gece ne olacak?
E ontem à noite?
- Dün gece mi?
- Ontem à noite?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]