Gece yarısı mı traduction Portugais
640 traduction parallèle
Gece yarısı mı?
Meia-noite?
- Gece yarısı mı?
- Meia-noite?
- Gece yarısı mı?
- À meia-noite?
Gece yarısı mı?
Á meia-noite?
Öğlen mi, gece yarısı mı?
É meio-dia ou meia-noite?
- Gece yarısı mı?
- A meio da noite?
Gece yarısı mı?
À meia-noite?
O parayı bu gece United Copper hisselerine yatırayım. Yarın para ikiye katlanmış olur.
Deixe-me investi-lo na United Copper esta noite... e eu dobrarei o seu dinheiro amanhã.
O halde, gece yarısını beklerken size bir hikaye anlatayım.
Então vou-vos contar uma história enquanto esperamos pela meia-noite.
Size gece yarısı katılacağım.
Venho cá ter à meia-noite.
Nuttall'a gece yarısına kadar gemide olacağımızı söyledim.
Disse ao Nuttall que estaríamos no barco à meia-noite.
Kan kaybından ölecek bile olsanız sizi gece yarısına kadar iyileştirmiş olacağım.
Vai ficar bom até à meia-noite, nem que o tenha de sangrar até morrer.
Gece yarısından saat 3'e kadar burada adamımız vardı.
Estivemos de vigia da meia-noite até depois das 3 : 00...
Yarın gece benimle yemeğe çıkar mısın?
Jantas comigo amanhã à noite?
Kervanın Gece yarısı Havuzu'nun yanında mı dinleniyor?
- E sua caravana descansa na lagoa?
Saklandığım yere gece yarısı gibi geldi.
Chegou ao meu esconderijo por volta da meia-noite.
Gece yarısına kadar süre tanıyalım.
- Damos-lhe até à meia-noite.
Sao Pio'da küskün subayların toplandığına dair gelen rapora dayanarak emrinizle başkanım, General Chavez bir süvari birliğiyle gece yarısı onları bastı.
Conforme o relatório houveram reuniões de oficiais descontentes... o Coronel Chavez, às suas ordens, deslocou-se com tropas de cavalaria após anoitecer.
Zamanımızın yarısını şehirde barlarda ve gece klüplerinde geçirdik.
Passávamos metade do tempo em bares e clubes.
Gece yarısına doğru çadırıma gel de zırhımı kuşanmama yardım et.
Pelo meio da noite, vem à minha tenda e ajuda-me a vestir a armadura.
Hiç gece yarısı, okyanusun ortasında, bir erkekle tümüyle yalnız kalmamıştım.
Nunca estive completamente sozinha com um homem a meio da noite, - no meio do mar.
Grubach'a soracağım, gece yarısı evinde yabancıların..... dolaştığını biliyor mu?
Acho que a Sra. Grubach gostaria de saber que há estranhos aqui.
Eğer Lord Antony, bu gece ve yarın gece, Majestelerini görmek isterse ona, Mısır'a gelmesi gerekecek.
Esta noite e amanhã à noite, se Lorde António desejar encontrar a rainha terá de ir ter com ela ao Egipto.
Yarın gece size özel bir atış gösterisi yapacağım.
Amanhã à noite uma exibição sublime de precisão de tiro.
Oturacak mıyız? Ahlak ve adaleti bir kenara bırakıp gece yarısı gizli mahkemeler kuran ve masum insanları yargılayan Romalılar bizler miyiz?
Somos... somos todos romanos, agora que ignoramos a decência e a justiça... e julgamos homens inocentes, na calada da noite?
Cin şişelerini gece yarısından sonra dışarı çıkarırım kimse görmesin diye.
Levo-te garrafas de gin depois da meia-noite, quando ninguém vir.
Size Gece yarısı Ziyaretçisinin hikayesini anlatayım.
Contarei a história do visitante noturno.
" Kasımın gece yarısı, ölünün adaleti yakınken,
" À meia-noite de Novembro, quando o destino do morto está próximo,
Oh, akşamın erken saatlerinden gece yarısına kadar herhangi bir saatte. Sıvı örneklerini aldım.
Pode ter morrido entre o final da tarde e a meia-noite.
Gece yarısı ne yapayım yani, kaptanı mı öpeyim?
O que vou fazer à meia-noite?
5 kasım 1940 günü, halk sandığa gitti. Saatler gece yarısını gösterdiğinde Amerikan halkının tercihi belli olmuştu.
5 de Novembro de 1940 foi dia de eleições e, à meia-noite, o Presidente escolhido pela América para mais quatro anos era óbvio.
Gece yarısı ortaya çıkan dostun Terry Lennox'u arabayla birkaç yüz kilometre öteye götürdün ve de sana hiçbir şey anlatmadı, buna inanacağımı mı ümit ediyorsun?
Quer que eu creia que Lennox apareceu no meio da noite... você levou-o a centenas de km. E ele não lhe contou?
Gece yarısı. 300 $ doları getirsen iyi edersin, seni pislik. Duydun mu? Tamam mı?
E é melhor teres a merda dos trezentos dólares.
Yerinizde olsam gece yarısına kadar orada kalırdım.
Ficaria lá até à noite se fosse você.
Hissettim sanki koparıldığımı Gece bir ziyafeti yarıda bırakmış
E senti-me rasgado de uma noite de festim interminável
Hiç umulmayacak şeyi ummak üzere eğitim aldım ama... beni gece yarısında senin gibi bir şeye hazırlamadılar.
Fui treinado para esperar o inesperado, mas... eles nunca me prepararam para algo como tu em camisa de noite.
- Şunu, çeyrek geçe yapalım. - Gece yarısı.
- Um quarto para as doze?
Sen ilk nöbeti üstleniyorsun, ben gece yarısına doğru devralacağım.
Ficas com o primeiro turno, e eu venho render-te por volta da meia-noite. - Tens a pimenteira?
Gece yarısı seni aradım.
Liguei-te à meia-noite.
- Gece yarısı çıkacağım...
- Saio à meia-noite...
Gece yarısından sonra olacak şekilde ayarlama yaptım.
Programei-os para depois da meia noite.
- Gece yarısı nöbeti devralırım.
- Eu revezo-o à meia-noite.
Gece yarısı dönmesi lazım.
- Tem de estar em casa à meia noite.
Hatırladığım kadarıyla, gece yarısı gibi kokuyor.
Cheira a meia-noite, se bem me lembro.
Gece yarısından sonra mı?
- E pouco depois da meia-noite...
Gece yarısı terasta buluşalım. He, bu arada...
Aparece no alpendre à meia-noie e, entretanto...
Gece yarısı, tamam mı?
Meia-noie?
İntihar mı? Evet. Gece yarısı kendini asmış.
Sim, enforcou-se durante a noite.
Yaptığım İş Gereği Gece Yarısı Toplantılarında, Konuşmam Gerekiyor...
- Olha quem fala. Aquele que tem reuniões à meia-noite.
Eğer başıma bir iş gelirse, dostlarım o mektubu gece yarısı postalayacaklar.
A não ser que a minha gente seja avisada, essa carta segue à meia noite.
Gece yarısından sonra düzelecekmiş. Gece yarısına kadar ayrılma imkanımız olmayacak.
Vai melhorar à meia-noite e não vamos arriscar até lá.
gece yarısı 86
gece yarısı oldu 27
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88
gece yarısı oldu 27
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88