English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ G ] / Gördüğüm kadarıyla

Gördüğüm kadarıyla traduction Portugais

1,224 traduction parallèle
Şimdi, gördüğüm kadarıyla, rap yapamamanız sizin pasaport almanız yönündeki en büyük engel.
A conclusão a que chego, e que, a tua incapacidade de'rappar'é o que dificulta arranjar o passaporte.
Gördüğüm kadarıyla kocası, evlilikte ondan daha mutluymuş.
Do que eu consigo ver, o marido andava mais contente com o casamento do que ela.
Gördüğüm kadarıyla yoktu.
Não pelo que me pareceu.
Gördüğüm kadarıyla bir de cadı vardı.
Pelo que vi, também lutaste contra uma bruxa.
Gördüğüm kadarıyla hiç birine.
Nenhum que tenha visto.
Buradan gördüğüm kadarıyla, onlarla bağ kurabilen tek kişi sensin.
Pelo que vi parece que eles estabeleceram um laço com você.
Gördüğüm kadarıyla iyi ellerdeyim.
Eu posso ver que estou em boas mãos.
Hala kibirlisiniz, gördüğüm kadarıyla.
Vejo que continuam com o bichinho da arrogância.
- Yani benim gördüğüm kadarıyla. - Olabilir ama ben yine de... Anson'ın neden polisle konuşmak istemediğini merak ediyorum.
Talvez, mas continuo a querer saber porque é que o Anson não quer falar com a polícia.
Gördüğüm kadarıyla kalkıyor, çevrede uçuyor ve geri dönüyoruz.
Tanto quanto sei, saímos, damos uma volta e regressamos.
Gördüğüm kadarıyla sadece jantta hasar var.
A única coisa danificada é o aro, pelo que pude ver.
İşe yarayabilir. Gördüğüm kadarıyla... Stone'un ordusu buraya kutlama için gelmiş.
É viável, mas na minha opinião, os exércitos de Stone estão aqui para comemorar.
Çünkü aldığın o ilaçlar ağır hastalar içindir. Ve gördüğüm kadarıyla çok fazla kullanıyorsun.
É que os comprimidos que andas a tomar são para muitas dores e tu estás a despachá-los a toda a velocidade.
Haberim yok, efendim. Gördüğüm kadarıyla gayet iyi anlaşıyorlardı.
A meu ver, eles se davam bem.
Ama gördüğüm kadarıyla Sizin kızınız olduğından eminim
Mas do que eu vi, Eu estou seguro ela é sua filha.
Gördüğüm kadarıyla Patrice'in senin alâkandan haberi yok ama boş ver.
Cá para mim, a Patrice não faz a mais pequena ideia dos seus afetos. Não me admira.
Gördüğüm kadarıyla oldukça meşgulsünüz ve eminim sırf sizin ilginiz için feryat eden bir çok hasta vardır.
Tenho de admitir que é um homem muito ocupado e tenho a certeza que há muita gente a clamar pela sua atenção.
Gördüğüm kadarıyla parayı yanınızda getirmediniz. - Doğru mu?
Vejo que não tem o dinheiro consigo, certo?
Gördüğüm kadarıyla uzay gemisi motorları hakkında bir iki şey biliyorsunuz.
Vejo que sabe alguma coisa sobre os motores das naves.
Gördüğüm kadarıyla sen iştesin, golftesin, bunu seviyorsun.
O que vejo é que trabalhas, vais a jogos e gostas de jogar golfe...
Ama gördüğüm kadarıyla bunun çaresine bakmışsın. - Evet.
Vi que já trataste disso.
Buradan gördüğüm kadarıyla, bana teşekkür edecekler.
Pelo que tenho visto, vão agradecer por isso.
Gördüğüm kadarıyla ünlü biraların ve hardalların var.
Estás a fazer aquela famosa dieta de cervejas e mostarda?
Gördüğüm kadarıyla fiziksel olarak iyi.
- Ele parece estar fisicamente bem.
lazerle çizen bir çizgiye inanıyorsun gördüğüm kadarıyla
Acredito que podemos desenhar essa linha com uma serra laser.
Yani beni biraz rahatsız etti... ve gördüğüm kadarıyla onu ve Miles'ı da rahatsız etti.
Quero dizer, pôs-me desconfortável... e parece tipo que pôs a ela e ao Miles desconfortáveis, também.
Gördüğüm kadarıyla emniyet kemerin var.
Ah, já tens uma cinta...
Ve gördüğüm kadarıyla stüdyodan ayrıldığına dair hiçbir kanıt yok.
Vi todos os artigos publicitários que ela fez e tanto quanto sei, não há provas de que ela tenha deixado o estúdio.
Gördüğüm kadarıyla öylesiniz.
Pela minha parte, até podia ser.
Günaydın, Gray. gördüğüm kadarıyla, Will'den o aramayı aldın.
Bom dia, Gray. Vejo pela sua cara que o Will lhe telefonou.
Bu istek ne kadar kışkırtıcı olursa olsun. Gördüğüm kadarıyla gardırobumu eşelemişsin.
Eu reparei que você já está de olho no meu guarda-roupa.
Gördüğüm kadarıyla meşgulsünüz.
Eu posso ver que você está ocupada.
Gördüğüm kadarıyla bu işaretler ve her ne oluyorsa onlar, hiçbiri suyun yakınında değil.
Do meu ponto de vista... estes lugares marcados nas plantações e... nenhum deles é realmente perto de água.
Gördüğüm kadarıyla yoktu.
Nada que eu tenha visto.
Gördüğüm kadarıyla Tokugawa Shogunate öldü. Diğerleri Katsura'yı terk etti ;
Sr. Saito a meu ver, o Tokugawa Shogunato está morto.
Gördüğüm kadarıyla, bir şeye alışılmamış demek sadece gerçek açıklamanın önlenmesinin bir yolu.
Dizer que algo é paranormal é apenas uma forma de escapar à explicação verdadeira.
Ajan Doggett şunu söylemeliyim ki dosyanızı incelerken gördüğüm kadarıyla sizin gibi ülkesi için görevlerinde böyle seçkin bir sicili olan bir adamla konuşmak gerçekten bir onur.
Estive a ver a sua ficha. É uma honra falar com um homem distinguido por serviços tão leais ao seu país.
Gördüğüm kadarıyla ona karşı... bir şeyler hissediyor.
Parece-me estar ligada a ele.
- Gördüğüm kadarıyla.
- Pelo que vi.
Jack, gördüğüm kadarıyla, seni gerçekten seviyor ve uğraşıyor.
Pelo que vejo, ela ama-te e quer ultrapassar isso.
Gördüğüm kadarıyla burada kimse bulmaca çözmüyor.
Não vejo ninguém a fazer palavras cruzadas.
Gördüğüm kadarıyla hiç bir şey yok.
Nada, ao que parece.
Gördüğüm kadarıyla incinme muhtemelen patlama öncesinde olmuş.
Pelo que vi, a cabeça dela machucou bem antes da explosão.
Olmadığını biliyorum ama gördüğüm kadarıyla kaybedecek bir şeyim yok Rommie.
Não, não é Eu sei... Mas do modo como vejo as coisas Não tenho nada a perder.
Gördüğüm kadarıyla birşeyleri kutluyorsunuz.
Parece que estás a festejar alguma coisa aqui.
Gördüğüm kadarıyla bir derdi yok.
Parece-me estar bem.
- Gördüğüm kadarıyla hayır.
O pai entrou em parada fará um minuto.
- Gördüğüm kadarıyla yok.
Nenhum que consiga detetar.
Gördüğüm kadarıyla bunu yapmak pek zor olmadı.
Pelo que sei, não é difícil isso acontecer.
Gördüğüm kadarıyla yok.
Que eu veja, não...
- Gördüğüm kadarıyla yaptığın iş hoşuna gidiyor.
Vejo que ainda gostas do que fazes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]