Heyecan verici traduction Portugais
2,798 traduction parallèle
Neyse, ben de işe gidiyordum. Sizi heyecan verici ekmek ve suyunuzundan etmeyeyim.
Seja como for, é suposto estar a trabalhar agora, por isso vou deixar-vos com o vosso entusiasmante pão e água.
Ya da... Daha heyecan verici şeyler yapabiliriz!
Ou podíamos fazer algo mais entusiasmante!
- Heyecan verici mi?
- Excitante?
Hatırı sayılır miktardaki borcunu sildim ve o da heyecan verici yeni bir iş girişiminde bana katılma teklifimi kabul etti.
Perdoei a dívida considerável ele, e ele aceitou minha oferta de começar um novo negócio.
Heyecan verici!
Cheia de energia!
Bu gerçektende heyecan verici.
É mesmo bem chocante.
Sana heyecan verici bir buluşa tanıklık etme şansı vereyim.
Fica sabendo que estamos perto de uma descoberta emocionante.
Çok heyecan verici bir şey, çünkü bir şeyin üzerine bu kadar uzun süre çalışıp meyvalarını verdiğini görmek...
É bastante excitante, porque trabalhamos tanto tempo numa coisa e depois... Vem... tu sabes... Vemos os frutos.
Seni ait olduğun ulusal ligde görmek heyecan verici.
Estou feliz de te ver na NHL, é aqui que tu pertences.
Şunu söylemeliyim ki, bu oldukça heyecan verici.
E digo, é sensacional.
Ne heyecan verici!
Mas que agitados que estão, hoje!
Amerika çok heyecan verici tek sorun babamı hiç göremiyoruz.
A América é uma excitação, só que nunca vemos o nosso pai.
Bu çok heyecan verici.
É realmente muito empolgante.
Heyecan verici haberlerim var.
Tenho notícias empolgantes.
Bu gerçekten heyecan verici.
Isso é realmente excitante.
- Heyecan verici. - Biliyorum.
Deve ser emocionante.
Beni heyecan verici biri biliyorsun değil mi?
Achas-me excitante, não é?
Bu heyecan verici.
Isto é muito emocionante.
Aziz John'un vaazı sırasında Babylon'dan düşmesinden bu yana gelişiniz buradaki en heyecan verici şey.
Você foi a melhor coisa que aconteceu aqui, desde o sermão de São João sobre a queda da Babilónia.
Bunun benim için de kolay olacağını söylemiyorum ama bu heyecan verici olur, değil mi?
Não digo que vá ser fácil para mim, mas não é isso que torna a coisa excitante?
Bu da onu şaşırtıcı ve heyecan verici yapan şey.
É o que o torna tão incrível e excitante.
- Heyecan verici.
- Excitante.
Gerçekte parçası olmasanız da bir gruba ait olmanın heyecan verici bir yanı vardı.
Há algo de inspirador numa causa comum, mesmo quando não é nossa.
Norris geçen ay Senato umutlarını zora sokmuş olsa da itirafvari konuşması birçok kesim tarafından heyecan verici olarak tanımlandı.
Norris perdeu a corrida ao Senado, no mês passado. Mas o seu discurso de derrota, foi considerado por muitos, como tendo sido, electrizante.
Heyecan verici doğrusu, uzun zaman olmuştu.
É excitante, já não vamos há muito tempo.
Çok heyecan verici.
É tão empolgante.
Heyecan verici.
Emocionante!
İğnelemenin heyecan verici dünyasıyla yeni tanıştırıImıştım, ve bu benim için herhangi birinin sahip olabileceği en büyük mutluluktu.
Fui recentemente introduzido no mundo excitante do sarcasmo e, para mim, foi a maior alegria que alguém podia ter.
Gerçekten de heyecan verici ve yaratıcı bir dönemdi. Çok teşekkürler.
Era apenas um período entusiasmante e criativo.
Bir kavga daha heyecan verici olurdu.
Teria sido muito mais emocionante.
Heyecan verici olmalı.
Parece emocionante.
Heyecan verici haberlerim var.
Tenho óptimas notícias.
Bu uzun zamandır yaptığım en heyecan verici şey.
Quer dizer, esta foi a coisa mais empolgante que fiz desde há muito tempo.
Çok heyecan verici.
É empolgante.
Senin için heyecan verici bir eş olmadığımı biliyorum.
Sei que não tenho sido particularmente empolgante para contigo.
Bugünkü Falınız Boğa "Gizemli bir yabancıyla tanışmanız yeni ve heyecan verici fırsatlar için bir köprü olabilir."
"Um encontro, por acaso, com um estranho misterioso pode ser a ponte para novas e excitantes oportunidades."
Bu bütüncül bir tanım ve söylemeliyim ki bence çok heyecan verici bir düşünce.
Este é um conceito holístico e tive de dizer a mim mesmo, "Isto é uma ideia emocionante."
Hiçbir ilerleme yoktu. Ve dört tanesinde, hastalığın gerilediğinin heyecan verici kanıtlarını gördük.
E havia quatro em que tínhamos evidência animadora de regressão da doença.
İşte bu heyecan verici bir şeydi.
Meu! Essa foi boa.
Rio'ya gelmem için beni aradığında daha heyecan verici bir şey için olduğunu sandım. Şu tipe bak.
Quando me ligaste a pedir para vir ao Rio, presumi que fosse para algo mais empolgante do que isto...
Bu heyecan verici.
Isto é tão excitante.
En heyecan verici şey bu bence.
Acho que é a coisa mais emocionante.
Ama kabul etmelisin ki, oldukça heyecan verici bir ilk randevuydu.
Mas tens que admitir, que para primeiro encontro, foi bastante excitante.
Heyecan verici, değil mi?
Isto é empolgante, não é?
Sizinle tanışmak heyecan verici, Dr. Brennan.
É uma honra conhecê-la.
Oldukça heyecan verici olmalı!
- Deve ser muito animador.
Eski sevgilin kusursuz, karamel renkli, heyecan verici yeni bir sevgili bulduğu için harap olduğunu biliyorum.
Sei que estás devastada por o teu ex-namorado ter encontrado um novo amor com pele cor de caramelo perfeita.
Heyecan verici bir şey.
É novo.
Bu çok heyecan verici!
Que emocionante!
Heyecan verici değil mi?
É excitante, não é?
Heyecan verici.
- Isso é emocionante.