Hiç sanmıyorum traduction Portugais
4,820 traduction parallèle
Hiç sanmıyorum.
Acho que não.
Bu iş tehlikeli olabilir, ama bir cinayet hiç sanmıyorum.
Este mercado pode ser imoral, mas um assassinato? Acho que não.
Hiç sanmıyorum.
- Não me parece.
- O seçeneğin bize uyacağını hiç sanmıyorum.
Não, acho que isso não vai servir para nós.
- Hiç sanmıyorum.
- Não me parece.
Beni affedeceğini hiç sanmıyorum.
Acho que ela nunca me vai perdoar.
Hiç sanmıyorum.
Não me parece.
to stealing a half a mil in jewelry? Hiç sanmıyorum.o.
Acho que não.
Hayır, hiç sanmıyorum.
Não me parece.
Seni görmek isteyeceğini hiç sanmıyorum.
Não acho que ela o queira ver.
Sadece Stan'le aramızın böyle olabileceğini hiç sanmıyorum.
Apenas... acho que não consigo imaginar o Stan e eu a fazermos isso.
- Hiç sanmıyorum.
- Acho que não.
- Hiç sanmıyorum ama...
Acho que não, mas...
- Hiç sanmıyorum. - Neden kanaması vardı?
- Porque é que ele está a sangrar?
- Hiç sanmıyorum.
Não me parece.
Hiç sanmıyorum.
Não acredito nisso.
Hiç sanmıyorum.
Penso que não.
- Hiç sanmıyorum.
É melhor não.
Hayır, hiç sanmıyorum.
Não, não, acho que não.
Çinli bir örümceğin ısırdığını hiç sanmıyorum.
Duvido que tenha sido mordido por uma tarântula chinesa.
Hayır, hiç sanmıyorum.
Acho que não.
- Hiç sanmıyorum.
- Não, acho que não.
Hayır, hiç sanmıyorum.
Não, não me parece.
Hiç sanmıyorum.
Ela não faria uma coisa dessas. É drogada.
- Hiç sanmıyorum..
Acho que não.
Evine gitmen lazım. Hiç sanmıyorum.
- Tu precisas de ir para casa.
Seni bu apartmanda gördüğümü hiç sanmıyorum.
Acho que ainda não a tinha visto aqui no prédio.
Eğer aradığımız adam oysa kullandığı tek takma ismin o olduğunu hiç sanmıyorum.
E se é o homem que procuramos duvido que seja o único pseudónimo que use.
Hiç sanmıyorum ki Ashley'nin yolu böyle bir zenginliğe çıksın.
De qualquer forma, acho que a Ashley não está no caminho de uma enorme riqueza.
Ama tek geleceğinin bu olduğuna inanması gerektiğini hiç sanmıyorum.
Mas não acho que ele deva acreditar que este é o seu único futuro.
Hiç sanmıyorum.
Eu trato disso. - Tu não tratas de nada.
- Hiç sanmıyorum.
Não tenho a certeza.
- Hiç sanmıyorum, tamam mı?
Acho que não, está bem?
Hiç sanmıyorum.
Realmente, acho que não.
Hiç sanmıyorum.
Bom, eu não concordo.
Kusura bakmayın ama ben zaten bir polis memurundan korunmaya çalışıyorum bir tanesini daha evime çağırmak isteyeceğimi hiç sanmıyorum.
Com todo o respeito, estou me defendendo de um membro da polícia. Estou pouco inclinado a convidar outro para entrar na minha casa.
Hiç sanmıyorum.
Acho que não...
Bu kargaşayı idare edebileceğimi hiç sanmıyorum.
Acho que não consigo lidar com a pressão.
Hayır, hiç sanmıyorum.
- Acho que não.
Hayır, hiç sanmıyorum.
- Não, não creio estar.
- Hiç sanmıyorum.
- Não penso assim.
Şimdiye kadar hiç "arınmayı destekle" demek zorunda kaldığımı sanmıyorum.
Acho que nunca vou ter que falar em desintoxicação do corpo. Nunca.
Hiç kimsenin yapabileceğini sanmıyorum.
Acho que ninguém pode.
Hiç sanmıyorum.
Sim, acho que não.
Adli tabibin raporuna bakılırsa, hiç öğreneceğimizi de sanmıyorum.
E baseado naquele relatório legista, duvido que descubramos.
Sanmıyorum. Adamla hiç kart oynadın mı?
- Jogas cartas com o homem?
- Hiç sanmıyorum.
Acho que não.
Thea'yı severim. Bu işlere bulaşmak istediğini sanmıyorum hiç.
Gosto muito da Thea, mas acredito que ela não se queira imiscuir.
Konseri hiç terk ettiğini sanmıyorum.
Creio que nunca saiu do concerto. Não foi ele.
Son kırk beş yıldır hiç öz ismini kullandığını sanmıyorum.
É improvável que tenha usado o seu nome verdadeiro nos últimos 45 anos.
Kimsenin senin için, benim gibi düşündüğünü hiç sanmıyorum. Evet. Hiç şeytanın temsilcileri gibi durmuyorlar.
Eles não parecem ser agentes de satanás.