English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ I ] / Izin veriyorum

Izin veriyorum traduction Portugais

870 traduction parallèle
Kıçıma tekmeyi vurup, beni kapı dışarı etmelerine izin veriyorum.
Deixei que um sujeito como esse golpeasse-me e não fiz nada.
Bu politika isinden biktim. Simdi de kalmam için beni ikna etmelerine izin veriyorum.
Estou farto de política e agora deixei-me convencer a ficar.
Senin kalmana izin veriyorum Hindley. Hatta bir teselli bile sağlıyorum... doktorun aksi talimatına rağmen.
E eu permito-te que fiques, Hindley... e até te forneço algum conforto... contra as ordens do médico.
- Size izin veriyorum. - Pekala.
Tem a minha autorização para falar.
- Bay Evans oğlunuzun benimle konuşmasına izin veriyorum, Bay Evans.
Sr. Evans. O seu filho tem a minha permissão para falar comigo. Obrigado, Morgan.
Sana sırf acıdığıma izin veriyorum.
Só te deixei ficar por caridade.
Niçin kokuşmuş hayatıma tekrar girmene izin veriyorum bilmiyorum.
Não sei porque deixo que faças parte da minha vida miserável.
Bir erkek olarak da gitmek istediğin için gitmene izin veriyorum.
Como um homem, eu tenho que a deixar ir Porque é o que você quer.
Evet, evlilik beyannamesi okundu ve kimse itiraz etmedi. Bu adamın kardeşimle görüşmesine izin veriyorum.
Bem, agora que já li os banhos e tendo ninguém há nada a alegar consinto que este homem corteje a minha irmã.
- şeyy, gündüzleri burada çalışmasına izin veriyorum.
- Bem, deixei-a trabalhar aqui durante o dia.
Elbette izin veriyorum.
Claro.
Sana izin veriyorum.
Vamos. Dar-lhe-ei esse prazer.
Ama ayrıntıları kendinizin bulmasına izin veriyorum.
Mas deixarei que conheçam os detalhes por sua conta.
Dışarı çıkmana izin veriyorum.
Deixarei-te sair. Vamos, Mike.
Kasabada kalmana izin veriyorum.
Vou deixá-lo ficar na cidade.
Buna izin veriyorum. Bu psikoterapi.
Eu deixo, é uma boa terapia.
Juan, gitmene izin veriyorum.
Vamos, saia. São livres.
Çünkü Noah Ackerman'a benim için savaşmasına izin veriyorum
Porque estou a deixar o Noah Ackerman a lutar por mim. - Se queres personalizar isto.
Ben de sana izin veriyorum, bunun tadını çıkar.
Estou a dar-lhe umas férias também, por isso, aproveite-as.
Evlenmene izin veriyorum.
Tens a minha permissão para casar.
Beni böyle işlere sokmana niye izin veriyorum?
Como é que eu deixo que tu me convenças? Porquê?
Her sene buraya bir süre gelmesine izin veriyorum.
Cada ano, sotaque que fique um tempo.
Kanamasına izin veriyorum. Sonra kanama duruyor.
Deixa-se sangrar, acaba por estancar.
Sayın Yargıca izin veriyorum. ... adamlarına açıkça emretsin..
Mas autorizo o magistrado a dirigir-se a seus agentes.... em voz alta, para que valem ou façam o que quiserem.
O halde, izin veriyorum.
Nesse caso, autorizo.
Bramante'nin kurduğu iskeleyi kaldırıp kendi iskeleni kurmana izin veriyorum.
Tem a minha permissão para destruir os andaimes do Bramante e construir os seus.
Yaşamana izin veriyorum, kahraman.
Vou-te deixar vivo, herói.
On Kabile'nin teer'ı olarak, yaşamana izin veriyorum.
Como Teer das 10 Tribos, devolvo-te a vida.
Tüyü ya da boyayı seçmene izin veriyorum.
Deixo você tirar a pena ou a tinta.
- Ben de. Bazense, kendime bundan zevk almak için izin veriyorum.
E, às vezes, permito-me gostar.
Ben izin veriyorum, şimdi gazla.
Eu autorizo-a. Continue.
- Haydi, izin veriyorum.
- Vá, dou-te autorização.
Size izin veriyorum, gidiyoruz.
Eu autorizo-a. Continue.
Dalga geçmene izin veriyorum,... çünkü bu onların park ve ormanları yeniden... kurmaları hakkındaki hissettiklerim.
Vou deixar passar essa esperteza... porque pressinto que eles estão prestes a restabelecer... o sistema de parques e florestas.
Böyle olmasına ben izin veriyorum, fakat sonunda istediğimi elde ediyorum.
E eu deixo que pense que está ; no final, consigo o que quero.
Ben izin veriyorum.
Sim, eu autorizo-o.
Yaşamı boyunca eşim tarafından yapılan hoş bir geleneği geri getireceğim ve kendine bir isim koymana izin veriyorum.
Vamos reviver uma tradição antiga estabelecida pela minha falecida esposa enquanto viva, e fazê-lo escolher o próprio nome.
- Sana izin veriyorum.
- Concederei-lhe isso.
Bugünden itibaren dövüş sanatları çalışmana izin veriyorum.
A partir de hoje vou permitir que treines artes marciais.
Sevgili bayanlar, hükümdarın elini öpmenize izin veriyorum.
Queridas senhoras têm a minha permissão para beijar as mãos Reais.
Burada prova yapmalarna izin veriyorum.
Deixo-os treinar aqui em cima.
Sana üç dakika izin veriyorum.
Tens três minutos.
İzin veriyorum ama akşamları gemiye döneceksin.
Autorizo. Mas apresente-se a bordo todas as noites.
İzin veriyorum.
Autorizo.
İzin almadan bir şey yapmayacağıma söz veriyorum.
Prometo não fazer nada sem pedir sua permissão antes.
Bu seferlik gitmene izin veriyorum. - Abdullah!
- Vou deixá-lo passar por esta vez.
İzin veriyorum.
Tem a minha autorização.
İzin veriyorum.
Vou permiti-lo.
- Onun için burda kalmana izin veriyorum.
Por isso o deixo dormir aqui.
İzin veriyorum.
Tem-na!
İzin veriyorum.
Eu dou autorização.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]