Keşin traduction Portugais
25,419 traduction parallèle
Orası kesin.
Claramente.
Aylardır gizli görevdeyim ama onları dağıtacak veya suçlayacak kesin bir kanıt görmedim.
Estou a trabalhar sob disfarce há meses, e ainda não vi nada que justificasse a dissolução ou acusação dos membros da "Five-O".
Ronnie olduğu kesin.
É mesmo o Ronnie.
J.J. kadınla hastanede. Ama bizim adam olduğu kesin.
A JJ está no hospital com ela, mas é definitivamente o nosso homem.
Orası kesin.
Com certeza.
Ücra bir yerde olduğu kesin.
Algum lugar isolado, com certeza.
Kesin şunu!
Esqueçam!
Kesin bir şey söyleyemem.
Não posso prometer nada.
Bunların hepsi teorik kesin olarak bilmiyoruz.
Isto é tudo hipotético. Não temos a certeza.
- Tamam, saçmalamayı kesin.
- Está bem, isto é ridículo.
Kesin ya Max ve Caroline'ın evindeyim ya da hayvanat bahçesinde.
Ou estou na casa da Max e da Caroline, ou estou num jardim zoológico.
Evet. Ve bu konuda kesin konuşmalısın. Yoksa mesajı alamaz.
Sim e tens que ser firme ou ela não vai entender a mensagem.
John'un polise yalan söylediğini kesin olarak biliyor musun?
Tens a certeza de que o John mentiu à Polícia?
Maalesef cesedin durumu kesin ölüm saatini belirlemeye yetmiyor ama son 72 saat içinde olduğunu söyleyebilirim.
Infelizmente, a condição do corpo torna difícil determinar a hora da morte com precisão. Contudo, posso afirmar que esta aconteceu nas últimas 72 h.
Kesin olarak öyle diyemem ama iriliğe sebep olan şey tedavinin iş görmesini engelliyor.
Não posso afirmá-lo com certeza, mas... o que quer que esteja a causar o aumento de volume está a impedir que a cura funcione.
- Kesin, kesin şunu!
- Pára! Pára!
Yolunda diyorsan, kesin değil.
"Ok" significa "não ok."
- Cabe bunu yapmıştır kesin.
- Vejo o Cabe a fazer isso.
Daha önce tanışmıştık. Kesin olmak gerekirse, bir buçuk sene önce.
Um ano e meio antes, para ser precisa.
Ülkenin bundan sağ çıkmasını istiyorsak hızlıca ve kesin hareket etmeliyiz.
Para este país sobreviver, temos de ser rápidos e eficientes.
Sen kurtarabiliyorsundur kesin.
- Deixe-me adivinhar, o senhor tem?
Onlardan ne beklediğimi kesin olarak belirteceğim.
Eu vou deixar-lhes bem claro o que espero deles.
Sana söyledim Bill ; özür, kesin yenilgiye giden tek yol.
Eu disse-lhe, Bill, dar-se como culpado é meio caminho para a derrota certa.
Seni başka biriyle mutlu görmek kesin olarak her şeyi düzeltir.
Resolveria as coisas, de uma vez por todas, ver-te feliz com outra pessoa.
Kesin olan bir şey var.
Uma coisa é certa.
Kesin hayır diyorum.
É um firme não.
Kesin olarak emindim.
Fui claro em relação a isto.
O ağızla suç kesin sendedir.
Bem, sim, com essa boca, provavelmente foi.
Bir sürü otomobil galeriniz falan vardır kesin.
Aposto que tem uma série de stands de automóveis.
Öyledir kesin.
Tenho a certeza.
Bir şey gördü mü bilmiyorum ama kesin bir şeyler biliyor yoksa Marco ona dokunulmazlık sağlamaya çalışmazdı.
Não sei se viu alguma coisa, mas deve saber algo, senão o Marco não estaria a tentar que tenha imunidade.
Kesin Aguirre tehdit etti.
Foi o Aguirre que a obrigou.
İşe girişteki koşullarımızdan biri kesin gizlilikti.
Sigilo absoluto foi uma condição para envolvermos.
Zombi terörü ve antidot için dünyanın bize olan kesin bağımlılığı.
Terror zombie e da dependência total em nós, de um antídoto.
Muhtemelen bir tedavi üstünde ama sadece Ingot kesin olarak bilebilir.
Supostamente uma cura, mas só a Ingot sabe a certeza.
Kesin olarak restoranın isminden bahsetmiyor. Lokasyonu da belirsiz gibi.
Bem, tipo, não diz especificamente o nome do restaurante, e a localização não é clara.
İğrenç bir şekilde bronzlaşmışsındır kesin.
Provavelmente, deves estar muito bronzeado.
Kesin! Kesin!
Parem!
Ama hayatta kesin diye bir şey yoktur değil mi?
Mas, sabes, na vida nada é certo.
Ateşi kesin!
Não abram fogo!
İlk fırsatta benden kurtulacağın kesin.
Vai rejeitar-me na primeira oportunidade que tiver.
Bu motorlar hızlı değil ama kesin bir başvuru var ve daha kontrollü.
Aquelas motas não são rápidas, mas isto tem um certo encanto. E é muito mais controlado.
Kesin şunu.
Pára com isso. Está bem?
Kristali geri almadan önce ona kesin iletirim.
Vou dizer-lhe isso ao certo depois de recuperar o cristal.
Orası kesin.
- Isso ficou bem claro.
Tamamen ve kesin olarak iyiyim.
Estou completa e perfeitamente bem.
Kesin şu müziği.
Para a música.
Kesin Suicide Squad'tır.
Aposto que é "Esquadrão Suicida".
Kimin yönettiği konusunda henüz kesin bilgimiz yok Fakat dedikodulara göre sahneye yeni çıkmış bir oyuncu.
Não sabemos quem a dirige, mas há rumores de alguém novo.
Tamam... bize üssün havadan çekilmiş fotoğraflarını verin özel güvenlik şirketinin operasyonel lojistiğini kesin...
Está bem, forneçam fotografias aéreas da base, detalhes das empresas de logística operacional,
Tamam... ama çok kesin hesap yapamayacağım.
- e dispara o morteiro. - Está bem... Mas não precisam de mim nisso.
kesinlikle 5985
kesin 462
kesin mi 31
kesinlikle evet 36
kesinlikle katılıyorum 22
kesinlikle o 21
kesinlikle öyle 374
kesin öyledir 33
kesinlikle yok 77
kesinlikle var 22
kesin 462
kesin mi 31
kesinlikle evet 36
kesinlikle katılıyorum 22
kesinlikle o 21
kesinlikle öyle 374
kesin öyledir 33
kesinlikle yok 77
kesinlikle var 22
kesin değil 26
kesin olarak 16
kesinlikle olmaz 293
kesinlikle hayır 440
kesinlikle değilim 23
kesin sesinizi 129
kesinlikle doğru 100
kesinlikle efendim 40
kesinlikle haklısın 167
kesinlikle harika 36
kesin olarak 16
kesinlikle olmaz 293
kesinlikle hayır 440
kesinlikle değilim 23
kesin sesinizi 129
kesinlikle doğru 100
kesinlikle efendim 40
kesinlikle haklısın 167
kesinlikle harika 36