English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ K ] / Koça

Koça traduction Portugais

17,396 traduction parallèle
Koca adam.
És um grandalhão?
Koca adam burada da mı çalışıyorsun?
Grandalhão também trabalhas aqui?
Eve sabıkalı bir koca ve karanlık geçmişiyle döndüğünde ona tek bir soru bile sormadım.
Se ela volta com um ex-presidiário e com uma história duvidosa, eu não lhe faço perguntas.
Koca bir kalbi vardır.
Ele tem um coração grande.
Karı koca gibi didişiyorsunuz.
Vocês parecem casados.
Kulübe geldiğim o gece Malcolm X'te, Luke Cage'le dövüşen o koca adam...
Na noite em que eu fui ao clube, aquele grandalhão que estava a lutar com o Luke Cage na Malcolm X...
Çok iyi bir koca olmadım, biliyorum.
Sei... que não tenho sido o melhor marido
Nasılsın koca adam? Ben...
Eu... eu tenho que ir.
Dışarıda koca bir garnizon var.
Parece que está toda uma guarnição além.
Küçücük bir dedikodu bile koca bir kasabayı yerle bir edebilir.
Um mero boato varre uma aldeia inteira da face da terra.
Yani Marcus Messner, Olivia Hutton'ı koca Franklin'deki tek seçkin Fransız Restoranına götürmeye karar vermiş.
Então Marcus Messner resolveu levar Olivia Hutton ao único restaurante francês chique do Condado de Franklin.
Koca Mendelson'a da yaptırabilirdi.
Ele poderia ter mandado o Big Mendelson fazer isso.
Koca Mendelson?
Big Mendelson?
Koca Mendelson ne yaptı?
O que é que o Big Mendelson fez?
Koca Mendelson, bir gün kendine hakim olamadı ve...
Indo directo ao ponto, naquele dia, Big Mendelson não conseguiu conter-se.
Bıçağı kaptığı gibi koca adama saplamaya çalıştı.
Ela pegou numa faca e tentou esfaqueá-lo.
Ama Bayan Sklon konusunda, Koca Mendelson haklıydı.
Mas Big Mendelson tinha razão sobre a Sra. Skol.
Karanlık ihtiyaçları olan bu koca yürekli adam öğle saatinde gölgenin altına uyurdu.
"Este homem de actos sombrios mas de enorme coração. " Que por várias vezes pelo meio-dia se ia deitar para dormir sob sua sombra. "
Öyleyse bunu ona söylesen iyi olur yoksa Mabet'te garip bir koca yılı onunla beraber geçireceksin.
Então é melhor dizeres-lhe ou passarão um ano muito desconfortável aqui no Santuário.
Pekâlâ, koca oğlan.
Tudo bem, grande homem.
Bu koca kızı al.
Toma. Toma lá esta matulona.
Önce koca karıyı öldürmen çok yazık, ikimizi de sıradan geçirebilirdi.
Foi uma pena teres matado a velha antes que um de nós pudesse dar uma voltinha com ela.
Hastalıkta ve sağlıkta. Koca olmak bu demektir.
Na saúde e na doença, é o que significa ser um marido.
On yaşındaki Annabel Beam bu koca çukurlu ağacın ortasına kafa üstü düşeli tam üç saat oldu.
Já passaram três horas desde que Annabel Beam, de 10 anos caiu de cabeça dentro desta árvore oca o equivalente a três andares.
Karı koca, yan yana.
Marido e mulher, lado a lado.
Şiddete maruz kalmış bir koca gibi hissettiğim de oldu.
Às vezes, sentia-me um marido magoado. "
Şiddete uğramış bir koca gibi mi?
Ele sente-se um marido magoado?
Orenthal James Simpson yasta bir eski koca, annesin çocuklarına bakıyor.
Orenthal James Simpson, um ex-marido em luto, a confortar os filhos pela perda da mãe.
Bu karı koca arasında bir şey.
Quer dizer, entre marido e mulher.
- Ben de sizi karı koca ilan ediyorum.
Eu agora os declaro marido e mulher.
Gel gör ki karı koca olunca bu zor olur.
Mas é muito difícil quando se é marido e esposa.
O kıllı koca yabani.
A maior rameira que já vi.
Ben o donanmayı kurup deveran edeceğim ve Daenerys Targaryen'e koca sikimle birlikte hediye edeceğim.
Eu vou construir essa frota e vou deambular até lá e dá-la à Daenerys Targaryen juntamente com a minha grande pila.
- Koca sikini de verecekti sanırım.
A sua grande picha, acho que foi assim que disse.
Isır şunu koca adam.
- Morde, grandalhão.
Kısa kulak ve ben taşlarla o koca şerefsizin dikkatini dağıtacağız.
Vamos distrair o desgraçado com as Pedras.
Ben de sizi karı koca ilan ediyorum.
Declaro-vos agora marido e mulher.
Katwe çocukları, bizim çocuklarımız koca ülkeyi temsil ediyor.
As crianças de Katwe, as nossas crianças, representando o país.
En zararlı koca kedi çıktı.
O gato ficou pior.
Pek ilgili bir koca olamadım.
Não tenho sido um marido muito afectuoso.
Lâyıkıyla karı koca olmamızı istiyorum.
Quero que sejamos propriamente marido e mulher!
Bu koca adam ve kardeşi bize tonla para kazandıracaklar.
Este grandalhão e o irmão irão dar-nos muito dinheiro a ganhar.
Hayır, bu sorunun ardında bir gerçek yatıyor. Koca bir sır.
Não, há alguma verdade por trás, algum segredo grande.
Wayne Girişimcilik'te 10 yıldır çalışıyorum, koca bir sır falan yok.
Trabalho lá há dez anos e não há nenhum segredo grande.
Scully'i beraber indiririz sonra koca bir yatak gibi üzerine atlarız.
- Certo. Descemos o Scully e caímos em cima dele, como um colchão gigante.
Koca, tembel bir Michelle Kwan gibi.
Parece uma Michelle Kwan preguiçosa.
Koca Calderdale'de bir tane bile veteriner bulamaz mısınız yahu?
Não me encontram mesmo nenhum veterinário em Calderdale?
5 gündür koca bir hiç.
Nada, há cinco dias!
Bütün gün koca kıçlarının üstünde oturup ataçları büker onlar.
Ficam de rabo alapado o dia todo sem mexer uma palha.
Senden istedigim paralarını alıp... o koca sikik ağızının durduğu yere sokman.
Quero que pagues o que prometeste.
Senin özrüne ihtiyacım yok. Senden istedigim paranı o koca ağzının... durduğu yere sokman.
Quero que pagues o que prometeste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]