Kocan mı traduction Portugais
1,901 traduction parallèle
O senin kocan mı?
Ele é teu marido?
Oh. Hatta Bob gerçek kocan mı?
O Bob é mesmo teu marido?
O kocan mıydı?
Aquele era o seu marido?
Kocan mı?
O teu marido?
Kocan mı?
O teu marido? !
Ve babası erkek arkadaşınız mı yoksa kocanız mı?
E o pai? Ele é o teu namorado ou marido?
Hanımefendi hindiyi kocanızın kafasına mı fırlattınız?
A senhora atirou o peru contra a cabeça do seu marido?
Kocanızın size iyi davrandığını mı söylüyorsunuz?
Diria que o seu marido a trata bem?
- Bu ilk kocanız m ı?
É o seu primeiro marido?
Kocanız, ismini değiştirme konusunda, sizinle hiç konuşmadı mı?
O seu marido nunca mudou de nome?
Kocanızla iyi anlaşır mıydınız?
Como se dava com o seu marido?
Delirdim mi yoksa yarım saat önce kocanı burada mı gördüm?
Estou maluco, ou acabei de ver o teu marido a entrar aqui há meia hora?
- Kocanım.
- O teu marido.
Eski kocanızın arabası da dahil olmak üzere, eşyalarını almak üzere memurlarımızdan birini sizinle evinize yollayacağım.
Mandarei um dos meus agentes consigo para trazer as coisas de seu ex-marido, inclusive o carro.
Eski kocanızın eşyaları üzerinde hakkınız olmadığını hatırlatmama gerek var mı?
Sr.ª Crawford, tenho de lhe lembrar que não tem direitos sobre as coisas?
Bayan Adams, normalde birisinin kişisel hayatını kurcalamam, ama kocanız, arabasının bagajında ölü bulundu, Acaba Gizli İlişkiler'de tanıştığınız bir erkek arkadaş mı... -...
Sr.ª Adams, habitualmente não me imiscuo na vida privada de ninguém, mas o seu marido foi encontrado morto na bagageira do carro dele e tenho de me perguntar se a senhora e um qualquer namorado seu do Casos Discretos o terão matado.
Yoksa sadece sorunlarını dinlememi mi istiyorsun? Ve sonra kocanın davranışını yorumlayayım - Sonra patronunun davranışını?
Ou querias que eu ouvisse os teus problemas e depois interpretasse as condutas do teu marido e da tua chefe...
Bana kocanın ve oğlunun nerede olduğunu söyle ki hayatını geri kazanmanda yardım edebileyim.
Fale onde o seu marido e filho estão, para eu ajudá-la a ter sua vida de volta.
Kocan Jim ile ilk karşılaştığınız zaman, O anda anlamış mıydın?
Quando conheceste o teu marido, o Jim, soubeste logo?
Kocan gibi bir adam mı?
Ser como o teu marido?
Kocan anlamış mıydı?
O teu marido descobriu?
Kocan ne kadar zaman için bedeni aldı, bir ay mı veya iki?
O seu marido está "infiltrado" há quanto tempo? Um mês ou dois?
Sanırım kocanız 30 yaşında, değil mi?
Sim. O seu marido tem 30 anos, não é?
İyi de, ben de senin kocanım.
Mas eu sou o teu marido, que raio!
Eski kocan, karşı sokakta mı oturuyor?
O teu ex mora do outro lado da rua?
Ama tek istediğim tek ihtiyacım kocanızın organları.
Mas o que pretendo aquilo de que preciso é dos órgãos do seu marido.
Kocanın ölmeme nedenine az Kutner'ın ölümüne ise daha fazla zaman ayıralım.
Então, menos tempo a provar por que o maridinho não está morto. Mais tempo a provar por que razão o Kutner está.
Aç onu, kocanı arayalım.
Ligue para o seu marido.
- Kocanızın bir silahı olduğundan haberiniz var mıydı?
- Sabia que o seu marido tinha uma arma?
Biliyor musun burada bir uyuşturucu satıcısıyla tanıştım. Kocanı cok iyi tanıyormuş. Eddie Willows.
Sabes, conheci um vendedor de droga aqui que conhecia o seu marido, o Eddie Willows.
Kocanız Koloni Filosunda mı?
O seu marido está na Frota Colonial?
Lisa, sana vasat bir kocanın sahip olduğu süper bir kadının hikayesini anlatayım...
Lisa, deixa-me te contar a história de uma grande mulher contida por um marido que não é grande coisa...
En azından New York eyaleti kanunlarına göre yasal olarak hala kocanım.
Pelo menos, legalmente, como é reconhecido pelo estado de Nova Iorque.
Kocanız ücreti o kadar çok düşürdü ki şimdi bunlardan kendim kurtulmalıyım.
O seu marido diminuiu tanto o preço que vou ter que fazer tudo sozinho.
- Kocan başkanın arkadaşı mı?
O teu marido e o Presidente são amigos?
Kocan halen adada mı yaşıyor?
O seu marido ainda mora na ilha.
Ortağımın geveleyip durduğu şey şu ki biz kocanızın kendini kaybettiğini ve binayı hava uçurduğunu düşünüyoruz.
O que a minha colega está a querer dizer é que pensamos que o seu marido perdeu o juízo e rebentou com o edifício.
Sanırım bu seni son zamanların en bulunmaz kadını yapabilir. - Kocan çok şanslı.
Então acho que isso faz de si um dos raros casos, nos dias que correm.
Hatta gerekirse kocanızla bile konuşacağım.
Vou ver os seus registos telefónicos, os extractos do cartão de crédito...
Ben senin kocanım.
Sou o teu marido.
Anladıım, kocan seni aldatınca sende hırsını bu adama yüklüyorsun.
Já compreendi o teu marido tratou-te mal então tu estas a transferir para este gajo
Bayan Nelson, güreş takımında kocanızın özellikle yakın olduğu biri var mıydı?
Sra. Nelson, havia alguém na equipa de luta em que o seu marido fosse especialmente íntimo?
Kocan sana yardım etmiyor mu?
O teu marido não te ajuda?
Kocanızı sizin öldürmediğinizi biliyorum. O yüzden buradayım.
Estou aqui porque acho que não matou o seu marido.
Kocanı ben aramadım. O beni aradı.
Não lhe liguei, ele é que me ligou.
Sanırım kocanızla konuşabilirdik ve bunun hakkında ne bildiğini anlayabilirdik.
Também podemos falar com o seu marido e descobrir o que ele sabe.
O kocan arkadaşlarımı kaçırmadan önceydi.
Isso foi antes do teu marido ter raptado os meus amigos.
Kocanıza mı danışacaksınız?
- Tem que checar com seu marido?
Kocanın idamından beri işlerin senin açından iyi gitmediğinin farkındayım.
Sei que as coisas não vos têm corrido bem desde que o vosso marido foi... executado.
Sanırım bunu her kim yaptıysa hem kocanızı hem de beni hedef almıştı.
Creio que quem fez isto pretendia atingir-me também a mim.
Kocanızın hayatında tehdit oluşturabilecek kimse var mı?
Havia alguém na vida do seu marido que o tivesse ameaçado?