English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ K ] / Kutsal kan

Kutsal kan traduction Portugais

126 traduction parallèle
Odin'in kutsal kanı üzerine yemin ederim.
Juro que o encontro, pelo sangue sagrado de Odin.
"Bu kutsal kan kasesiyle..."
Senhor, pedimos-lhe tome o sacrifício que oferecemos com humildade...
- Kutsal kan!
- Sangue sagrado!
Kutsal kan!
Sangue sagrado!
Bu kutsal kan!
É sangue sagrado!
Kutsal kan!
É sangue sagrado!
- Kutsal kan.
- Sangue sagrado.
Kutsal kan!
Sangue sagrado.
Kutsal kan!
Sangue sagrado! Sangue sagrado!
Kutsal kan.
Sangue sagrado.
- lsa'nın kutsal kanı!
- Sangue sagrado de Cristo!
Efsaneye göre kutsal kanı taşıyan mistik bir araçtı ve kendinden içecek olana sınırsız güçler vaat ediyordu.
Segundo a lenda, o Graal foi o recipiente místico que albergou o sangue sagrado, e prometia poderes ilimitados a quem por ele bebesse.
Mistik bir kap olan Kutsal Kase'nin kutsal kanı içerdiği söylenir.
Um cálice místico, dizia-se que o Graal tinha contido o sangue sagrado.
Himmler'e göre Kutsal Kase Efsanesi'ndeki kutsal kan, saf Aryan kanıydı.
Para Himmler, o sangue sagrado da lenda do Graal era puro sangue ariano.
.. ülken için döktüğün kutsal kanın olduğu yere "
"lá, onde o sangue derramado pela tua pátria " se tornou sagrado e triste...
Kahrolası kutsal kan mevzu böyle yürür.
Assim funciona Sangue Sacramento.
Örneğin ; Hailes'in Kutsal Kan Kutlamaları davası.
Por exemplo, o caso da celebração do Santo Sangue de Hailes.
Bu kutsal toprakların akarsuları onların yabancı kanıyla kızıla boyanmalı!
Os rios desta terra sagrada devem ficar vermelhos com o sangue deles!
İsa'nın kanından gelen değerli vücudunu ve ruhunu... ondan ve tüm Hristiyan birliğinden ayırmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu dünyada ve cennette, kutsal kilisenin tüm ayinlerinden ve kutsal kiliseden, onu dışlıyoruz.
Nós o excluímos da Santa Madre Igreja... e de todos os Sacramentos aqui na terra e no céu.
Ve sonunda halk güvende olduğunda başka bir Cheyenne'nin kanını döken hiç kimse onu taşıyamayacağı için.. şeflerin şefinin sembolü olan kutsal yazma el değiştirdi.
E assim quando a nação foi salva... o pacote sagrado, símbolo do chefe dos chefes, foi passado... pois não pode ser levado por alguém que derramou sangue de outro cheyenne.
Kutsal sözler şöyle : " Vücudumdan kanını ısıtacak sıcaklığı al ve göğsümden susuzluğunu giderecek sıvıyı.
"Do meu corpo receberás o calor para aquecer o teu sangue." "E do meu peito beberás o néctar para matar a tua sede."
Kutsal bilgelerin yüzyıllardır araştırdığı bir konudur bu. Ancak klasik inanışa göre... Arılar, yarasalar kurbağalar, kan fareler dolu, yaratıklar çekirgeler ve tabii ki ilk doğanın ölümü ve son olarak karanlık.
Esse é um ponto que os estudiosos tem discutido há anos mas não tenho dúvida que a tradição clássica é a maldição das bolhas, morcegos rãs, a do sangue... dos ratos... granizo e bestas os gafanhotos, claro a morte dos primogénitos e por último a das trevas.
Kutsal su kutsanmıştır. Bu da durumu kanıtlamamızı zorlaştırıyor.
A água benta é abençoada, isto contraria um caso de possessão.
Kutsal Engizisyon'nun yeterli kanıtı var.
A Santa Inquisição agora tem provas suficientes.
Ağzından çıkan her söz kutsal bir külçe değil. Evet, doğru.
Nem todas as palavras que lhe saem da boca são sagradas.
Onu kendi kanı içinde yatarken gördüm. Topraklarımız tuhaf bir alev tarafından yakılıp yıkılmıştı. Kutsal dağımız Gudjara'nın kalbi sökülmüştü.
Eu o vi caído, no próprio sangue... nossa terra destruída por uma chama estranha... o coração rasgado, da nossa montanha sagrada Gudjara!
Bize, içinde kutsal su ve bakire kanı bulunan bir kase ve o karışıma batırılmış üç dilim ekmek gerekiyor.
Nós precisamos de uma taça, com quatro hóstias sagradas, coberto com sangue de uma mulher.
Bu kutsal mekanda kan dökülmez.
Nada de sangue em chão sagrado.
Her durumda... bedeni şeyler hakkındaki bilgisinin ve kutsal yasaları çiğnediğinin kanıtı!
Em todo o caso... é a prova do conhecimento dela sobre as coisas da carne. E uma violação da Lei Divina!
Kutsal şarap gibi kanımdasın
Estás-me no corpo, como vinho sacramental.
Yahudi inanışına göre kan ve organlar insan ruhunun kutsal birer parçası sayılırlar.
- De acordo com a lei judaica. Os membros são considerados uma parte sagrada do espírito humano.
Nazi kanı, kutsal ve sembolik bir güce ulaştı.
O sangue nazi alcançou um poder simbólico e sagrado, ritualizado e santificado numa cerimónia conhecida como
Hitler'in lider seçilmesiyle Kan Dini, Nazi Partisi'nin kutsal günleri ve şehitleri olan tartışmasız dini haline geldi.
Com a ascensão de Hitler a líder, a religião do sangue tornou-se na religião indisputável do Partido Nazi, incluindo dias sagrados e mártires.
Hitler'e göre onların kanı Üçüncü Reich'ın kutsal suyuydu.
Segundo Hitler, o sangue deles era a água benta do Terceiro Reich.
Her aşamada kutsal Nazi kan ayinleri, ırksal üstünlük ve Hitler'e ölümüne bağlılık öğretiliyordu. ... ve Hitler'e ölümüne bağlılık öğretiliyordu.
Em cada etapa, era-lhes ensinado o credo nazi dos rituais de sangue sagrado, da superioridade racial e total obediência a Hitler, até à morte.
Masumların kanı kutsal mekanı ıslatacak.
O sangue dos inocentes ensopará o chão sagrado.
Sonsuz merhamet adına, ortak bir sonu paylaşma ayrıcalığına hak kazandınız... Kutsal olmayan herşeyden vazgeçer, ve Connor MacLeod'un senin kanından olmadığını ilan edersen.
Pela infinita compaixão do Senhor Deus, tens uma última oportunidade de renunciar a tudo quanto é ímpio, e declarar que Connor MacLeod não é teu filho natural.
Yüzyıllar önce Peru'da, And Dağları'nda kutsal kişilerin kan miktarını arttırmak için kafatası kemiklerinin bir bölümünü çıkarırlarmış.
Nos Andes Peruanos, os homens sagrados retiravam partes do crânio para aumentar o volume de sangue.
Bir araya gelmiş bu çiftin kutsal saadetine karşı çıkan biri var mı?
Alguém tem uma alguma razão para que este casal não se una nos elos irrevogáveis da benção sagrada?
Kutsal yılan kanı testinden geçince ne alıyorsunuz?
Então, após passar a prova da serpente sagrada, o que ganham?
Kutsal Fatima Ana Kilisesi ve bitişiğinde bulunan papaz evinde, bu akşam çıkan yangında iki rahip öldü.
A paróquia Nossa Senhora da Fátima e a reitoria vizinha... incendiaram-se por completo esta noite, matando a dois sacerdotes.
Bizler de aynıyız. Dinleri değiştirilmek istenen ve penislerinden bir miktar kan alınarak, bu damlaları kutsal havuza dökmek suretiyle gerçek tanınan Moïse soyundan gelip gelmediklerini Falashas'ya sormak isteyen Büyük Hahamlık tarafından gerçekleştirilen aşağılayıcı davranış.
Humilhados pelo grande Rabino, que os queria converter derramando uma gota de sangue dos seus pênis e submetendo-os a um banho ritual, os Falashas reclamam ser reconhecidos como judeus e verdadeiros descendentes de Moisés.
Kutsal topraklara ve tapınaklara saygısızlık ettin, ve kardeşlerimizin kanını akıttın.
Pela profanação de terras sagradas e santuários. E por derramar o sangue dos nossos irmãos.
En sonunda Tarikat, onun cesedini ve onun soyunun kanıtını, lahitinin ve Kutsal Kâse'nin zaman içinde, kesin olarak, kaybolduğuna duyulan inanç yaygınlaşıncaya kadar, sakladı.
Por fim, o Priorado escondeu o seu sarcófago e a prova da sua descendência até a maioria acreditar que o seu sarcófago... o Santo Graal se havia, finalmente, perdido através dos tempos.
Hiç kimse kendisine parfüm ustadı demeyi işini o kutsal topraklarda kanıtlamadan söyleme hakkına sahip değildir.
Nenhum homem pode auto intitular-se perfumeiro enquanto não provar o seu valor, naquele recôndito lugar.
Benim büyük-büyük-büyük dedem bu kutsal toprakları kanıyla sulamış. Oh, gerçekten mi?
O meu trisavô derramou sangue neste sagrado local!
Kim, kutsal günümüzde Gardiyanların Kanını akıtabilir.
Para derramar o sangue de um guardião no nosso dia sagrado...
Her ne kadar Kedernat kutsal kaynak olarak görülse de, üst kısımda daha derinlerden çıkan başka dereler de var.
Mas enquanto Kedarnath é reverenciado como uma fonte sagrada, na verdade, lá há muitos córregos que começam bem profundo nas montanhas.
Kadınların en kutsalı. Kutsanmış rahminden çıkan yüce İsa'nın anası.
O Senhor é convosco, bendita sois Vós, entre as mulheres, e bendito é o fruto do Vosso ventre...
Ormanın derinliklerinde, tüm rüzgarlardan kutsal meşe ağaçları sayesinde korunan, yaz aylarında yaprakların muhteşem bir gölgelik sunduğu gökyüzünün sonsuz boşluğunda dimdik ortaya çıkan,
"Na escuridão da floresta, " abrigado dos quatro ventos através de carvalhos antigos, " cujas folhas, no verão, oferecem uma sombra divina,
Burada ahlaksız ve kan emici olarak nitelendirdiğiniz kişiler bize cennetin yolunu gösteren kutsal kilisemizin rahipleri!
Mas quem são esses cruéis bebedores de sangue, senão os padres ungidos de nossa Santa Igreja! Aqueles que nos mostram o caminho para o Céu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]