Mad traduction Portugais
5,253 traduction parallèle
"Pardon ama tanımadığım biriyle korumasız seks yapabilir miyim?" diye soruyor.
Desculpem, pode ter tido sexo sem protecção com um estranho.
Sonra tanımadığımız birinin dairesine girdik. Oraya vardığımda, içeride baygın halde oturan on iki tane kadın vardı.
Fomos para o apartamento de um estranho, e quando cheguei, estavam lá mais umas 12 mulheres, alheadas.
Sadece, pek tanımadığım iyi bir insanla çok, çok, çok sıcak bir gecenin ortasında yatmamla oldu.
Foi uma coisinha a que eu gosto de chamar ser comida a meio da noite. Pela noite dentro. Foi uma pessoa muito simpática.
Tanımadığınız hiç kimsenin girip çıkmasına izin vermeyin.
Certifica-te que sabes quem passa por aqui.
Ellie Ford'u tanımadığınızı niye söylediniz?
Porque é que disseste que não reconhecias a Ellie Ford?
Tanımadığım için.
Porque não a reconheci.
Ben annemi hiç tanımadım.
Eu nem conheci a minha mãe.
Bana onu tanımadığını mı söyleyeceksin yani şimdi?
Então, estás a dizer que não o conheces?
Kevin Carpenter'ı tanımadığını söylemiştin.
Disseste que não conhecias o Kevin Carpenter.
Hangi alternatif evrende tanımadığım insanların evimde yemek yemesine izin veririm?
Em que universo alternativo eu concordaria em ter estranhos a comer em minha casa?
Benim tanımadığım birisinin arabasına binemezsin.
Não podes andar de carro com alguém que nem sequer conheci.
- Kahrolası Mad Max! - Bana sırt çevirdin adamım!
"Não me vires as costas!"
Tanımadığım bir adam gelip size karşı şahitlik etmemi istedi.
Um homem que eu não conhecia veio perguntar-me se testemunharia contra vós.
Tanımadıkları insanlar için hayatlarını tehlikeye atmak.
Eles arriscam a vida por pessoas que nem sequer conhecem.
Eski dostunu tanımadın mı, Vanessa?
Não reconheces o teu velho amigo, Vanessa?
Bu karaciğerin ağrımadığı da oluyor mu?
Esse fígado não te deixa em paz?
Babamı hiç tanımadım.
Nunca conheci o meu pai.
Onu hiç tanımadın.
Nunca o conheceste.
Sen tanıdığını ben tanımadığımı söylersem dikkat çekeriz.
Vai ser suspeito se tu disseres que o conheces e eu não.
Kız kardeşini tanımadın mı?
Não reconheces a tua irmã?
- Sen de onu tanımadığını mı söylüyorsun?
- E estás a dizer que não a conhecias.
AIDS, Heps ya da başka bir hastalık taşımadığını söylüyor.
Ele diz que não tem SIDA nem herpes nem nada.
Tanımadığın yabancılar yerine, tanıdığın adam üzerine mi kumar oynadın?
É melhor apostar no homem que conheces do que em estranhos, vós não?
- Onu hiç tanımadım.
Não cheguei a conhecê-lo.
Ali'nin hayatında tanımadığımız çok insan vardı.
Havia muita gente na vida da Ali que desconhecíamos.
Beni hâlen tanımadın, değil mi Aramis?
Ainda não me reconheces, pois não, Aramis?
Hiç senin gibi birini tanımadım.
Nunca conheci ninguém como tu.
Hiç tanımadığınız bir general gece sizi uyandırıyor ve koşarak buraya geliyorsunuz.
Um general que mal conhece e que o acorda a meio da noite e você concorda
Hey, Mad Hatter'ın şey yaptığı zamanı- -
Lembras-te de quando o Chapeleiro Louco...
Çok özür dilerim, seni tanımadım.
É pena que eu não te conhecia!
- Sana onu tanımadığımı söylemiştim.
- Disse-te que não sabia quem ela era.
Hastanede o adama çatmıştı Frank. Ona polis olmadığını ve silah taşımadığını söyledi.
Ela atacou-o no hospital, lembrou-o que não era polícia e que não possuía arma.
Sana tanımadığını söylemiştim.
Disse-te que ele não o conhecia.
- Hiç umurunda değil mi? - Beni tanımadın mı?
- Não queres saber?
Tanıdığın düşman, tanımadığın dosttan yeğdir.
Dos males o menor.
250 yıl sonra artık tanımadığım bir yerde uyandırıldım Sleepy Hollow'da.
Fui despertado 250 anos depois numa terra que já não reconheço... Sleepy Hollow.
Sen burada LA'desin, Kensi Afganistan'da kimsenin kimseyi tanımadığı bir yerde kim bilir ne iş yapıyor.
Estás em LA, a Kensi no Afeganistão, a fazer sabe-se lá o quê, sabe-se lá com quem.
Zehirli balık saldırısını o anda yaşadın büyük bir ihtimal. Hiç acımadı mı?
Deve ter sido quando aconteceu o ataque com o peixe tóxico.
Hiç tanımadığım adamlarla bir aracın içindeyim.
Estou num carro com um tipo que nunca vi.
Adaşım olan o çocuğun zihnini, hiç tanımadığım bir yabancının şekillendirmesine izin mi vereceğim?
Eu ainda nem sequer conheci o meu homónimo, contudo uma estranha vai moldar a sua jovem e influenciável mente?
Onların Gabriel'ı bizim tanıdığımız kadar tanımadığını da göz önünde bulunduruyorum.
Estou a contar que não os conhecem como nós.
Beni tanımadın mı?
Não me reconheces?
Yalnızca, babamı hiç tanımadım.
É que, eu nunca conheci o meu pai.
Kadının Dustin'in evine gittiğini biliyoruz. Yani kurbanı tanımadığı hakkında yalan söyledi.
Sabemos que ela foi à casa do Dustin, então, ela mentiu sobre não conhecer a vítima.
Ama gerçi arkadaşların bu konuda pek seçme şansı da tanımadı.
Mas... os teus amigos não me deram grande hipótese de escolha.
Daha adam akıllı tanımadığın birini bulmaya kararlı gibi gözüküyorsun.
Pareces muito focada em encontrar alguém que mal conheces.
- O anda fazla acımadı.
Não estava a doer muito.
- Beni tanımadın mı?
Não me reconhece?
Dr. Stanley Matthews'ü tanımadığınızı söylemiştiniz, ama bu tam anlamıyla doğru değil, değil mi?
Tinha dito que não conhecia o Dr. Stanley Matthews, mas, isso não é bem verdade, pois não?
Söyledin ve beni tanımadığı hâlde inandı mı?
Disseste-lhe e ele acreditou, apesar de não me conhecer?
Hayatında hiç mi anne tanımadın?
Não conheces nenhuma mãe?
madame 107
madam 2377
mademoiselle 81
madonna 65
madison 52
madrid 170
madeline 96
madeleine 162
maddy 42
madden 18
madam 2377
mademoiselle 81
madonna 65
madison 52
madrid 170
madeline 96
madeleine 162
maddy 42
madden 18
maddie 74
maddox 62
madison square garden 24
madge 78
madem 26
mado 17
madame giselle 21
madde 62
madam bovary 16
madam rosa 35
maddox 62
madison square garden 24
madge 78
madem 26
mado 17
madame giselle 21
madde 62
madam bovary 16
madam rosa 35