English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ N ] / Ne yaptın böyle

Ne yaptın böyle traduction Portugais

420 traduction parallèle
Söylesene, sen bu sandalyelere ne yaptın böyle?
Que diabo fizeram às cadeiras.
- Eve git ve kendini topla. - Teşekkür ederim, efendim. - Eline ne yaptın böyle?
Nunca vi ninguém sofrer tanto.
Bu kızılderilileri çileden çıkaracak ne yaptın böyle?
O que tem feito para pôr a esses índios tão furiosos?
- Vincent kendine ne yaptın böyle?
- Vincent que te aconteceu?
- Köpeklere ne yaptın böyle?
O que fez a estes cães?
Sen ne yaptın böyle?
O que fez? O que fez?
Ne yaptın böyle?
O que fizeste?
Alice, kahveye ne yaptın böyle?
Alice, que raio fizeste tu ao café?
Polly, otelime ne yaptın böyle?
Polly, que fizeste ao meu hotel?
Bana ne yaptın böyle?
Oh, Jesus. O que fez comigo? !
Bana ne yaptın böyle?
Oh, olha o que fez comigo!
Kendine ne yaptın böyle?
Caramba, que te fizeste?
Saçına ne yaptın böyle?
O que fizeste?
Tatlım, kendine ne yaptın böyle?
Que te fizeste, querida?
Odama ne yaptın böyle?
Que fizeste ao meu quarto?
Ne yaptın böyle?
Que tens andado a fazer?
- Ne yaptın böyle?
- Que fizeste?
Saçına ne yaptın böyle?
O que é que fizeste ao cabelo?
Kasedime ne yaptın böyle?
O que fizeste à minha cassete?
Kurabiyem, saçına ne yaptın böyle?
Fofinho, que fizeste ao cabelo?
Bana ne yaptın böyle?
O que é que me fizeste?
- Yıllarca böyle bir anda ne yapacağını düşündüm. Ne yaptın?
- Durante anos, imaginei o que farias nesta situação, e o que fizeste?
Bu adamlara ne yaptınız böyle?
É o senhor que os está a assustar assim?
- Allah'ım, ne yaptın ona böyle?
- Santo Deus. O que fez com ele?
Bu ne yaptığını sanıyor böyle?
Porque fez isso?
Böyle söylemenizin nedeni ne? Pekâlâ, gazetedeki resminize baktım ve arkadaşım için... -... yaptığınız hoşuma gitti.
Vi o seu retrato no jornal e gostei do que você fez pelo meu amigo.
Böyle bir kemikle kabile büyücülerinin ne yaptığını biliyor musunuz?
Sabe o que fazem os feiticeiros da tribo com um osso como este?
Burada ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz böyle?
Que raio pensam que estão aqui a fazer?
Siz ne yaptınız böyle?
Foi o senhor que fez isto?
Ne yaptın kendine böyle?
Que fizeste a ti próprio?
- Ne yaptığını sanıyorsun böyle?
- O que andas a fazer? - Decidi ser produtor.
Wilton Knight, Garthe'ın görüntüsünü yüzüme verip ne yaptı böyle?
O que é que o Wilton Knight fez? Reconstruiu a minha cara à semelhança da do Garthe?
Bohemya Krallığı'nı tehdit eden ne kadar büyük bir skandaldı, ve Bay Sherlock Holmes'un planı, bir kadının aklı tarafından çiğnenmiş olsa bile ne kadar mükemmel bir plandı. Kadınların zekasını küçümsemeye alışmıştı, ama bir daha onun böyle yaptığını işitmedim.
E foi assim que um grande escândalo ameaçou o reino da Boémia e que os planos do Sr. Sherlock Holmes foram levados de vencida pela astúcia de uma mulher.
Bu ne yaptığını zannediyor böyle?
Que raio pensa que està a fazer?
Orada olup anneme ve bana ne yaptığını görseydin böyle hissetmezdin.
Se tivesses estado lá e visses o que eu vi o que eu e a mãe passamos, não te ias sentir dessa maneira.
- Sonsuza kadar Alf'ı saklayamayız ve işler böyle yürümez... -... her saniye onu izleyerek, ne yaptığını kontrol ederek...
Nós não podemos continuar assim e eu não posso esconder o ALF pra sempre a perguntar-me a todo o momento o que é que ele vai fazer a seguir?
Bana ne yaptın? Onun beni böyle görmesini istemiyorum.
Não quero que te vejam aqui.
Bisküvi beyinli, ne yaptığını sanıyorsun sen böyle?
Parolo, mas o que é que pensas que estás a fazer?
Babamın para kazanmak için ne iş yaptığını işte böyle öğrendim.
Foi assim que descobri o que é que o meu pai fazia na vida.
Ama Avustralyalı olarak deneyimlerimiz bize, dingoların böyle bir şöhrete sahip olmadığını söylüyor. Şimdi bu dingonun ne yaptığını farz ediyoruz?
Um crocodilo comum faria de tudo para comer este bebé mas a nossa experiência enquanto australianos diz-nos que o dingo não tem tal reputação.
Ona ne yaptın böyle.
Que diabo é que lhe fizeste, meu?
Siz anlatın bana benim yeşil dostuma ne yaptınız böyle?
Importam-se de me dizer... o que estavam a fazer ao meu amigo verde?
- Ne yaptın kendine böyle?
- O que é que fizeste?
- Ne yaptın buna böyle?
- Que lhe fizeste? !
Senin neyin var böyle? Ne yaptığını sanıyorsun?
O que se passa, meu?
Krusty, ne yaptın kendine böyle?
Krusty, que é que tiveste a fazer?
Seni böyle üzmesine nasıl izin verirsin? Ne yaptığını anlamıyor musun?
Como deixaste que ela te afetasse?
Ne yaptığınızı bilirseniz böyle az acı verirsiniz.
O sofrimento é mínimo, quando se sabe o que se está a fazer.
Tanrı aşkına ne yaptınız böyle?
- O que é que vocês fizeram? !
Ne yaptınız böyle?
O que é que você fez?
Diğer zengin bebeleriyle birlikte oturup bir zamanlar ne kadar çılgınlık yaptığını anlatacaksın. Neden böyle şeyler diyorsun?
Por que falas tu assim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]