Neyi biliyorsun traduction Portugais
243 traduction parallèle
- Neyi biliyorsun Maggie?
- O quê, Maggie?
- Neyi biliyorsun?
- Sabe o quê?
Neyi biliyorsun?
O que é que sabe?
Neyi biliyorsun?
Sabe o quê?
Neyi biliyorsun?
O que sabe?
Jennifer, nitrojen yumruları hakkında bizim bilmediğimiz neyi biliyorsun?
Jennifer, sabes algo sobre nódulos de azoto para nos contar?
- Neyi biliyorsun?
Informado de quê?
Neyi biliyorsun?
Sabes o quê?
- Neyi biliyorsun, Henry?
- Sabe o que, Henry?
Benim bilmediğim neyi biliyorsun ki?
O que é que tu sabes que eu não sei?
Neyi biliyorsun?
Tu sabes o quê?
- Neyi biliyorsun?
- Sabes o quê?
Artık neyi biliyorsun?
Agora que já sabe o quê?
- Be ne anlama geliyor? Neyi kastettiğimi biliyorsun.
- O que quer dizer com "é melhor assim"?
Neyi kastettiğimi biliyorsun.
Sabes de que estou a falar.
Dünyada her şeyden fazla neyi istediğimi biliyorsun, değil mi? Hayır.
- Sabes o que mais quero no mundo?
Öyleyse neyi ne zaman yapacağını nasıl biliyorsun?
Como marca o tempo? Premonição?
- Prenses Fatima. Neyi konuşmak istediğimi biliyorsun.
Tu sabes do que eu quero falar.
- Birlikte yaşıyoruz herşeyimi biliyorsun Daha neyi merak ediyorsun?
Comigo sentado perto de ti, porque me preocupar? Eu sei.
Neyi kastettiğimi biliyorsun.
Tu sabes o que quero dizer.
Neyi ne zamandır biliyorsun?
o que sabias e quando?
Neyi olduğunu biliyorsun.
Sabes muito bem.
Neyi kastettigimi biliyorsun.
Sabe o que quero dizer.
- Onun neyi sevdiğini nasıl biliyorsun?
Sabes lá do que ela gosta?
- Neyi olduğunu biliyorsun.
- Sabes bem o quê.
Neyi? Biliyorsun!
Você sabe!
- Neyi kastettiğimi biliyorsun.
- Sabes o que eu quero dizer.
En azından kimi ve neyi öldürdüğünü tam olarak biliyorsun.
Sei exatamente quem mato e porquê.
Gelmedin demekle neyi kastediyorsun? Bunu nasıl biliyorsun?
Por que insiste em dizer que não?
- O halde "bulusmak" la neyi kastediyor? - Biliyorsun, bir yere gitmek... ögle yemegi yemek gibi.
- Tipo, encontrar-se e passar tempo... almoçar, sei lá.
Ve Vargo onun yüzünden çıldırmış durumda ve "çıldırmış" dediğimde neyi kastettiğimi biliyorsun.
E o Vargo é louco por ela. Sabes o que quero dizer quando digo louco?
- Neyi umursadığımı nereden biliyorsun?
- O que é que sabe sobre os meus interesses?
Neyi simgelediğini biliyorsun!
Sabes o que isso simboliza.
NEYi BiLMEM GEREKTiGiNi BiLiYORSUN.
Tu sabes. Não tentes confundir-me.
- Neyi? Neyi istediğimi biliyorsun.
- Sabes o que eu gosto de ouvir.
- Neyi kastettiğimi biliyorsun.
- Sabes o que quero dizer.
Orada Khazad-dum'um karanlığında neyi uyandırdıklarını biliyorsun.
Bem sabes o que despertaram nos negrumes de Khazad-dûm..
- Neyi? - Biliyorsun ya.
- Aquilo o quê?
- O halde "buluşmak" la neyi kastediyor? - Biliyorsun, bir yere gitmek... öğle yemeği yemek gibi.
- Tipo, encontrar-se e passar tempo... almoçar, sei lá.
Evet.neyi biliyorsun?
Pois.
# Oh, öyleyse... # #... neyi sevdiğimi biliyorsun... #
Muito bem então...
Neyi kastettiğimi biliyorsun.
Sabes o que quero dizer.
Neyi kast ettiğimi biliyorsun.
- Que queres dizer? - Agora, vai pensar que andamos juntos.
- Neyi? İyi oldığunu biliyorsun.
Sabes se ela está bem?
Ama neyi kastettiğimi biliyorsun.
Mas sabes o que quero dizer.
Neyi sevdiğimi çok iyi biliyorsun.
Sabes do que gosto.
Neyi kastettiğimi biliyorsun.
- Sabes o que quero dizer.
Neyi sorduğumu çok iyi biliyorsun.
- Sabes muito bem. Onde estão as minhas coisas?
Neyi seviyorum biliyorsun.
Tu sabes o que é que eu gosto.
ama, neyi olduğunu biliyorsun?
Mas sabe que mais?
- Neyi olduğunu biliyorsun.
- Tu sabes o quê.
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
neyi var 56
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
neyi var 56