English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Biliyorsun değil mi

Biliyorsun değil mi traduction Portugais

6,897 traduction parallèle
Sadece nakit kullanabileceğini biliyorsun değil mi?
Sabes que tem de ser dinheiro e apenas dinheiro, certo?
Sadece buzlu kahve sipariş etsen de olurdu, biliyorsun değil mi?
Sabes que podias ter pedido simplesmente um café gelado, certo?
Nasıl kullanacağını biliyorsun değil mi?
Sabes como usar um, certo?
Biliyorsun değil mi?
Sabes disso, não sabes?
Gerekli durumlarda normal vites de kullanabilirdim, biliyorsun değil mi?
Eu sei conduzir com mudanças manuais.
Yerini biliyorsun değil mi?
Sabes onde ele está, não sabes?
Eğer katılırsam, geçici olacağını biliyorsun değil mi? Milan mal taşımaya tekrar hazır olana kadar.
Se eu trabalhar convosco, sabes que é apenas temporário, até o Milan poder fornecer de novo?
Sen benimsin, biliyorsun değil mi?
És minha. Sabes isso, certo?
- Duruşmayla benim ilgilenebileceğimi biliyorsun değil mi?
- Sabes que o julgamento é comigo? - Vamos ver.
Benimle konuşabileceğini biliyorsun değil mi?
Sabes que podes falar comigo, certo?
Burada senin gibilere hizmet etmediğimizi biliyorsun değil mi?
Sabes que não servimos gente da tua laia aqui, não sabes?
Neden geldiğimizi biliyorsun değil mi?
Sabe porque é que aqui estamos, não sabe?
Hava daha ne kadar ısınacak biliyorsun değil mi?
Sabes que vai ser complicado ir a pé. Sim.
Bunun ne demek olduğunu biliyorsun değil mi?
Percebes o que isso significa, certo?
O şeyleri yemek dişlerini çürütür biliyorsun değil mi?
Comer essa porcaria vai pôr-te os dentes podres.
Bu kızla takılarak kimseyi kandıramazsın biliyorsun değil mi?
Não enganas ninguém a andar com ela.
Eskiden yaptıklarını tekrarlıyorsun, biliyorsun değil mi?
Tens noção de que te estás a repetir, certo?
Biz aslında kardeş değiliz biliyorsun değil mi?
- Tu sabes que eu não sou teu irmão.
Yani Luther'in nasıl bir bela olduğunu biliyorsun değil mi?
Quero dizer, sabes bem no que o Luther anda metido, não sabes?
Berbat bir haldesin, biliyorsun değil mi?
Conseguiste estragar tudo, sabias?
Can kurtaran gibisin, bunu biliyorsun değil mi?
És uma salva-vidas, sabias?
Biliyorsun değil mi?
- Sabes disso, certo?
Bob, o paranın geldiği yerde daha tonlarca var, biliyorsun değil mi?
Bob, sabes que há muito mais dinheiro de onde esse veio, não sabes?
- Ne olduklarını biliyorsun değil mi?
Sabe o que eles são, certo?
Sen gerçek bir orospu çocuğusun biliyorsun değil mi?
És um grande filho da puta, sabias disso?
Babam seni neden işe aldı biliyorsun değil mi Ray?
Sabes porque o meu pai te contratou, Ray?
Peşimizden geleceklerini biliyorsun değil mi?
Sabes que eles virão atrás de nós, não sabes?
Aptalca bir fikir olduğunu biliyorsun değil mi?
- Sabes que é uma ideia estúpida, não?
Mutlu Şükran Günleri. Biliyorum, ben de üzgünüm. Biliyorsun değil mi?
Olá, amiguinho, feliz Dia de Ação de Graças.
- Yanımda ölmeyeceksin, bunu biliyorsun değil mi?
Não estás a morrer para mim, sabes disso?
ona söylemen gerek biliyorsun değil mi?
Sabes que tens de lhe contar, certo!
Oynamak zorunda olmadığını biliyorsun, değil mi?
Sabes que ninguém te obriga a jogar, certo?
Kimse seni futbol oynamaya zorlamıyor. Bunu biliyorsun, değil mi?
Sabes que ninguém te obriga a jogar futebol, não sabes?
Benim olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sabes que ele é o meu cão, certo?
Bizi buraya o getirdi, biliyorsun, değil mi?
Ele trouxe-nos até aqui. Sabia?
Belki, 24 48 saat biliyorsun- - değil mi?
Não sei... 24, 48 horas, talvez?
- Her şeyi biliyorsun, değil mi?
Tu sabes tudo, é isso?
Biliyorsun, değil mi?
Sabes, não sabes?
- Biliyorsun, değil mi?
Sabes isso, certo?
O ineğin nerede olduğunu çok iyi biliyorsun, değil mi Phil?
Sabes onde está a vaca, não sabes, Phil?
Bir sonraki hedefinin Yukarı Doğu Yakası olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sabes que ela há-de vir para Upper East Side em seguida?
Sağır olduğumu biliyorsun, değil mi?
Você sabe que eu sou surdo, não é?
Olmaz. Oğlunla aynı takımda oynadığımızı biliyorsun, değil mi?
Eu e o teu filho jogamos juntos.
- Bunu biliyorsun, değil mi?
Sabeis disso, certo?
- Geç kaldığını biliyorsun, değil mi?
- Sabes que estás atrasada, não é?
Sadece tek bir arabam var biliyorsun, değil mi?
Tem fé. Tu sabes que só tenho um carro, certo?
Onunla yatamayacağını biliyorsun, değil mi?
Sabes que não podes dormir com ela, certo?
Bana güvenebileceğini biliyorsun, değil mi?
Sabes que podes confiar em mim?
Dylan'ın kasaba dışında olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sabes que o Dylan não está, não sabes?
Tanrım, Casey, düğün bir hafta içinde biliyorum, biliyorum söyşeyemedim işte dün gece ona söyleyemedim sorun yok sorun yok tatlım, seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?
Jesus, Casey o casamento é dentro de uma semana Eu sei. Eu sei.
Ama sen bunu zaten biliyorsun, değil mi?
Mas você sabia disso, não sabia?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]