English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / O da dedi ki

O da dedi ki traduction Portugais

418 traduction parallèle
Hayır, o merhaba dedi. Sonra oturmazmısın dedim,... o da dedi ki...
Não, ele é que disse "olá" e depois eu convidei-o para sentar-se.
O da dedi ki, " Dene de, yarın seni öldüreyim.
E ele disse : " Tenta e eu mato-te.
O da dedi ki, "Doğal olarak, 10 parmak var."
E ele disse : "Bem, naturalmente, tenho 10."
Ve ben "Ne?" dedim. Ve o da dedi ki,
E eu disse, "O quê?" e depois ele disse,
O da dedi ki Adam epey çetin ceviz çıktı.
E ele disse... É um tipo duro, aquele.
O da dedi ki...
E ele diz...
O da dedi ki :
Então, disse. :
O da dedi ki :
E o tipo diz-me :
Rusya'nın en iyi dans hocasıydı, ama ben ders ücretini ödeyemiyordum, o da dedi ki " Karım beni aldatıyor.
O maior professor de dança Russo, mas não lhe posso pagar, e ele diz : " A minha mulher anda a enganar-me.
O da dedi ki, "Kasabada bıraktım." Bende dedim ki, "Şimdi ne yapacağız?"
Respondeu, "Ficou na cidade." E eu : "Que fazemos?"
O da dedi ki, " Ne yapacağımızı söyleyeceğim.
Disse ele : "Já sei o que faremos".
O da dedi ki " Ben de.
Ela disse, " Também eu.
Ben de ona programı gösterdim, o da dedi ki, "Doğru muhasebe yöntemi bu değil"
Mostro a tabela e o tipo : "Esse não é o procedimento contabilístico correcto". - Mas que besta!
O da dedi ki : "Ah, ben bir kısmını anneme veriyorum, onu kendimden uzak tutmak için."
E ele diz "Eu dou alguns à minha mãe para ela não me chatear."
O da dedi ki : " Ben zenci avukat istemem.
"Vá-se lixar", diz ele. "Não quero um advogado negro."
Babam da dedi ki, " Teşekkür ederim.
E o meu pai disse : " Obrigado.
Sonra İsa, kıyıda durup dedi ki :
E o Senhor levantou-se na margem e disse :
Sonra babam dedi ki, "Demek bunca zamandır Danimarka'da bu varmış, öyle mi?"
E o meu pai disse : "Era isto que estava na Dinamarca o tempo todo."
Harding dedi ki, yumurta kırıyorsanız, o da istiyormuş.
A Menina Harding disse que se fizesse ovos... - que queria um também.
Ve O da dedi ki...
E ela respondeu-me...
O dedi ki, sizi havaalanına ben de götürebilirim ya da otobüsle de gidebilirsiniz, tercih size kalmış.
Ele disse-me para o levar ao aeroporto ou para o meter num autocarro, o que preferisse.
Geçen hafta Arena'da sizi göremediğim için üzgünüm. Her neyse, Bay Albert bana dedi ki...
Puxa, sinto muito por o ter perdido na arena a semana passada, mas, bem, de qualquer jeito, Sr. Albert pediu-me para lhe dizer...
Sonra Jo dedi ki insan değil, yer ismiymiş ve o da çıktı.
Era um lugar e a Jo saiu à toda.
Anımsıyorum çünkü ona Kontun dışarıda olduğunu söylediğimde, bana tuhaf tuhaf baktı ve dedi ki, "içeride, tamam, sadece beni görmekten korkuyor."
Disse-Ihe que o Conde não estava e ele olhou para mim e disse : "Ele está em casa, mas tem medo de me receber."
Dedi ki "hey, küçük kız" "bu kasabadaki en serin yerin neresi olduğunu biliyor musun?"
Ele disse... A menina sabe onde é o sítio mais fresco da cidade?
O da "tabii ki" dedi. Ben de "Merak ediyorum, fabrikanın yeri neresi olacak?" diye sordum.
Ele disse "Claro." Eu disse " E onde é que vai ser?
Evet, Jimmy dedi ki "Başkan aşağıda."
O Jimmy, o boxeur, disse-me : "Vem, o chefe está lá em baixo".
Gerçekten ismini bilmediğim birisi gelip dedi ki, sanırım Chip demişti onu da yaşı geçkin karısı doğurmuştu da bu beni düşündürmüştü. Vay!
Há aí um tipo, de quem nem sei o nome... mas lembro-me que o Chip disse... que a mulher tinha dado à luz!
Genç kız, adı bu, Gloria West. Her neyse, dedi ki, ah, sizin bu esrarlı aşığınız yanık tenli bir adam, çekip gidecek ve yaşamından sonsuza değin çıkacakmış... eğer kocanız ona 50,000 dolar verirse.
Disse que esse amante misterioso, um tipo qualquer muito bronzeado, desapareceria e sairia da sua vida para sempre, se o seu marido lhe desse 50 mil dólares.
Dedi ki, hikayenin giriş kısmını geçemiyormuşsun ve sonunu öğrenene kadar birine anlatmak için beklemeliymişsin,.. ... başını bilmen yetmez.
Disse-me que não sabia mais que o início da história e que seria melhor esperar que soubesse o final antes de contá-la para não contar só o início.
O da uyandı ve dedi ki : "Ben Nick değilim."
Ela acordou e disse-me, "Eu não sou o Nick."
Minik bir kuş bana dedi ki bazı restoranlar, ki bazıları Fransa'nın en iyi restoranları Tricatel tarafından satın alınma tehlikesi ile karşı karşıyaymış.
Corre o rumor com insistência de que certos restaurantes, glória da gastronomia francesa... correm o perigo de ser fechados pela empresa Tricatel.
Adam bana dedi ki... 1971 yazında Shipley'e eski bir ordu mensubu, Donald Segretti tarafından Demokratların adayını sabote etme amaçlı bir gurup avukata katılması yönünde teklif gelmiş.
O tipo disse-me que... O Shipley, no Verão de 1971 foi convidado... por um camarada da tropa, Donald Segretti, para com um grupo de juristas... da campanha de Nixon sabotar os Democratas.
Fiddler dedi ki, sahip çalması için onu da götürecekmiş.
Fiddler diz que o vão levar para tocar para as pessoas.
Babam dedi ki, büyük büyük babam, Mandinka kabilesinin büyücüsüymüş Afrika'da.
O meu pai disse-me que o meu tetravô era o feiticeiro... da tribo Mandinka em Africa.
Ve Tanrı İbrahim'e dedi ki "bağlılığınızı sürdürün, İsrail'de doğan her çocuğu 8. gün sünnet edin".
E o senhor disse a Abraão, "que os meus fiéis circuncidem as crianças " nascidas em Israel, no 8º dia da sua vida ".
Kardeşi Toma onu çalarken duydu ve dedi ki : Bana da ver. Bana da ver.
O irmão Toma viu-a brincar com ela e disse. : "Deixa-me tentar também!"
Xi dedi ki : Bu şey dünyaya ait değil.
Xi disse. : " O lugar da coisa não é na Terra.
Gobo dedi ki : Sanırım dünyanın sonu çok uzak olmalı.
Gabo disse. : " Acho que o fim da Terra é muito longe.
- O da dedi ki...
Ele disse...
Annemin yayımcısı dedi ki, benim ilk romanımı da o basacakmış.
O editor da mãe disse que também publicará o meu primeiro romance.
Doktor dedi ki,... - bir santimetre daha kaysaymış belden aşağı felç olurmuşum.
O médico disse mais um centímetro e ficava paralisado da anca para baixo.
Benzincideki adam dedi ki buraya girmiş.
E o empregado da estação de serviço disse que que ela tinha vindo para aqui.
Ve mağaza müdürü polisi aramak istediğinde... ama babam dedi ki, "Olmaz!"
E o Gerente da loja queria chamar a policia... mas o pai disse, "não!"
Monsieur Charles Vyse'ın dedi ki bu sabah posta yoluyla kuzeni Mademoiselle Buckley tarafından imzalanmış bir vasiyetname almış. Ve tarihi de geçtiğimiz Şubat'ın 25'i.
Monsieur Charles Vise acabou de me informar que, esta manhã, recebeu pelo correio o testamento da sua prima, Mademoiselle Buckley, datado de 25 de Fevereiro último.
Dr. Hayward dedi ki bademciklerim şişsin ya da şişmesin... ponpon takımı seçmelerine katılabilirmişim.
O Doutor Hayward disse que com amigdalite ou não que posso ir para o teste das animadoras de claque.
Üstelik, Şerif dedi ki burada sadece kavgadan bulunuyoruz ve o da nefsi müdafaaydı.
E o Xerife disse-nos que estamos aqui só pela briga e foi auto-defesa.
Dinleyin biri yüreğime bir ateş düşürdü dünden beri dedi ki o bölükte yalnızca Gaskonlar varmış.
Não, me ouça! Alguém me trouxe a morte da alma ao me dizer que todos vós sois gascões na vossa companhia...
Onlar da dedi ki, "Yeminli ifadeni imzaladıktan sonra gidebilirsin."
E eles disseram : "Claro, após assinar o seu depoimento."
Dedi ki, "Bunlar oluyor, musonlar da Vietnam'ı vurdu."
Ele disse : " Isto aconteceu e as monções atingiram o Vietname.
Jennifer Lerner dedi ki ; annesinin söylediğine göre... babamın hastane masraflarıyla birlikte bu şekilde para harcamaya devam edersek... altı aya kalmaz sokaklara düşermişiz.
A Jennifer Lerner disse que a mãe dela disse que com o pai no hospital e da maneira como gastamos dinheiro, que vamos morar na rua em menos de 6 meses.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]