English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / O daha çocuk

O daha çocuk traduction Portugais

1,140 traduction parallèle
O daha çocuk.
Mas ele é uma criança!
Yani, o daha çocuk ve sıkıcıydı.
Quis dizer, é um rapaz, e foi chato.
O daha çocuk.
- Ele é um puto!
O daha çocuk.
Ele é apenas um miúdo.
Hayır, Munch. O daha çocuk.
Não, Munch, ela é uma criança.
O daha çocuk.
É um miúdo.
O daha küçük bir çocuk.
É só uma criança.
Vinnie Zapatti amcasına göre daha bir çocuk ama tehlikeli bir çocuk.
O Vinnie Zapatti é uma anedota para o tio dele, mas uma anedota perigosa.
O daha bir çocuk!
É apenas uma criança!
Bırakın onu. O daha bir çocuk.
Deixem-no!
O daha çocuk!
É uma criança!
"O zenciyi öldürmek, bana eşlerimizin çocuk doğururken duydukları acıdan daha fazlasını yaşatmadı."
"Matar esse negro não me causou mais dor que as nossas mulheres suportam ao dar a luz".
Şöyle dedi. "O zenciyi öldürmek, bana eşlerimizin çocuk doğururken duydukları acıdan daha fazlasını yaşatmadı."
" Matar esse negro Não me causou mais incomodo do que as nossas esposas aguentam no parto.
Ernest Hemingway'le evlenemezsin. O daha bir çocuk.
Tu não podes casar com Ernest Hemingway.
Bir zamanlar küçük bir çocuk varmış ve bu küçük çocuk en seçkin ( Amerikan ordusunun bir daha göremeyeceği ) illegal oyunları planlayacağını, yöneteceğini hayal etti.
Era uma vez um rapazinho e esse rapazinho tinha um sonho que era gerir uma das maiores operações de jogo ilegal que o Exército já vira.
O daha bir çocuk. Böyle bir tutkuyu nasıl ifade edebilir ki?
Como é que um mero rapaz pode expressar uma paixão dessas?
Benim belimden daha iri bir boyuna sahip olan çocuk mu?
- Aquele com o pescoço da largura da minha cinta?
Joseph ve eşi Karen üçüncü bir çocuk daha yapmayı düşünüyor.
Sabes, o Joseph e a mulher, a Karen, estão a pensar ter um terceiro filho.
Daha önce hiç kötü çocuk olmamıştım.
Nunca fui o menino mau!
Bu çocuk daha çok James Bond tipte bir karakter.
O gajo é mais um tipo género James Bond.
Altın kuraldan daha önemli. Eğer Süper Çocuk bunu bilseydi hala hayatta olurdu.
É mais importante que a Regra de Ouro, se o Superboy tem sabido ainda estava vivo.
Çocuk daha gelmedi.
Estou no teu consultório e não o vejo...
POSTACI Son büyük şehir, savaş sonrası yok olduğunda babam daha çocuk imiş.
O MENSAGEIRO Morreram as cidades ainda o meu pai era criança vítimas de mais uma guerra.
Buralarda senden daha kötü bir çocuk var.
Já não é mais o melhor aqui.
Yahiko, daha bir çocuk.
O Yahiko é só uma criança.
O daha çocuk.
Por favor, ele não passa de um miúdo.
Travma 1'deki çocuk için iki birim kan daha iste.
Preciso de mais duas unidades de sangue para o miúdo da 1.
Kendisine verilen arızalı çocuğn yerine daha iyi bir çocuk tasarlayan kişisin.
O teu desenho tem uma falha de construção.
Evet. Belki... ben emekli olduğumda... ve Jack kendini çocuk doğurma yaşına gelmiş bir kadınla bulduğunda... belki sen ve ben daha çok seyahat fırsatı buluruz.
Sabes, talvez quando eu me aposente... e o Jack achar uma mulher em idade de gravidez, talvez tu e eu possamos fazer mais algumas viagens.
Her gece dualar ederdim... sen ve babam başka bir çocuk sahibi daha olun diye, böylece ben çok özel olmayacaktım.
Rezava todas as noites para que o pai e mãe tivessem outro filho para que eu não fosse tão especial.
Ekipte iki tane siyah çocuk var. Bunlar 2 beyazın yerine alındılar. Sınavda daha düşük almışlardı.
Agora tenho dois negros no meu grupo que obtiveram o lugar embora dois brancos tivessem prestado melhores provas.
Bak, o çocuk daha kulak deligi ile göt deligi arasindaki farki bilmiyor.
Escute, o rapaz não tem nada na cabeça.
Bu çocuk sana gelip de, babasının kim olduğunu sorduğunda ona babasının, annesini bir daha görmek istemediğini söyleyeceksin.
Ouve-me. Não. Quando esta criança te perguntar quem é o pai diz-lhe que ele nunca mais quis voltar a ver a mãe dele.
Dünya daha senin çocuk yapmana hazır değil.
O mundo não está preparado para a sua reprodução.
- O çocuk bir atış daha yapsın.
- Aquele tipo tem de beber um shot.
Onu daha çocuk yaşta doğurmuş olmalısın.
Devia ser ainda uma adolescente, quando o teve.
Doktorlar bana Cyril'in bir daha eskisi gibi olmayacağını söylediklerinde, zekası beş yaşındaki bir çocuk seviyesine indiğinde, siktir, yıkılmıştım.
Quando os médicos me disseram que o Cyril não ia voltar a ser o mesmo, que ficaria com a mente de um miúdo de cinco anos, fiquei destroçado.
W.E.B. Dubois, hadi bakalım Kenny... eğer aynı çocuk içerideyken üniversiteye gitmeyi başarırsa, nerdeyse kesinkes bir daha hapishane yüzü görmez.
W.E.B. Dubois. Pode ser o Kenny. Se o mesmo miúdo conseguir entrar na faculdade enquanto está preso, é quase certo que nunca mais vê uma cela de prisão.
Evlatlık servisi çocuk istismarı iddialarını araştırmak üzere o yılın Eylülünde aranmış. 96'da üç kez ve 97'de iki kez daha.
Os serviços de adopção investigaram acusações de abuso em Setembro desse ano, mais três instâncias em 1996 e duas mais em 1997.
Ama o daha bir çocuk.
Mas ele não passa de um rapaz.
1,85 boyunda ve 100 kilo ağırlığında bir adamın okul arkadaşlarının aylak olarak tanımladığı 16 yaşında bir çocuk tarafından beş dakikadan daha kısa sürede nasıl gömüldüğünü mü?
Como um homem de 1,90 m e 115 kg foi enterrado vivo em menos de cinco minutos por um miúdo de 16 anos a quem os colegas carinhosamente se referem como o "idiota"?
Çocuk süper insan değil. İnsandan daha fazla insan.
O miúdo não é sobre-humano, é só mais humano do que humano.
Havhav. Dinle, havalı çocuk. O kutunun içindekiler bir yılda kazanabileceğinden daha değerli!
Aviadorzeco, o conteúdo dessa mala vale mais do que tu ganhas num ano.
- O ve bir çocuk daha.
Ele e outro rapaz.
Çocuk daha yeni.
O miúdo é maçarico.
O zaman daha çocuk sayılırdı ve oldukça kötü bir durumdaydı.
Ainda era um rapaz numa má situação.
O, Avery, birkaç çocuk daha.
Ele, o Avery e mais dois tipos.
O, daha bir çocuk.
Ela ainda é uma criança.
Anlaşılan Doug bir çocuk daha kurtardı.
Parece que o Doug salvou outro miúdo.
Baskın yaptırmayacağımıza dair söz verdik. O daha bir çocuk. Verilen söz geçersizdir.
Ela é uma criança, a promessa não vale.
Daha bir çocuk olduğum gerçeği ile ilgili konuşmak istiyorum.
Estou preparado para falar sobre o facto de ser um miúdo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]