O zamana kadar traduction Portugais
3,018 traduction parallèle
Evet efendim ama o zamana kadar gelmiş oluruz.
Sim, Senhora. Voltamos antes.
O zamana kadar Cora'yı alt edemezsek pusula senindir.
Se até lá não tivermos derrotado a Cora, podes ficar com a bússola.
O zamana kadar hem hayatta hem ölümde işaretsiz yaşamaya devam.
Até lá, passaremos despercebidos quer na vida como na morte.
O zamana kadar komuta bende.
Até lá, quem manda sou eu.
O zamana kadar ne bok yiyecegim ben?
E o que faço até lá?
O zamana kadar, Ezra...
Até lá, Ezra...
O zamana kadar, çelimsiz, yaşlı bir adam değilim.
Até lá, eu não sou um homem velho débil.
O zamana kadar bana borçlusun.
Até lá... ficas-me a dever.
Küçük Toro'yu o zamana kadar ikna edemezsen seni görevden çekerim.
Se até lá não convenceres o Little Toro, tiro-te do caso.
O zamana kadar dinlenebilirsin.
Até lá, podes descansar.
O zamana kadar muhtemelen ben işimi bitirmiş olurum. - O zaman gidip kutlama yapabiliriz.
Por essa altura, já fiz o que tinha a fazer e depois saímos para celebrar.
O zamana kadar sana verdiğimin bir kısmını geri almak istiyorum.
Até lá, vou levar o que te emprestei.
- O zamana kadar ölür.
- Ela estará morta então.
Evet! Özelikle de şu kitabı o zamana kadar bitirirsem.
Sim, sobretudo se acabar de ler este livro antes.
O zamana kadar yapabildiğimiz kadar çılgınca şey yapabiliriz.
Temos de fazer grandes loucuras antes disso.
Fakat o zamana kadar seyahatimiz için biraz nakde ihtiyacımız var.
Mas, até lá, precisamos de dinheiro para a nossa viagem.
O zamana kadar yapılmış en iyi şarkıydı.
Foi a melhor música alguma vez editada.
O zamana kadar evliliğimiz hemen hemen bitmişti.
Até então o nosso casamento estava praticamente acabado.
O zamana kadar ne yapacağız?
E até lá?
Bu gece gideceğim ve o zamana kadar da size ayak bağı olmam.
Eu vou-me embora esta noite e até lá não vos incomodo.
O zamana kadar bunların hiçbirini bilmiyordum.
Eu não sabia nada disso nessa altura.
Ah, muhtemelen o zamana kadar kel olacağım.
Provavelmente vou ser careca nessa altura.
Bir gün içinde çıkarım. O zamana kadar bir arada olun.
- Saio daqui amanhã, aguenta-te até lá.
üzülme, bunları sütyenine sok, o zamana kadar büyürler derdi.
"Não te preocupes, põe isto no soutien que elas depressa virão".
- O zamana kadar evde kalabilir miyim?
- Posso ficar em casa até lá? - Não.
O zamana kadar, sana burayı hatırlatacak bir şey vereyim.
Até lá, vou dar-te algo para não te esqueceres de nós.
O zamana kadar yoluma çıkma.
Até lá, não te metas no meu caminho.
O zamana kadar burada.
Até então, aqui.
O zamana kadar bu benim soruşturmam. ve nasıl kararlaştırdıysam öyle çalışacağım.
Até lá, esta investigação é minha e vou executá-la como achar melhor.
O zamana kadar da burada çok rahatım
Até lá, estou bem confortável aqui.
O zamana kadar bu saldırıyı geciktirmek daha mantıklı değil mi?
Bem, não faria mais sentido adiar a próxima vaga até lá?
O zamana kadar, bu dava ile ilgili benden başkasına bir şey anlatma.
Até falarmos não fale com ninguém sobre este caso.
Haini bulup infaz edecekler. Ama o zamana kadar Lorenzo'nun her hassasiyeti sömürülebilir.
Encontrarão o traidor e executá-lo-ão, mas até lá, qualquer vulnerabilidade contra o Lorenzo poderia ser explorada.
O zamana kadar ya katkıda bulunursunuz ya da çenenizi kaparsınız Travis.
Até lá, ou contribuis ou calas-te, Travis.
Nörolog durumunun iyileşeceğine inanıyor. Ama o zamana kadar şişliğin beyin fonksiyonlarına ne yapacağı bilinmiyor.
O neurologista tem fé que ela melhore, mas até então, não sabemos o que o inchaço irá fazer às suas funções cerebrais.
Unalaq ruhları ormana geri götürmeyi başardı ama o zamana kadar, şehir alacağı hasarı almıştı.
Unalaq foi capaz de guiar os espíritos para a floresta. Mas nessa altura... o estrago já tinha sido feito.
Ve ben düşüneceğim. O zamana kadar
Entretanto vou decidir o que fazer com ela.
Ama o zamana kadar, kabul edilebilir olan şey bilim ve mantık.
Mas, até lá, o mais lógico e razoável é que seja um parto falso provocado pelo fibroma.
O zamana kadar elde bir şey yok.
Até lá, vamos manter isto em segredo.
O zamana kadar, Bay Vela.
Até então, Sr. Vela.
O zamana kadar bilgisayarının içinde kaybolur.
Então vamos perdê-lo para o seu computador.
Hâlâ nemli, yani İngiliz anahtarımız yakın bir zamana kadar sudaymış.
Está ainda um pouco húmida. O que significa que a a chave esteve na água... recentemente.
Bunda iki katman var. Ancak camdaki mineral izi gösteriyor ki, yakın zamana kadar tamamen doluymuş.
Este aqui tem duas camadas, mas o resíduo mineral no vidro indica que estava cheio, até recentemente.
Büyükbabanın saat üçe kadar burada olmasını istiyorum böylece Maggie'yle onun şekerleme saatlerini aynı zamana getirebiliriz.
Eu quero o Vovô aqui de volta ás 3 : 00, para que possa pôr ele e a Maggie a dormir a sesta, ao mesmo tempo.
Bu zamana kadar edindiğim bilgeliği kaybetmekten korkuyorum, Sal.
Tenho medo de perder o conhecimento que adquiri.
Ama bu kadar çalışma yaptım, birazcık daha zamana ihtiyacım var.
Mas todo o meu trabalho, só necessito de um pouco mais de tempo. - Dejah.
Halk bir şeyi kabul etmeye yanaşmadığında onları bir araya getirebilmek için, kabullenmeye hazır hale gelecekleri zamana kadar ağırdan almak gerekir.
Quando o povo discorda, juntá-los requer... ir devagar até que eles estejam preparados para o fazer.
Sen bu zamana kadar ne evlendin ne de birinden boşandın. O yüzden bilmediğin işlere burnunu sokma.
Nunca foste casado, nem divorciado, portanto não sabes o que é o compromisso.
O kadar kolay değil zamana ihtiyacımız var.
Não é assim tão fácil. Precisamos de tempo.
Bu, bu zamana kadar ki en iyi saklambaç oyunu.
É o melhor jogo de escondidas de sempre.
O zamana dek ne kadar vaktimiz var?
Quanto tempo temos até lá?
o zamana dek 17
o zamana değin 24
kadar 19
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zamana değin 24
kadar 19
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81