O zaman ne traduction Portugais
21,804 traduction parallèle
Eğer Kurtadamın ne olduğunu biliyorsanız o zaman neyden bahsettiğimi biliyor olmalısınız.
Se sabem o que é um licantropo, sabem do que estou a falar.
O zaman ne olduğunu anlat bana.
Então diz-me o que acontece.
O zaman ne?
Então, o que é?
- O zaman ne yapıyor?
Então o que é que ele está a fazer?
Geçtiği zaman ne olacak?
O que acontece quando o efeito passar?
Ne zaman kulaklarını temizlese transa girmiş gibi oluyor.
Quando ele limpa o ouvido, parece que ele entra em transe.
Tekrar ne zaman ilmeklenilebilir?
Quando podemos fazer o Stitch de novo?
- Ne zaman kararlaştırdınız?
Quando é que isso foi combinado? - Eu e o Charles traçámos os planos.
O zaman suçluya ne yapacağız?
Então, o que vamos fazer ao culpado?
Büyük gün ne zaman?
Quando é o grande dia?
- Biliyorum ama burada saldırılar arasında, diğer ne zaman olacak diye korkarak mı geçireceğiz?
Mas é suposto passarmos o tempo entre ataques a temer o próximo?
İnsanların ne dediği hakkında endişelenmeyi ne zaman bırakacaksın?
Quando é que vais parar de te preocupar com o que as pessoas dizem?
Ne kadar zaman alırsa.
O tempo que for preciso.
Seni her zaman ne sakinleştirir, biliyor musun?
Sabes o que te acalma sempre?
Onu... onu en son ne zaman gördünüz?
E quando o viu pela última vez?
Tamam o zaman söyle bana bu döngüden kurtulmak için ne yapman gerekiyor?
Tens de me dizer o que tens de fazer para sair deste loop?
İşlenememe ne zaman?
Quando acaba o período refractário?
Yıllardır Beijing'ın maaşlı elemanıyım ama ne zaman ki istihbarata müdür seviyesindeki erişimimi kaybettim ekibin sağ olsun, borcumu başka yollarla ödemek zorunda kaldım.
- Trabalho para a China há anos, mas perdi o meu acesso ao nível de director de informações graças à tua equipa, tive de pagar a minha dívida de outra forma.
Bovling oynarken, Henry'nin yanında çok garip hissettim normal davranmaya çalışırken Bay Beeman'la ne zaman takılmaya gitse endişeli değilmiş gibi yapmaya çalışırken.
Senti-me tão esquisita com o Henry quando estávamos no bowling, a tentar fingir agir normalmente e fingir que não estou preocupada todas as vez que ele sai com o Sr. Beeman.
- William'ı bir daha ne zaman görecektik?
Quando veremos o William novamente?
Peki düğün ne zaman?
- Quando é o casamento?
Ve ne zaman midesinden masayı görürseniz, bırakın tamam mı?
Vocês os dois vão ficar aqui, até, aqui o nosso amiguinho rato, ter feito o seu trabalho. E isso será quando conseguirem ver esta mesa através de seu estômago, está bem?
Ne yapıyorsa yapsın, bir kızdan hoşlanırsa yeterli zamanı ayırırdı.
Nem o detective Esposito, mas precisamos emitir um alerta de viagem para todos os Americanos na área.
- O ne zaman olacak?
- E quando vai ser?
Quinn'in ne zaman ve nereye gittigini bilmiyorsunuz ve... -... ziyaretlerimi azaltmami mi istiyorsunuz?
O Quinn desapareceu e visto que não sabe quando e só Deus sabe para onde, e quer que limite as minhas visitas?
Kameraman ne zaman gelse yüzümü ceketimle saklamak zorunda kalıyorum.
Tenho de tapar a minha cara de cada vez que aparece o fotógrafo.
O zaman işini yapmaya başlayıp, bu davada istediklerimi yerine ne zaman getireceksin?
Então o que é que se passa para não fazeres o teu trabalho, e fazeres o que eu digo acerca deste caso?
Onunla ne zaman bir dakika dahi vakit geçirsen deliliğini kapıyorsun sen de.
Sempre que passas o tempo que for com ele, tu apanhas a loucura dele.
- Hades'in zaman yolculuğuna ilgisi ne peki?
E para que precisa o Hades de um feitiço para viajar no tempo?
O zaman karşı tarafla ne diye anlaşmaya çalışıyordun?
Então porque raio estão vocês a tentar um acordo em audiência?
Hayır, tek bilmek istediğim bu şeyi teknemizden ne zaman çıkaracağımız.
Não. Tudo o que quero saber é quando vamos tirar esta merda para fora do meu barco.
Bunun ne olduğunu anlamam epey uzun zamanımı aldı.
Levei um tempo consideravelmente longo para perceber o que isto era.
O zaman bu ne?
Então o que é?
O zaman, açık yeşile ne dersin?
Nesse caso, que tal um verde-claro?
Belki zamanında ona da doğru gelmemiştir ama ailesi için ne istediğini biliyordu ve yapması gerekeni yaptı.
Talvez também não lhe parecesse bem mas sabia o que queria para a família dele e fez o que tinha de fazer.
Sevdiklerime o zaman hakaret edemezsem ne zaman edeceğim?
Se este não é o momento de maltratar os meus queridos, quando é?
Of, Stuart burayı en son ne zaman temizlemiş?
Quando foi que o Stuart limpou isto aqui?
Bana ulaşabilmek için kocanı hasta gibi gösterttiğin zaman içinden ne geçiyordu?
Quando mandou o seu marido fingir ser paciente para ter acesso a mim, no que estava a pensar?
Bu sabah kapının önünde ne gördüm o zaman?
- Vi-os juntos esta manhã.
- Ne yapacağız o zaman?
- O que vamos nós fazer?
O suçlar ne zaman işlenmiş?
Quando esses outros crimes aconteceram?
Burada ne yapıyorsun o zaman?
- Certo. Então, o que estás aqui a fazer?
Videodan ne zaman haberin oldu?
Quando é que o vídeo vos chegou?
Soyadını ne zaman aratsan, bu videolar çıkacak " diyordu.
Sempre que pesquisares o teu apelido, isto vai aparecer. "
Peki bu teklifi aldığın zaman ilk tepkin ne oldu?
E o que pensou primeiro quando recebeu a proposta?
Ne zaman, ne isterseniz göndermeye devam eder.
Ela continuava a enviar-lhes o que lhe pedissem.
Ne zaman bir sonraki Torino kefenini bulacağını bilemezsin.
Nunca se sabe quando se vai encontrar o próximo Sudário de Turim.
Ne diyeceğim, orada olduğum zaman boyunca yanlış yerde olduğumu düşündüm.
O tempo todo que estive ali, achei que estava no lugar errado.
Arabamı ne zaman alabilirim?
Quando é que vou ter o meu carro de volta?
Dikkate almayın, ne olur almayın çünkü sizin ve benim gibi insanlara her zaman böyle şeyler yapıyorlar.
Por favor, ignorem-no. Por favor, ignorem-no, porque isso é exactamente o que eles fazem às pessoas como nós.
Bize ne düşünmemiz ve neyden korunmamız gerektiğini söylemekten vazgeçmeleri için ne zaman bir mesaj göndereceğiz?
Quando é que nós lhes vamos enviar uma mensagem... para desistirem de nos dizer o que devemos pensar e do que precisamos de ser protegidos contra?
o zaman neden 38
o zaman ne olacak 49
o zaman ne yapacaksın 18
o zaman ne yapacağız 24
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zaman ne olacak 49
o zaman ne yapacaksın 18
o zaman ne yapacağız 24
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zamana dek 17
o zaman anlaştık 30
o zaman gidelim 30
o zaman tamam 23
o zamana kadar 114
o zaman başlayalım 18
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zamana dek 17
o zaman anlaştık 30
o zaman gidelim 30
o zaman tamam 23
o zamana kadar 114
o zaman başlayalım 18
o zaman sorun ne 36
o zaman acele et 18
o zamana değin 24
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
o zaman acele et 18
o zamana değin 24
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63