English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Odasında değil

Odasında değil traduction Portugais

263 traduction parallèle
Odasında değil. Evde bile değil.
Não está lá, não está na casa.
Odasında değil mi?
Não está no quarto?
- Hayır, odasında değil.
- Não. Não está no quarto.
- Odasında değil.
- Não está no quarto.
Odasında değil. Bana sorarsanız dün gece orada uyuduğunu sanmıyorum.
Não está em seu quarto, e se me perguntar, acredito que não tenha dormido aqui esta noite.
- Odasında değil.
- Näo está nos seus aposentos.
- Erzak ya da bakım odasında değil.
- Ele não está na manutenção.
- O, gittti! Odasında değil!
Ela não está no quarto!
- Kumanda odasında değil mi? - Hayır.
- Não está no Posto de Comando?
Bay Carsini şu anda odasında değil.
O Sr. Carsini não está no escritório de momento.
Kocam yukarıda çalışma odasında değil.
Meu marido não está lá em cima no estúdio.
Odasında değil.
Não está no quarto?
Burun ameliyat odasında değil mi?
- O nariz está na sala de operações.
Agnes'in odasında değil.
Ele não está em quarto do Agnes.
Fo Amca, Abimi göreceğim Abin odasında değil.
Tio Fo, para que é que o meu irmão me quer ver?
Ve Face yemek odasında değil.
E o Caras não está na sala de jantar.
Odasında değil.
Ele não está lá.
Jamie odasında değil!
Jamie não está no quarto dela!
Henry odasında değil.
O Henry não está no quarto dele.
- Kuliste odasında değil..
- Não está no camarim. - Viste na casa de banho?
Jesse odasında değil.
O Jesse não está.
Birisi onları öldürdü. Hatta kız onun odasında değil.
Os corpos deles... alguém os matou.
Neden odasında değil?
Ela não está no quarto porquê?
- Odasında değil.
- Não está no quarto dele.
Şu anda odasında değil.
Não neste momento.
- Travma odasında değil mi?
- Não está na Traumatologia?
Odasında değil.
- Ela desapareceu do quarto dela.
Molly'nin odasında değil.
No quarto da Molly não está.
- Odasında değil.
- Ela não está no quarto.
Evet ama, Bay Tyler'ın odasında toplanıp... şekerleme közlerken filan... kimi aranıza alacağınızı konuşuyorsunuz, değil mi?
Sim, mas quando se juntam na sala do Sr. Tyler... a assar gomas e essas coisas... falam de quem deixarão entrar no clube, não é?
İkimiz de hizmetçinin odasında yatmayacağız, değil mi?
Não pode pôr dois de nós no quarto das criadas.
Çalışma odasında, değil mi?
Na sala de visitas não é?
Yatak odasında. - Sonra da David'i göndereceksin değil mi?
- Gostavas que o David entrasse.
Orada değil, ama odasında bulduğum şeye bak.
Não está lá, mas olha o que encontrei no quarto dele.
Çocuk odasında falan değil, burada.
Não está perto do quarto, está aqui em baixo.
Bir erkekle otel odasında olduğunun farkında değil misin?
Não percebes que estás sozinha com um homem no quarto dele?
Müzik odasında da değil.
Nem sequer na sala de música, como eu estava a pensar.
Orada değil, oturma odasında.
Não aí, na sala de estar.
Evelyn odasında bile değil.
Evelyn, nem sequer está no seu quarto.
Tamam. Yatak odası hakkında bir şey demiştin, değil mi?
Disse algo sobre o quarto, não disse?
- Anlıyorum. Hele bir otel odasında, değil mi?
- Em especial num quarto de hotel, não é?
Eğer Bay Keating olmasaydı Neil şu odasında ders çalışıyor olurdu. Bu doğru değil!
Se não fosse o Sr. Keating, o Neil estaria agora no quarto dele, a estudar.
Odasında güvende, senin sayende değil tabii.
Está trancada no camarote, obrigadinho pela vossa ajuda.
.. yok, onlar İspanya'da değil.. Çalışma odasında telefonun yanında.. .. Squire, Squire, Hackham...
Não, não estão em Espanha, estão junto do telefone, no escritório.
Soyunma odasında böyle diyorlar değil mi?
É o que dizem na sala do esquadrão.
Yatağında değil ama odasından çıkmıyor.
Não está na cama, mas não sai do quarto.
Hele hele, yaşlı kadının odasında iki ölü horoz gördükten sonra hiç değil.
E depois de verem dois galos mortos no quarto da velha.
Bu yumurtaları hazırlamak aslında hiç kolay değil. Bunları Porakas IV'ten topladıktan sonra, üç gün boyunca bunları dondurulmuş bekleme odasında bekletip sterilize etmem gerekti.
Depois que os pegamos em Porakas IV, tive que esterilizá-los numa câmara criostática por três dias.
Jaffa silahımı geçit odasında ateşlemem için izin aldınız, değil mi?
Receberam autorização para eu disparar o meu bastão na sala do portal?
Ne de olsa, diğer yatak odasında yalnız olmak, her zaman kolay değil.
Afinal, não é fácil estar sozinho no quarto ao lado. Ao lado do quarto deles?
Sara, misafir odasında olacak, değil mi?
E a Sara vai estar no quarto de hóspedes, certo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]