Olması gereken bu traduction Portugais
393 traduction parallèle
- Olması gereken bu gençler.
Bem... Sabem rapazes, é o seguinte.
Olması gereken bu Jube, sen ve ben.
É assim que devia ser, eu e tu.
Olması gereken bu.
É assim que deve ser.
İşte olması gereken bu.
"Isso é o espírito."
İşte olması gereken bu.
Pois é isso mesmo que vai ter de acontecer.
Belki olması gereken bu.
Talvez seja normal ser assim.
Ama olması gereken bu
Tem de ser assim.
Olması gereken bu, Stan!
É assim que é, Stan.
Kısacası, olması gereken bu mu?
Se sobrevivermos a isso, é assim que vai ser?
Olması gereken bu ve kuralları ben koymuyorum.
É assim que está estabelecido e eu não faço as regras.
- Olması gereken bu.
- É questão de senso comum.
Sanırım olması gereken bu değildi.
Acho que não é o que pretendia ser.
Casper. Olması gereken bu.
Assim é como tem que ser.
- Olması gereken bu değil...
- Está bem, não é a forma ideal...
Olması gereken bu olmayabilir ama ben çok hazırım.
Pode não ser ideal, mas estou tão pronta.
- Olması gereken bu.
- É assim que deve ser.
Doğru olan bu. Olması gereken bu.
É a coisa certa a fazer, é como deve ser.
- Olması gereken bu.
Lamento, Sr. Burke. Mas terá de ser assim, por agora.
Olması gereken bu.
É esse o espírito.
Ve bu dostum, hiç başlamamış olması gereken bir ortaklığın bitişi.
Isso, meu amigo, põe fim a uma parceria que nunca devia ter começado.
@ Heigh-ho the merry-o @ @ Bu olması gereken tek yol @
Heigh-ho o feliz-o é a única forma de ser
Eşin olacak olan bu genç bayan bir İmparatoriçede olması gereken tüm özelliklere sahip.
A jovem que há-de ser tua esposa e Futura imperatriz de Áustria, reúne todas as virtudes que podes desejar.
Bence olması gereken de bu.
E assim é como deve ser.
Çiftlik tümüyle senin. Olması gereken de bu.
Esta fazenda é toda tua.
Çünkü, Bay Nazerman'nın kasasına koymuş olması gereken tutar bu.
Nazerman... deve ter metido no seu cofre.
Bu gece, atalarımızın yüzyıllar önce kazanmış olması gereken savaşı tamamlayacağız.
Esta noite concluímos a guerra que os nossos ancestrais deveriam ter vencido há muitos séculos atrás.
Olması gereken de bu zaten, işim bitmeli.
E é assim que tem de ser. Têm de se livrar de mim.
Olması gereken iksir bu ise, bir kese altına bile değişmem.
Se esta poção é aquilo que eu penso, não vou partilhar aquele saco de ouro.
Bu odada en son olması gereken silahlı adamlar.
Precisamos de um homem que nada saiba de armas, nesta casa deserta.
Bu aslında olması gereken şey. Telefon kaydı yok, devlet okulu yok ve kabul ediyorum, bu çok ciddi. Askere alınmaktan men edilmek de öyle.
isso não é muito... sem escolas públicas é grave. sem obituários nos jornais sem empregadas domésticas.
Caesar, bu olması gereken değil.
Não era deste jeito que deveria acontecer.
Olması gereken de bu.
É como deveria ser.
Belki sadece Frodo'nun yolunda biraz daha ilerleyebilmesi için. Bu arada bırak Yüzüğün peşinde olması gereken ordular... bizi yok etmeye çalışmakla zaman kaybetsinler.
Talvez apenas para Frodo se d ¡ stanv ¡ ar a ¡ nda ma ¡ s... enquanto os exérv ¡ tos em busva do Anel pervam tempo vonosvo.
Olması gereken de bu.
E assim deveria ser.
Olması gereken de bu.
Não há mais do que isso.
Ama sizi hayatın zehirli oklarından koruma sırası artık bizde. Olması gereken de bu! Doğru!
Mas agora é a nossa vez de vos proteger das adversidades desta vida.
Eğer ağır bir silahımız olsaydı bu jip tam da olması gereken yerde.
Podíamos, com artilharia pesada. E este jipe vai colocá-los no sítio certo.
Bu manastırın şimdiye dek olan ve hep olması gereken görevine dönelim.
Recuperemos o que era, e sempre devia ter sido, o ofício desta abadia :
Görevimizde başarılı olursak... bu farklı 1985 gerçek 1985'e dönüşecek... ve Jennifer ile Einie'yi de olması gereken hale getirecek.
Se formos bem sucedidos na missão, este 1985 alternativo vai ser convertido no 1985 real, transformando-se instantaneamente à volta da Jennifer e do Einie.
Olması gereken rakam bu.
É o número exato que deve haver.
Olması gereken de bu.
É assim que deve ser.
Olması gereken şekli bu değil!
Não era assim que era suposto ser!
Bu da tam olarak olması gereken şey.
O que é exatamente como devia ser.
Bu kontrolleri olması gereken hale getirin.
Reconfigure estes controlos para a disposição habitual.
Bu yüzden, olması gereken yaşa geldiğimde çocuk sahibi olabilmem mümkün.
Assim ainda há a possibilidade, de ser capaz de passar por ele outra vez, na idade certa
Onun güzelliğini ve iyi karakterini göz ardı ediyorsunuz. Eğer erkekler bu ikisinin, bir kadının sahip olması gereken en önemli özellikler olduğunu düşünmüyorlarsa ben yanılıyorum demektir.
Desdenha da beleza e da natureza dela, mas seu sexo em geral... crê serem estas as maiores virtudes de uma mulher.
- Olması gereken bu değil mi?
- Ah, não é...
Yaşam şartlarımıza adapte olması için gereken süre bu.
É o tempo para se adaptar às nossas condições de vida. - E depois?
Olması gereken şekli bu.
É o que sempre devia ter sido.
- Olması gereken şekli bu.
É assim que devia ser.
Olması gereken şekli bu.
É assim que deve ser.