English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Onlara söyleyeceğim

Onlara söyleyeceğim traduction Portugais

347 traduction parallèle
Bana öttüğünü onlara söyleyeceğim.
Vou dizer a todos que você abriu o bico.
Polis onlara söyleyeceğim şeylere inanacak gibi görünmüyor.
A polícia não deve acreditar em nada que eu lhes diga.
Onlara söyleyeceğim.
Vou dizer-lhes.
- Onlara söyleyeceğim.
Eu falo!
Gidip nerede olduğunuzu bildiğimi onlara söyleyeceğim.
Eu vou dizer-lhes que sei onde tu estás.
Bekle. Onlara söyleyeceğim.
Espere, vou contar-lhes.
Tamam, şimdi gidip onlara söyleyeceğim.
Ok. Eu vou. Vou apenas dizer-lhes.
Onlara söyleyeceğim.
Eu vou dizer-lhes.
Onlara söyleyeceğim, bunu öğrenince sana gününü gösterirler.
Dizes isso porque sabes que vou dizer-lhes.
- Ben halledeceğim. - Onlara söyleyeceğim.
Eu vou dizer-lhes!
- Ellinci yıldönümümde mi? - Lucy, onlara söyleyeceğim.
Nas minhas bodas de ouro?
Onlara sabretmelerini ve ineceğinizi söyleyeceğim.
Digo-lhes que aguentem, que o senhor desce já.
Ama onlara ne söyleyeceğim?
Dá-me a corda. Leva isto.
Onlara ne söyleyeceğim? Kötü havayı haber vermek gibi de değil.
Isto não é uma problema do tempo.
- Onlara senin kalacağını söyleyeceğim.
- Eu vou-lhes dizer que fica.
Ancak ısrar ediyorsanız, onlara hemen burayı terk etmelerini söyleyeceğim.
Mas, se insistir, partirão.
Onlara gerçeği söyleyeceğim.
Vou dizer-lhes a verdade.
Onlara Bay Flagg'ın sek-re-teri olduğumu söyleyeceğim o kadar. "
Digo que sou a "sequetária" do Sr. Flagg.
Onlara iyi konuştuğunu, kötü yalan söylediğini söyleyeceğim.
Direi a eles que fala muito bem e mente muito mal.
- Onlara ne söyleyeceğim?
- Que é que lhes digo?
Bundan sonr onlara şunu söyleyeceğim, "Bayan Everdene gibi bir kadın öyle bir adamı sevmez."
De agora em diante irei dizer-lhes, "Uma donzela como a Sra. Everdene não o pode amar."
Onlara bunun nasıl büyük bir heyecan olduğunu söyleyeceğim.
Qual promover! Vou dizer-lhes como estou a vibrar, e não é tanga.
Onlara sadece seni geri getirmediğimi söyleyeceğim.
Simplesmente que não te trouxe de volta, Joe.
Onlara ne söyleyeceğim?
O que poderei dizer?
O zaman tekrar dinlesinler. Onlara düşüncelerimi söylemiştim, şimdi tekrar söyleyeceğim. Dışarı çıkın.
Os três estão no outro quarto ouvindo cada palavra que dizes.
Onlara babalarının dünyanın en ünlü yarışçısı olduğunu söyleyeceğim.
Que o pai deles é o maior motorista do mundo.
Anlıyorum, tam olarak onlara ne söyleyeceğim? .
Entendo, foi exactamente o que eu lhe disse.
Peki herneyse, sensiz geri döndüğümde onlara ne söyleyeceğim?
Bem, o que raio lhes vou dizer quando voltar sem ti?
- Onlara ne söyleyeceğim?
- O que lhes digo?
Onlara burada lanet bir beyaz köpeğin olduğunu söyleyeceğim.
Vou dizer-lhes que temos um maldito cão branco aqui.
- Onlara gecikmiş olsak da her şeyin yolunda olduğunu söyleyeceğim.
Que nos tínhamos atrasado, mas que estava tudo bem.
Onlara gitmelerini söyleyeceğim.
Vou falar com eles.
Polise gidiyorum! Onlara her şeyi söyleyeceğim!
Irei a polícia e contarei tudo o que sei.
- Peki onlara ne söyleyeceğim?
- E o que hei-de dizer-lhes?
Tamam, gidip onlara bir şeyler söyleyeceğim.
Bem, vou-lhes dar uma palavrinha, só isso.
Onlara bu gece söyleyeceğim.
Vou dizer-lhes hoje à noite.
Onlara benim hatam olduğunu söyleyeceğim, ona çarpan benim motorsikletimdi.
Vamos dizer que foi culpa minha, que foi a minha moto que o atropelou.
Onlara işin uzadığını söyleyeceğim.
Digo-lhes que tiveste que fazer.
Onlara sadece büyükbaba olacağımı söyleyeceğim.
Só vou dizer-lhes que vou ser avô.
Onlara senin oturup domates yediğini söyleyeceğim, tamam mı?
Eu digo-lhe que você anda a comer tomates cozidos, está bem?
Ama eğer biri çıkar da bu dünyada vefa yok diyecek olursa onlara yanıldıklarını söyleyeceğim, ve bu da kanıtı.
Isto prova que há gratidão no mundo e quem afirma o contrário está errado.
Onlara malın bagajda olduğunu söyleyeceğim. Bagajı açtığımda da silahını ona doğrultacaksın.
Digo-lhes que tenho o material aí na mala e quando a abrir tu saltas pronto a disparar.
Bir uğrayıp onlara katılamayacağımı söyleyeceğim.
Vou só passar por lá e dizer aos meus amigos que não posso ir.
Gidip onlara geldiğinizi söyleyeceğim!
Vou anunciar que vocês chegaram.
Onlara ben söyleyeceğim.
- Eles vão descobrir.
Constellation geldiği zaman onlara, genci burada tutmak için onu öldürmekten başka yol kalmadığını ve bu yüzden gitmenize engel olamadığımı söyleyeceğim.
Quando a Constellation chegar, dir-lhes-ei que não pude impedi-los de partir, que teria tido de matar o rapaz, para o manter aqui.
Onlara annenin... Ölüm yıl dönümünü unuttuğumu söyleyeceğim.
Eu digo-lhes que esqueci... sobre o aniversario da morte da tua mãe.
Onlara bunu söyleyeceğim.
Posso dizer-lhes isso.
Onlara Iris'in arkadaşım olduğunu söyleyeceğim... ve boka batacağım.
Digo que a Iris era minha amiga. Isso vai-me pôr no mapa.
Onlara bir çatışmada öldürdüğümü söyleyeceğim.
Eu vou afirmar que ele foi morto num confronto.
Onlara daha sonra söyleyeceğim.
Só lhe consto depois. A mãe deve vomitar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]