English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Onlar da ne

Onlar da ne traduction Portugais

823 traduction parallèle
Onlar da ne?
Que raio é isso?
Onlar da ne kadar salak.
São uns verdadeiros cretinos!
Onlar da ne?
O que são?
Onlar da ne?
O que é isto?
Onlar da ne?
- Sim, mais pronto não podia estar.
Ama şu iki İngiliz yolcuya ne demeli? Onlar da bayanı gördüklerini inkar ettiler?
Mas falem-me dos turistas ingleses, eles negaram tê-la visto.
Onlar cennet ya da cehennemi ne bilirler Cathy... yaşam hakkında birşey bilmezlerken?
O que é que eles sabem sobre o céu e o inferno, Cathy... se não sabem nada sobre a vida?
Ve aynı demiryolu kuzeyden buralara bir sürü... yeni göçmeni de getirecek. Buna ne dersin? Onlar da oy vermeye başlayacak vergilerimiz onlara gidecek.
Esse mesmo caminho-de-ferro vai encher-nos... de gente do norte, que vão... começar a devorar-nos e a cobrar impostos.
Colfax beni diğerlerine ne olduğunu söylemem için yolladı... onlar da çiftliğe geleceklerdi.
O Colfax mandou-me avisar os outros do que tinha acontecido e que se iriam encontrar na quinta, em vez disso.
Hayatlarımızın bağları birbiriyle örülmüş. Ne zaman ne de dünya çözebilir onları.
Os fios da nossa vida estão tecidos juntos... e nem o mundo nem o tempo podem separá-los.
Buna rağmen, söylenecek şey çok gerekli olmasa da onların kişisel fikirleri ne olursa olsun sizin için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar.
Não é preciso dizer-lhe... que independentemente da sua opinião pessoal... vão dar-lhe o maior apoio.
Hamsilerin servetimizin başlangıcı olduğunu sanmıştık. Onları satıp da ne kazandık?
Julgávamos que as anchovas eram a nossa fortuna.
Peki ya şu senin bahçe kulübündekilerden biraz kısmaya ne dersin? Onlar olmadan da idare edebiliriz.
Que tal cortarmos alguém do teu clube de jardinagem?
Pittsburgh'da yaşıyor onlar! Ne arsızlık!
Os Crafton vão vir.
- Sana aşağıda kalmanı emretmiştim. Onlar ne işareti veriyorlar?
Que estão a sinalizar?
Onlar da sen ne söylersen kaydedecekler.
Captará tudo o que disseres.
Bu türler ne olursa olsun, onları rahatsız etmezsen, onlar da seni rahatsız etmez.
Qualquer espécie, se for deixada em paz, não ataca.
Peki ya polislerin yaptığı analiz geldi mi? Onlar ne diyor?
E as análises da polícia?
Sadece anlatım biçimi ve tarzıyla değil ne yapılması gerektiği konusunda da. Ben de onları imzaladım..
Não apenas na fraseologia e no estilo, mas no conteúdo do que tinha de fazer, por isso assinei-as.
Jim onları ne zaman işaretlemeye gitse, korkuyorum.
Sempre me dá medo quando Jim tem que marcá-los.
Senin ya da onların ne düşündüğünün bir önemi yok.
Não me importa a indignação deles ou a sua.
Huzurlu bir pazar sabahında onlar dışarıda ne yapıyorlar?
Santinho.
Onlar belkide o alman subaylarının ne çeşit subay olduğunuda bilmez
Eles talvez não saibam que o oficial alemão - da nossa categoria - faz o que ordenam que ele faça.
Bu jüriye bağlı, onların da ne yapacağı hiç belli olmaz.
Isso irá depender do júri e não se pode prever a reacção deles.
Onlar kim ya da ne?
Quem ou o que são eles?
Ne onlara, ne de Sör Harry Percival'a dokunuruz, onlar da bize dokunmaz.
não os chateamos nem a Sir Harry Percival e eles não nos chateiam.
Garip, Horta hakkında ne söylediyse, Horta da onlar hakkında aynısını söyledi.
Curioso. O que ele disse sobre a Horta foi o que a Horta me disse.
Onları en son ne zaman gördüğünü hatırlıyor musun?
Tente lembrar-se, onde elas estavam, da última vez que as viu?
Olayların nasıl geliştiğiyle ilgili bir sezi. Intrepid'deki herhangi biri hatta bilgisayarlar bile onları yok edenin ne olduğunu bilmiyordu.
Chame-lhe de entendimento profundo do modo de ser dos vulcanos, mas eu sei que nem uma pessoa, nem mesmo os computadores a bordo da Intrepid, sabiam o que os estava a matar ou podiam ter entendido, mesmo se viessem a saber.
Ne de olsa onlar da bir devrim kazandılar.
Afinal, ganharam a revolução.
İnekler ne yiyorsa onlar da onu yiyorlar.
A flor das violetas. Sementes como as vacas comem.
Ama Sam ne de olsa Julie'nin nişanlısının ailesi onlar.
Sam! São os pais do namorado da Julie.
Aile hatıraları her ne kadar duygulandırıcı olsa da şu anda onlar için zamanımız yok, sence de öyle değil mi?
As lembranças de família são comoventes, mas não temos tempo para isso. Importa-se?
Kim ödeme yapmaktadır... Kim onları bu görevlerde yetkili kıldı? Polisin içerisinde ne tür işlevleri vardı?
... quem o paga, quem o autorizou a exercer funções dentro da polícia e em que consistem exatamente essas funções.
Ne kadar çok görürseniz, başarılı olacağınıza olan inancınız artıyordu. Örneğin bir iş için dışarı çıkıp ailenizi arkanızda bıraktığınızda, bir şekilde şöyle hissediyordunuz : "Jones'lar ya da Smith'ler yakındalar, evdekilere bir şey olursa, onlar yardım ederler."
Quanto mais o víamos, mais encorajados ficávamos para sair à rua e sabíamos que se saíssemos para procurar emprego e deixássemos a família para trás, dizíamos : "Os Jones ou os Smiths lá do bairro podem tomar conta deles, se me acontecer alguma coisa."
"Sanat simsarları ve müze yöneticilerinin yanılmazlık efsanesini yıkıp, " onların aslında ne kadar çarpık, ne kadar berbat... " " ve işe yaramaz olduklarını... "
Que detonamos o mito da infalibilidade dos negociantes de arte e dos directores de museu e mostramos a desonestidade deles, a maldade e o vício.
İngiltere, her ne kadar istiyor da olsa, onları elde tutmakta çok zayıftı.
A Inglaterra está fraca para lutar por elas, mesmo que queira.
Kazanmak istiyorsak, bunun tek yolu onlar okul şarkısını çalarken oradaki tahtların üstüne çıkıp, asayı sallamak. Ve Sonra kısa bir dans ederiz ki, herkes ne kadar mal olduğumuzu görebilirsin.
Se ganharmos, só teremos que nos sentar naqueles tronos, abanar os ceptros enquanto tocam o hino da escola, e depois, temos que dançar um bocado para que todos se riam de nós.
Biz mücevher koleksiyoncuları ne kadar dikkatli müşteri seçersek onlar da o kadar umarsızca herkesten alırlar.
Eles compram a qualquer um, enquanto os joalheiros só compram por atacado.
Dünya ne kadar uzakta? Ya da onlar ne kadar uzaktan geldiler?
Quanto falta para a Terra... ou desde que chegaram?
Ya da bu sistem onların zayıf hayatlarını ne kadar daha desteklemeye programlı?
Ou até quando, este sistema pode sustentar as suas vidas frágeis?
Apollo, onların ne kadar zamandır uçtuğunu söylememize imkan yok ya da hedeflerine ulaşabileceklerini.
Não sabemos à quanto tempo estão a viajar. Não se sabe se chegarão ao seu destino.
Ne de olsa, orta sınıfın refahını... ve temel özgürlüklerimizi... tehdit edenlerin karşısındaki en büyük silahımız onlar.
Afinal, eles são a maior defesa contra as ameaças... às nossas liberdades essenciais, assim como ao bem-estar da nossa classe média.
Ve yeni giysilerinizle Paris sokaklarında dolaşmak ne kadar cezbedici gelirse gelsin, zaten onlar yeterince cezbedici değilse, şıklığınızı sergilemeyi açılış töreninden sonraya saklamanızı isteyebilir miyim?
E por maior que seja a tentaçäo de exibirem os vossos belos fatos novos pelas ruas de Paris que, em si, já säo uma tentaçäo - peço-vos, em nome do Comité Olímpico, que guardem o esplendor da vossa indumentária pelo menos até depois da cerimónia de abertura.
Onlar bir müfredat programının belkemiğini oluştururlar... bu program uzun ve ünlü bir askerler, devlet adamları listesi üretmiştir... İç Savaş'tan beri Amerika Birleşik Devletleri'ne seçkin hizmetlerde bulunmuş insanlardan oluşan bir liste.
Formam a espinha dorsal de um curriculum que produziu uma longa e ilustre linhagem de soldados e estadistas que serviram os Estados Unidos com distinção desde antes da Guerra Civil.
Şimdi düşünüyorum da ; onlar o kutunun içinde ne yapıyorlar?
Agora que penso nisso, que fazem eles naquela caixa?
Belki yeterince yaşamamışlardı ya da çok uzun zaman yaşamışlardı... ama daha da uzun yaşamak istiyorlardı. Onlar ışığa doğru gitmeyi reddederler... ışık onları ne kadar çok isterse istesin.
Ou talvez já tivessem vivido, mas quisessem viver ainda mais, pelo que resistem a ir para a luz, por muito que a luz os chame.
Çocuklarımızı ne çok sevdiğini, onların da babalarına bayıldıklarını düşündüm.
Pensei em como amávamos os nossos filhos... e eles o adoravam.
Grand Concourse'da 1 49'cu Street station Bronx'da, graffiticiler birlikte onları ne diye çağıralım, "The Writers'Bench."
Na estação Grand Concourse, na rua 149, no Bronx, os escritores de Grafitti reunem-se naquilo a que chamam, "A bancada dos Escritores".
- Ne düşmanı? - Daha önce liderimizi yenen güç. O halde bu da onları dostumuz yapar.
O meu filho está aqui algures?
Foxfield kız okulundan sonsuza kadar men edilmen için endişe etme, her ne kadar onlar, 100 mil içindeki tek kız okulu olsalar da, yine de gidebileceğin bir yer var.
Não se preocupe com a proibição que te impede... em ir ao colégio feminino de Foxfield. mesmo que elas sejam as únicas mulheres num raio de 160 Km ainda há um lugar onde você pode ir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]