English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Ora

Ora traduction Portugais

13,200 traduction parallèle
Bunlar şimdilik kolay sorular.
Por ora, são as perguntas mais simples.
Bir mahkuma kamyon kullandırmaları yasa dışı değil.
Ora, não é ilegal que eles deixem um recluso conduzir uma carrinha.
Pekala, nefes al.
Ora bem, respire.
Sigorta şirketlerinin halefiyet hakkı var.
Ora, as companhias de seguros têm direitos sub-rogatórios.
Pekala.
Ora bem.
Şu an pek iyi bir iş çıkarmıyorsun.
Por ora não se está a sair muito bem.
Seni iyileştiremezler ama ellerinden gelseydi, iyileştirirlerdi.
Ora, eles não o podem curar, mas se pudessem fá-lo-iam.
Bu, Tanrı'nın almanı istediği derslerden biri.
Ora, esta é uma das lições que Deus quer que aprenda.
Peki.
Ora bem.
İşte böyle.
Ora bem.
Teşekkür ederim.
Ora, obrigada.
Daha önce bunlardan hiç kullanmamıştım.
Ora bem, nunca usei uma destas antes.
Rica ederim Don.
Ora essa, Don.
Artık benim için en kötü kısım bu değil.
Por ora não é o pior para mim.
- Pekala.
- Ora bem.
Buradaki neden bu kadar hassas?
Ora vejam, esta aqui é sensível.
- Bakın, bakın. Kim burada.
Ora, ora, ora...
İşte. Sen ölmeliydin, ben değil.
Ora aí está, tu devias estar morto, não eu.
Pekâlâ, nerede kalmıştık?
Ora bem, onde íamos?
Aman efendim. Bu da kim?
Ora bem, quem é este?
- Saçmalama. Bunu ısmarlayacaklar.
- Ora essa, é por conta da casa.
Hadi ama, alçakgönüllü olma.
Ora, não seja modesto.
- Eyvahlar olsun.
- Ora bolas!
- Hadi ama Jim, biz bu tipleri çok gördük.
- Ora, já vimos tipos destes. Vão e vêm.
Hiç sorun değil.
Ora essa!
Hadi ama Butch. Biraz onurlu ol.
- Ora, Butch, tem alguma dignidade.
Evet dostum, yanmazmış.
- Ora! Sim, pá, à prova de fogo!
Merhabalar!
Ora viva!
Hayatını tabii ki.
Ora, a tua vida, claro.
Şimdi, galeri kapandığında senden başka içeri girme erişimi olan biri geliyor mu aklına? Hayır, sadece benim.
Ora bem, há alguém, para além de si, que tenha acesso à galeria depois das horas de expediente?
Anlaşılan iyisin.
Estás ótima. Ora bem...
Peki, anlaşma şu.
Ora bem, o acordo é o seguinte.
Gulanit hakkında anlaşabilirsek onu sana geri vereceğim.
Ora bem, vou devolver-ta quando tu e eu chegarmos a um acordo sobre a gulanite.
Tamam, hadi.
Muito bem, vamos. - Ora bem.
Bak, bak, kimler varmış burada?
Ora, ora, o que é que temos aqui?
Bak, bak, bak, kimler varmış burada?
Ora... ora... ora. O que é que temos aqui?
- Oh, siktir.
- Ora bolas.
Cehennemin en güzel köşesi burası olmalı.
Ora se isto não é uma fatia pitoresca do inferno?
Bırak da kimin değerli olduğuna çöpler karar versin.
Ora, deixem os palitos decidirem quem é merecedor.
Artık bu ne anlama geliyorsa.
Seja isso o que for. Ora!
Gel kardeşim.
Ora, irmão.
Vay vay vay.
Ora, ora.
Kimleri görüyorum. Havuzcunun oğlu değil mi bu?
Ora, ora, o filho do homem da piscina.
Hadi ama ya.
Ora, vamos.
Hassiktir.
Ora bolas.
Neyse. İkimiz de biliyoruz. Her zaman yanında olamadım.
Ora bem, ambas sabemos que eu nem sempre estive disponível para ti, por isso perdoa-me por ser um pouco super-protectora agora.
- Hadi be.
- Ora bolas.
- Estağfurullah.
- Ora essa.
- Hadi ama.
- Ora!
- Evet Efendi Bruce!
- Ora bem, Mno.
Amanın.
Ora, ora!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]