English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Oradaydı

Oradaydı traduction Portugais

7,633 traduction parallèle
Çünkü tam şu anda onunla yolumuz sokakta kesişirse, beni frenleyebileceğini sanmıyorum. - Oradaydı.
Porque se neste momento eu estivesse a atravessar a rua, acho que ela não travava.
Diş perisinin geldiğini görmek için uyandım ama bu hala oradaydı.
Acordei para ver se a Fada dos Dentes já tinha vindo, mas ainda estava aqui.
- Oradaydım.
- Eu estava lá.
Hepimiz oradaydık. Sürekli gözetim altında tuttuk.
Foi selecionado por todos nós.
Dün gece ben de oradaydım ve sonrasında olanları gördüm.
Estive lá a noite passada e vi o que aconteceu.
Bir duvarı kaldırdılar ve zavallı Bruno oradaydı, ondan geri kalanlar. Isınan borunun içinde sıkışmış, hâlâ o vazoyu sıkıca tutarak.
Lá estava o pobre Bruno ou o que sobrou dele, preso numa conduta de aquecimento, ainda a segurar o vaso.
O gece oradaydı, değil mi?
Ela estava lá naquela noite, não estava?
Babam oradaydı.
O meu pai estava lá.
Polis babanın ağılını bastığında ben de oradaydım.
Estava lá quando a polícia invadiu o complexo do teu pai.
Evet oradaydık.
Sim.
6 ay oradaydım.
Fiquei lá uns seis meses.
Ben de oradaydım.
Eu estava lá, também.
Lawan her zaman oradaydı.
Lawan sempre estava junto.
Pekala, ben... ben oradaydım.
Está bem, eu estive lá.
Kendisi bir İngilizce öğretmeniydi ve öğrettiği tüm çocuklar oradaydı.
Ele era professor de inglês e todos os miúdos que ele ensinou estavam lá.
- Marty de oradaydı.
E o Marty também estava lá.
- Marty de mi oradaydı?
O Marty estava lá?
Oradaydım.
Estive.
Saçmalık, az önce oradaydık, o evde kimse yaşamı... Kes artık, Rodney.
Tretas, nós estávamos lá, ninguém vive naquele sitio... cala-te, Rodney.
Babası, abim, bir itfaiyeciydi ve kulelerden ikincisi yıkıldığında eski kocam Tommy ile birlikte oradaydı.
O seu pai, o meu irmão, foi bombeiro e estava com o meu falecido marido Tommy, na Torre 2, quando caiu.
Kızlarımı kaybettiğimde, onlar benim için oradaydı.
Quando perdi as minhas filhas, eles apoiaram-me.
Benim için oradaydın.
Tu apoiaste-me.
Mezun toplantısı için döndüğümde oradaydı. Chicken Shack'te çalışan güzel bir kız.
Estava de regresso do baile e ali estava ela, esta linda rapariga a trabalhar no Chicken Shack.
- Ava oradaydı.
A Ava estava lá?
Paranın gideceğini duydu mu? - Oradaydı da neden...
Ouviu-te dizer que o dinheiro ia ser mudado, hoje?
Sen oradaydın ve...
Tu estavas lá, e...
ve sen oradaydın karanlıkta gizleniyordun.
e tu também... estavam a esconder-se na escuridão.
Senatör Trayvis de oradaydı ve bizimle omuz omuza savaşıyordu.
o Senador Trayvis estava lá. A lutar lado a lado connosco!
- Ama üç gün evvel oradaydım.
Mas eu estive lá há três dias.
Oradaydın, değil mi?
Estavas lá, não estavas?
Ve ben de oradaydım, bir geyiğe çarpmıştım. Bu arada geyikler Montauk'ın her yerindeler.
E eu tinha atropelado um veado, que por acaso há imensos em Montauk.
Evet 9 / 11'den önce oradaydım.
Estive lá antes do 11 de Setembro.
İşte oradaydı, aramızdaydı. Bizimle konuşuyordu.
Ali estava ele, mesmo entre nós, a falar connosco.
İyi dost oldular ve Spanky evlendiğinde, Travolta da oradaydı.
Ficaram amigos e quando a Spanky se casou, o Travolta esteve lá.
Ben de bunu düzenlediklerinde oradaydım Miscavige yönetiyordu "onu bir otel odasına götür ve gizli kameralar kur" dedi.
Eu estava lá quando estavam a montar aquilo e o Miscavige é que geria. Levem-no para um quarto de hotel e coloquem câmaras secretas.
Kilisenin temsili başkanı, Heber Jentszch diye bir adam 7 yıldır oradaydı.
O presidente simbólico da Igreja, um homem chamado Heber Jentszch, esteve lá durante sete anos. PRESIDENTE, IGREJA DA CIENTOLOGIA
Oradaydım ve etrafı gözetliyordum.
Estava a espiar.
Salı günü oradaydım.
Estive lá na terça-feira.
Sunny'e sor. O da oradaydı.
Pergunta ao Sunny, ele estava lá.
Ve her nedense Romero oradaydı ve sen heyecanlanıp endişelendiğin konuyu ona açman gerektiğini hissettin.
E, por alguma razão, o Romero estava lá, ficaste perturbada e sentiste que tinhas de lhe contar a tua preocupação.
Bugün oradaydım.
Fui lá hoje.
Dillon da oradaydı.
E o Dillon estava lá.
İşi yüzünden mi oradaydı peki?
Ela estava lá profissionalmente?
- Rudy de oradaydı.
- O Rudy estava lá.
Sen de oradaydın.
Tu estavas lá.
Ben de oradaydım.
Eu também estava lá.
Döndüm ve sen oradaydın camın arkasında.
E quando me voltei, lá estavas tu... por detrás do vidro.
- Hayır değil çünkü siz oradaydınız.
É possível, porque estava lá.
Tabitha Laird bu gece oradaydı.
Tabitha Laird, que estava lá esta noite.
- Hayır, oradaydım.
Não, eu estive lá.
Olay esnasında oradaydınız yani?
Está a dizer que assistiu a isso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]