Oyun başladı traduction Portugais
225 traduction parallèle
Yeni bir oyun başladığında kendi kendime şöyle diyeceğim "İyi ki o buralarda değil."
Pensarei em ti sempre que estrear uma peça e direi para comigo : "Ela está muito melhor agora."
- Üzgünüm. Oyun başladı.
- Lamento, o jogo já começou.
Oyun başladı.
Começa o jogo.
Oyun başladığında yine ihtiyar Shooter dağıtacak.
O velho Shooter vai dar novamente, quando o jogo recomeçar.
- Oyun başladı mı?
- O jogo já começou?
Çünkü lokantacının, "masaya kadar geldim, şarap dolduruyordum", dediğini anımsıyorum. Ve oyun başladığında, aksanlı küçük toparlak adam tuzu uzattı, ve sonra sen biberle ona cevap verdin.
Lembro-me de o proprietário ter dito que foi até à mesa colocar vinho nos copos e, que quando o jogo começou, o tipo forte com pronúncia pegou no sal e o senhor respondeu com a pimenta.
OK! Oyun başladı!
Estamos em jogo!
- Oyun başladı!
- Estamos em jogo!
- Evet, oyun başladı!
- Pois, estamos em jogo!
- Jim, oyun başladı.
- Jim, o jogo já começou.
Oyun başladığı zaman, O onun kızı.
Quando passam um jogo, é filha dela.
Ama bu oyun başladığında... Farkettim ki... Bu sadece benim korunağımmış.
Mas quando este jogo começou, apercebi-me... de que tenho estado num refúgio.
Oyun başladı.
Está a dar futebol.
Oyun başladı bile.
O jogo já começou.
Oyun başladı – İlk gün 12 / 23 – 6 : 00 AM
Início do Jogo
Oyun başladı bile dostum.
A bola já está em jogo, meu amigo.
Oyun başladı, bezelyem.
O jogo continua, ervilha-doce.
Michael, oyun başladığında... burada bulunsam?
E se estiver já aqui no começo da cena?
Bu hayalcilik ve oyun, hayatımda giderek daha çok yer tutmaya başladı.
Mas, a representação e o fazer de conta começaram a preencher-me a vida.
Cinayet oyununuza başladığınızda aklınıza gelmeyen tek şey benim de oyun oynadığımdı.
Deveriam saber quando planeavam o vosso jogo macabro que eu também estava a jogar.
Bütün bunlar o oyun yüzünden başladı.
Foi o que iniciou esta confusão!
Ben de oyun hakkında düşünmeye başladım.
Estive a pensar sobre o seu jogo.
Öyleyse oyun başladı mı?
Então o jogo vai começar?
Bu oyun, bun inanamıyorum, çok erken başladı.
Este jogo, Eu não posso acreditar, tem começado cedo.
Şimdi, bu sezon iyi başladı bir kaç oyun kazandık.
Esta época começou bem. Ganhamos uns grandes jogos.
Bu oyun beni sıkmaya başladı.
Este jogo está a começar a aborrecer-me.
Oyun... artık başladı.
Impossível. Aproxima-se outra nave.
Tabii ki ve ne yazık ki, o kazanmaya devam etti hem de koca bir Haziran ve Temmuz boyunca... Durham Bulls sonunda beyzbol oynamaya başladı. Hem de eğlenceli, enerjik ve şiirsel bir oyun.
Lnfelizmente, ele continuou ganhando, e por todo o mês de junho e julho... os Durham Bulls jogaram beisebol com alegria, brio e poesia.
Ben de oyun oynamaya başladım... olayları ilginç kılabilmek için.
Então, comecei a jogar uns jogos só para manter as coisas interessantes.
Henüz değil. Oyun yeni başladı.
Ainda agora começámos.
Oyun düzenini değiştirmeye başladı.
Ele está a mudar o padrão do tabuleiro.
- Neden? Çünkü oyun çoktan başladı ve sen bunu biliyorsun.
Por que o jogo já começou, e tu já o sabes...
Hayal et, hayatımı bu kasabaya kapatarak geçirdim, ve hatta oyun sezonunun başladığını bile bilmiyordum.
Passei minha vida nesta cidade e nem sei quando começa o torneio.
Oyun ilgimi çekmeye başladı.
O jogo está a começar a ter interesse.
Oyun zaten başladı.
A peça já começou.
İş başladığı zaman, oyun kopana kadar bir yere gitmek yok ve mekan, ameliyat odası gibi olmak zorunda.
Quando começam a trabalhar, não param sem o jogo terminar e a sala parecer um bloco operatório.
Ama aklının sana oyun oynamaya... başladığı zamanlar olabilir.
Mas existe um ponto em que sua mente começa a pregar-lhe peças.
Oyun zaten başladı.
O jogo ja começou.
oyun kurucu topu ona verdi....... ve Nagurski yavaşça çizgiye doğru koşmaya başladı. ... ve Cardinal ler onu yere yapıştırdılar.
O quarterback deu-lhe a bola e Nagurski correu lentamente até à linha e os Cardinals esmagaram-no.
Oyun tekrar başladığında aynı şey.
A próxima jogada, a mesma coisa.
Bu oyun, bun inanamıyorum, çok erken başladı.
Não possdo acreditar que se defina tão rápido.
Yüzü aklıma geliyor da ve o zırvayı anlatmaya başladı nasıl oyun oynadığım hakkında ve kontrollü olmam hakkında böylece hiç yakın olamıyormuşum.
Ele veio direito a mim e começa a dizer-me estas coisas estúpidas sobre que eu gosto de gozar e de estar a controlar para que eu não me aproxime muito.
Ve bu oyun yayınlanmaya başladığında bize sponsor olmak isteyecek firmalarla saçma anlaşmalar imzalamamız gerekirdi.
Podemos consolar-nos que têm contratos com patrocinadores.
Oyun yeniden heyecan sardı ve Blue Bulls'ler ağır basmaya başladı.
Os Blue Bulls parecem estar no controle.
Bu oyun güzel bir evde başladı.
O jogo começou com uma linda casa.
Oyun başarıyla başladı.
O jogo começou bem.
Yani gece yarısı geri sayım başladığında öpecek birisini ararken sen korsanlaria ilgili bir oyun oynuyor olacaksın.
Quando se aproximar a meia-noite, quando ela procurar alguém para beijar e tu estiveres aqui com jogos de vídeo de piratas...
Oyun başladı!
O jogo é ao vivo. "
Ve oyun başlıyor, 2. yarı şimdi başladı.
E aqui vamos nós. O segundo período está a começar.
Oyun tekrar başladı.
O jogo estava a começar.
Her neyse Kendileri bu oyuna başladılar ve artık bu oyun kontrolden çıkmaya başladı.
De qualquer forma, eles estão envolvidos nesse jogo... e sinceramente, acho que já saiu do controle.
başladı 99
başladı mı 16
oyun bitti 163
oyun oynama 28
oyun yok 20
oyun mu 56
oyun zamanı 18
oyun başlasın 17
oyun oynamayı bırak 24
oyun oynamıyorum 21
başladı mı 16
oyun bitti 163
oyun oynama 28
oyun yok 20
oyun mu 56
oyun zamanı 18
oyun başlasın 17
oyun oynamayı bırak 24
oyun oynamıyorum 21