Para sorun değil traduction Portugais
936 traduction parallèle
- Para sorun değil.
- Não, não é esse o problema.
para sorun değil. Eşim ve ben, akşam yemeği istedik ve...
Eu a minha mulher queríamos jantar...
Jackie'yi kurtarırsanız para sorun değil.
Depois de resgatar a Jackie, dinheiro não será problema.
- Para sorun değil.
- O dinheiro não é problema.
Sizin için çalışmak istemiyorum. Sorun değil, Anna gidebilirsin
Não quero trabalhar para vocês.
- Sorun değil. Kaç para.
- Muito bem, quanto é?
Sorun değil. Eve git.
Não faz mal, vai para casa.
ve sen onu yanına almayı uygun gördün aklındaki ve bacaklarındaki sakatlık sorun değil.
E agora decidiu levá-lo... para onde ser deformado da mente ou dos membros não importa.
- Sorun değil.
Eu chegara tarde demais para me despedir dela.
Yemeğin peşine düşmek sorun değil.
Não homens. Caçar para comer, está bem.
Kadınlar benim için sorun değil, her yerde bulurum.
As mulheres não são problema para mim. Encontro-as em todo o lado.
Senin kendi işlerin yokmuydu? sorun değil sonra bakarım.
Pensei que você fosse para um lugar qualquer.
Çocukları için sorun değil. Ama onun aklındakinin bu olduğunu sanmıyorum.
Isso é bom para crianças, mas não é isso que ele tem em mente.
İzliyoruz lideri Sorun değil nereye gittiği
Seguimos o líder Para onde quer que ele vá
Sorun sadece su değil, nereye gidiyoruz. Hiç bir yere.
Porque para onde vamos, não vai haver nenhuma água.
Sorun para değil.
Não é dinheiro.
Senin için sorun değil, ama benim için.
Tudo bem contigo, mas, sabes, para mim... Ajuda-me a passar o tempo.
Sorun değil. Onun dışında seni kimse göremez.
- Está tudo bem, há ninguém para ver você aqui exceto ele.
Sorun para değil.
Não é pelo dinheiro.
Hayır, Bay Chapman, sorun değil.
Bem, eu preciso. Preciso de dois, para o concerto.
Hayır, sorun para değil.
- Não, não é pelo dinheiro.
Sorun değil. Beni eve götür yeter.
Pior para ela, perdeu um cliente!
Sorun para değil, ama ısrar ediyorsan, ayrılmamı zorlaştırırsın.
Não é pelo dinheiro, mas já que insistes, é difícil psra mim partir. Muito bem.
Ekselansları aslında... buradaki sorun para sorunu değil, ahlak sorunu.
Esta não é uma questão de dinheiro. É uma questão de princípios.
Sorun değil, tımarhanede yerim hazır.
Não faz mal. Vou voltar para o hospício de loucos.
Para her zaman sorun oluyor değil mi?
O dinheiro é sempre um problema, não é?
Sorun değil. Ama İrlandalılara çok fazla satıyorum çünkü kendim İrlandalıyım.
Mas, para os irlandeses, costumo vender muito... porque sou de ascendência irlandesa.
Hayιr John, sorun para değil.
Não, John, não é só o dinheiro.
Para hiç sorun değil.
O dinheiro não é problema.
Şu inancını yitirmiş delikanlılar için, aşk yapan köpek yavruları gibi... birbirine sokulmak sorun değil.
Para estes jovens desiludidos, amontoados como cachorrinhos... sexo não é um problema. talvez o façam, talvez não.
Sorun değil. Para hazır olacak. Sorun değil.
Sem problema, eu terei o dinheiro.
Para sorun degil.
O dinheiro não é problema.
Yalnız gidebilirim sorun değil ama onları ikna etmek için silaha ihtiyacım var.
Eu não me importo de ir sozinho mas preciso da arma para os persuadir.
Sorun değil.
Para regressar.
Sorun para değil Bay Fawlty.
Não é pelo dinheiro.
"Sorun para değil" demiştin hani.
- Disseste que não era pelo dinheiro.
İçkiyi bırakmak benim için hiç sorun değil.
Para acabar com pielas, é canja!
Bence de değil. Asıl sorun, üniversiteye gitmek istiyor musun?
Interessa é saber que queres ir para a faculdade.
Sorun değil. Beklerken bir şeyler atıştırdık.
Aproveitámos para comer qualquer coisa.
Kulübün yetenek gösterisi Sharpay için çok önemli. Belli ki senin geleceğin için de önemli, yani sorun değil.
O concurso de talentos é importante para a Sharpay e para o teu futuro também, por isso, está tudo bem.
Benim için sorun değil. Herhangi bir yöne gidebiliriz,
Para mim, é indiferente.
Sorun bardağın boyu değil, benim derdim başka.
- Não é por causa da mosca... E a mosca era menos nociva que o vinho, para o que eu tenho
Sorun, neden intihar ettiğin değil, neden etmediğindir.
Para alguns a questão não é porquê matar-se, mas porque não.
- Bizim için sorun değil.
- Para nós não há problema.
- Hiç sorun değil.
É para já.
Ren, ne zaman Chicago'yu seninkileri aradıysak, sanırım orada bir sorun yoktu, değil mi?
Quando Iigávamos para seus pais em Chicago... não me lembro de haver algum problema Iá.
Beklerim sorun değil.
Não faz mal. Diga para ela não se preocupar.
Sorun değil hanımefendi.
É para já.
Sorun para, değil mi?
É o dinheiro, não é?
Sorun grubun devrilmesi değil.
Para mim, o problema não foi que a banda estivesse mal.
Rozetliler için her zaman vakit vardır.Hiç sorun değil.
Tenho sempre tempo para a Polícia. Sem problemas.
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun değil tatlım 17
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
sorun degil 26
sorun değil tatlım 17
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi anne 66
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi anne 66