Rahatsız edilmek istemiyor traduction Portugais
74 traduction parallèle
Madam Grusinskaya rahatsız edilmek istemiyor.
A Madame não pode ser incomodada.
Bayan Dukesbury rahatsız edilmek istemiyor.
A Sra. Dukesbury não pode ser incomodada.
Dayım sorularla rahatsız edilmek istemiyor.
Ponha cinco. O meu tio não quer ser maçado com perguntas.
Bay Hallward evde değil. Bay Hallward rahatsız edilmek istemiyor.
O Sr. Hallward não quer ser incomodado.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Não quer ser interrompido.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Não quer ser incomodado.
Smith rahatsız edilmek istemiyor.
O Smith não quer ser incomodado.
Bay Duchesne erkenden odasına çekildi ve kesinlikle rahatsız edilmek istemiyor.
M. Duchesne recolheu-se cedo e não pode ser incomodado.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Não quer ser incomodada.
O bir yazar ve rahatsız edilmek istemiyor.
- É um escritor, não pode ser incomodado!
General Gabler ve Kahlenberge konferansta, rahatsız edilmek istemiyor.
Os generais Gabler e Kahlenberge estão em uma conferência.
Baban rahatsız edilmek istemiyor.
O vosso pai não deseja ser incomodado.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Pediu para não ser incomodado.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Ele não quer ser perturbado, você sabe.
Hanımefendi hiçbir şekilde rahatsız edilmek istemiyor.
Que não devemos incomodar a Sra. Presidente sob nenhum pretexto.
Bay Lord rahatsız edilmek istemiyor.
O sr. Lord não pode ser perturbado.
Üzgünüm şu anda rahatsız edilmek istemiyor.
Oh desculpe, ele não quer ser perturbado agora
- Rahatsız edilmek istemiyor.
- Ele näo deve ser incomodado.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Ela não quer ser incomodada.
Vali rahatsız edilmek istemiyor.
Não se pode incomodar o xerife.
Size söyledim Lady Beatrice rahatsız ve rahatsız edilmek istemiyor.
Já lhe disse que Lady Beatrice está indisposta e não quer ser incomodada.
Ve bu sabah, rahatsız edilmek istemiyor!
E ele não quer ser incomodado!
Çok önemli bir toplantıda ve rahatsız edilmek istemiyor.
Está em uma reunião importante e não pode ser perturbado.
Mr Berman deney sırasında kesinlikle rahatsız edilmek istemiyor.
O Sr Berman insiste em não ser incomodado durante a sua experiência.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Ele pediu para não ser incomodado.
Hayır, rahatsız edilmek istemiyor.
Não, ela disse que não queria ser incomodada.
Herb, rahatsız edilmek istemiyor.
- Não posso. O Herb não quer quaisquer distracções.
Bayan Goebbels, Führer rahatsız edilmek istemiyor.
Frau Goebbels, o Fuhrer não quer ser incomodado.
Özür dilerim efendim ama Bayan Kirsten rahatsız edilmek istemiyor.
Sinto muito, senhor, a Srta. Kirsten pediu que não a incomodassem.
" Şerif Carter rahatsız edilmek istemiyor.
O xerife Carter não quer ser perturbado.
Kapı tokmağındaki kravatın anlamı birileri rahatsız edilmek istemiyor çünkü, bilirsin, aganigi naganigi yapıyorlar.
Muito bem, uma gravata na maçaneta costuma significar que alguém não quer ser incomodado, por estar... ocupado.
İnzivaya çekildi ve rahatsız edilmek istemiyor.
Está em retiro e não deve ser incomodado.
Kardinal rahatsız edilmek istemiyor.
Meu pai está indisposto.
Leydi Anne rahatsız edilmek istemiyor.
Lady Ana não deve ser perturbada.
Bay Wenger konuşması sırasında rahatsız edilmek istemiyor. Anlaşıldı mı?
O Sr. Wenger não quer ser perturbado enquanto fala, está bem?
Doktor Franklin... rahatsız edilmek istemiyor.
Dr. Franklin está... Não pode ser incomodado.
"Bayan Peabody yurtdışında acil bir durum olmadıkça rahatsız edilmek istemiyor." diyen.
"e não quer ser contactada a não ser numa emergência." Disseste-lhe que a filha está presa?
Rahatsız edilmek istemiyor.
- Não quer ser incomodado.
- Rahatsız edilmek istemiyor.
- Não quer ser incomodado. - Está lá em baixo.
Bay Hastings telefonda ve rahatsız edilmek istemiyor.
Sr. Hastings está ao telefone e não gosta de ser interrompido.
Ne yaparken rahatsız edilmek istemiyor?
- Indisposto a fazer o quê?
Rahatsız edilmek istemiyor gibiydi.
Ele não quis ser incomodado por mim.
Rahatsız edilmek istemiyor işte.
Ela só quer que não a incomodem.
Rahatsız edilmek istemiyor gibi.
Parece querer ser deixada em paz...
Şerifkral rahatsız edilmek istemiyor.
O Rei Xerife não quer ser incomodado.
Çok yoğun bir antremana başladı ve rahatsız edilmek istemiyor.
Começou um regime de treino intenso e não quer distrações.
Üzgünüm ama kendisi rahatsız edilmek istemiyor.
Desculpe, ele não está...
Rahatsız edilmek istemiyor.
Ele não quer ser incomodado.
Mr.Brunson şu an rahatsız edilmek istemiyor.
O Sr. Brunson não quer conversar agora.
Şu an rahatsız edilmek istemiyor.
- De momento está indisposto.
Bayan rahatsız edilmek istemiyor.
- A senhora não quer ser incomodada.
rahatsız edilmek istemiyorum 37
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
rahat 453
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmeyin 24
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmeyin 24
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156