English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sabah 9

Sabah 9 traduction Portugais

763 traduction parallèle
Simdi yïl 1941, San Diego, Kaliforniya, sabah 9 : 30, efendim.
Estamos em 1941, San Diego, Califórnia, 9 e meia da manhã.
O kadar da acele etmiştik Angela. Saat 5'e ve akşam 8'den sabah 9'a kadar Savaş Bakanlığı'ndan çıkamadık.
Pena que tivermos que correr.
Yarın sabah 9 : 00'da bunu görürüz.
Veremos se consigo, amanhã, às 9 : 00.
Beni sabah 9'da uyandır.
Amanhã acorda-me às nove.
Sabah 9'da provamız var.
Amanhã temos ensaio às 9.00.
Sabah 9 vapurunda Peder Logan'la buluşup konuştunuz.
Encontrou-se e falou com o Padre Logan, no ferry das nove.
Ertesi sabah 9 : 30'da Mösyö Villette'i göreceğimi söylemiştim.
Eu disse-lhe que ia falar com o Sr. Villette às 9h30 da manhã seguinte.
Obje, ilk kez bu sabah 9 : 15 civarında görüldü. Objenin düşüşü güney ülkelerinden rahat bir şekilde izlendi.
O objecto foi visto às 9 : 15 desta noite, quando sobrevoava a zona sul deste país.
- Sabah 9'da aşk şarkıları söylüyor.
- Canta canções de amor às 9 da manhã.
Bak, dün sabah 9 : 30'da buradan ayrıldım.
Olha, às 9 e meia na manhã de ontem, eu saí daqui.
Sahneye çıkarılmayacağım, her sabah 9'da maskeli balo yaşamayacağım tüm diyalogları okuyup bir yöneticiyi oynamayacağım yükselişteki genç, yetenekli adam olduğuma inandırmayacağım bir iş.
onde não tenha que subir a um palco e mascarar-me todas as manhãs às 9 : 00. e preparar um diálogo e bancar o executivo fingir que sou um jovem brilhante com uma carreira pela frente.
Bu sabah 9'da.
Às 9 : 00 desta manhã.
- Yarın sabah 9.15'de, Binbaşım.
- Amanhã às 9 : 15 da manhã.
Yarın sabah 9.15'de.
Amanhã, às 9 : 15 em ponto.
sabah 9 : 45, posta dağıtımı.
9 : 45h, entrega do correio.
sabah 9 : 56, fırının minibüsü çağrıldı.
9 : 56h, chega a carrinha do padeiro.
16 Haziran, sabah 9.
16 de junho, 9 am.
Yarın sabah 9'da aslan terbiye etmeliyim.
Às 9h00 amanhã, - quero estar ali, a domar.
Bu sabah 9'da, Marsilya'dan ayrılmadan önce.
Às 9 : 00 desta manhã, antes de deixar Marselha.
Eşimim sabah 9'da önemli bir iş toplantısı var.
O meu marido tem uma importante reunião de negócios às nove da manhã.
O ofiste sabah 9'da bulunmak benim işim ve sorumluluğumdu!
Era da minha responsabilidade estar no escritório às nove da manhã!
Çocukların yarın sabah 9.00'da hazır olmasını istiyorum.
Gostava de ter as crianças prontas amanhã de manhã às 9.. 00.
Yarın sabah 9'da antrenman sahasında ol.
Apresenta-te no campo de treino amanhã de manhã, às nove.
Yarın sabah 9'da mı? Çok iyi olur.
Amanhã de manhã às nove horas?
Sabah 9'dan beri buradayım.
Estou aqui desde as 9 : 00.
Bir sabah 9 : 00'da New York Kennedy havaalanından hareket etti, Ve yerel saatle akşam 10 : 40'da Almanya'ya vardı.
Um dia, às 9 : 00 da manhã, embarcou no aeroporto Kennedy, em Nova lorque, e chegou à Alemanha às 10 : 40 da noite, hora local.
Hemen yat, seni sabah 9 : 30'da buradan alırız.
Vájá para a cama. Vimos buscá-lo às 9 : 30.
Yarın sabah Lévis'e gidiyorum..... 9 : 00 vapurunda.
Vou a Lévis amanhã de manhã, no ferry das nove.
Cuma sabahı saat onda adliyede, dokuzuncu salonda ol.
Esteja na State House, Sala 9 do tribunal, ás 10 : 00 de sexta-feira.
- Sabahın 9'unda mı?
- Às nove da manhã?
Yarın sabah dokuzda yargılanacaklar.
O processo se efetuará amanhã às 9 da manhã.
Albuquerque'ye sabah 4'te varacağız. Orada saat 9'da hayat duruyor.
Nós aterrissamos em Albuquerque às 4 da manha e o jogo será as 9.
Yarın sabah dokuza kadar mahkeme tatil edilmiştir.
Esta sessão fica suspensa até às 9 : 00 de amanhã.
Yaz aylarında saat 9'da bu oda resmen fırın gibi olur... bu yüzden sabah 5'te ameliyata girerim.
- Estes meses de verão nesta sala ficam como uma fornalha pelas 9 : 00 da manhã... - assim opero as 5 : 00. - Isto quer dizer que levanta as 4 : 00.
- Sabahın 9'unda şarkı söylemek mi?
- Cantar uma canção às 9 da manhã?
Nitekim tanrının yaratmaya M.Ö 4004 yılının 23 ekiminde sabah saat 9'da başladığını saptadı.
Definitivamente, ele determinou que o Senhor começou a sua "Criação" no dia vinte e três de Outubro do ano quatro mil e quatro A.C. Às nove horas da manhã.
Erkeklerin kolalı yakaları daha sabahın dokuzunda kırış kırış olurdu.
Os homens tinham os colarinhos engomados pelas 9 da manhã.
Kahvaltıyı sabah dokuzda hazırlarım.
O café da manhã é às 9 : 00.
- Her gün sabah dokuzda gelirim. - Tamam.
Venha às 9 em ponto, todo dia.
Derhal başlamak istiyorum Yarın sabah dokuzda orada olmak ve başlamak istiyorum.
Quero começar de imediato. Amanhã de manhã às 9 : 00... eu quero lá estar, a domar.
Bir açıklama almadım... ve sabah 09 : 00'da başlamak zorundayız.
Não recebi explicações... e temos que começar às 9 da manhã.
Adres ve kimlik bilgilerini verdikten sonra, kendisine, ertesi sabah dokuzda parti ofisinde olmasını söylemiş.
E ele teve de mostrar os documentos, dar o endereço, e foi-lhe ordenado que fosse ao escritório do partido no dia seguinte, às 9 da manhã.
Sinema programlarına rağmen ben çekimde olan bir oyuncuyu TV'de görmedim. Sabah 6'da kalkar, akşam 9'da döner.
Apesar de tantas emissões nunca vi nenhuma que mostre que uma actriz em rodagem, é uma mulher que se levanta às 6 da manhã e chega a casa às 9 da noite!
9 Ağustos sabahı kabine toplandığında daha yıkıcı haberler geldi.
Na reunião do governo a 9 de Agosto, as notícias foram ainda mais perturbantes.
Bu sabah saat 9'da Central Park'taki sıcaklık 35.5 derece idi, ve yakın zamanda bir düşüş beklenmiyor.
A temperatura no Parque Central... é de 36 graus e não há alivio à vista.
- Yarın sabah, 9'da şarkıyı kaydediyoruz.
- Amanhã nós gravaremos como ela quer.
Sabah, 9.30'da daha hiç eleştiri yayımlanmadan,
Às 9h30 desta manhã, antes de saírem as críticas, a bicha no Cinema One era enorme.
9 Temmuz 1979 sabahında, eş zamanlı Jet İtiş Laboratuarındaki televizyon ekranlarından Europa adlı bir dünyayı keşfetmeye başladık.
Nas primeiras horas da manhã de 9 de Julho de 1979, em tempo real, nos monitores televisivos do JPL, começávamos a aprender algo sobre um mundo chamado Europa.
20 Kasım 1903'te, sabah 8 ile 9 arasında... asılarak idam edilme cezasına... çarptırıldınız.
É sentenciado a ser enforcado até morrer, entre as 8 : 00 e as 9 : 00 de 20 de Novembro, 1903.
09 : 18 yarın sabah.
9 : 18... amanhã de manhã.
09 : 18... 9 : 18 yarın sabah.
9 : 18... 9 : 18... amanhã de manhã.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]