English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sen beni dinle

Sen beni dinle traduction Portugais

486 traduction parallèle
Asıl sen beni dinle. Kiminle istersem onunla çıkarım. Kimseden de izin almam.
Pois, me escute. vou sair com quem eu queira e não aceitarei que ninguém dê-me ordens.
Sen beni dinle. Ya bu gece gelirsiniz, ya da anlaşma iptal olur.
Ou aparecem esta noite ou o negócio fica sem efeito.
- Sen beni dinle.
- Olha tu.
- Sen beni dinle!
- Ouve-me tu!
Şimdi sen beni dinle.
Agora prestem atenção.
Sen beni dinle, John'dan paranı al ve buralardan git.
Siga o meu conselho, pegue o dinheiro com o Tom e saia da cidade.
Şimdi beni dinle, Mary Stuart Cherne... Sen beni dinle, Bushrod Gentry.
me escute, Mary Stuart Cherne... me escute você, Bushrod Gentry.
Şimdi sen beni dinle.
Ouça-me bem.
Şimdi sen beni dinle.
Escute-me.
Şimdi sen beni dinle!
Escute!
Sen beni dinle.
Não, ouve-me tu, para variar.
- Dinle beni. - Sen beni dinle.
- Não, ouve tu!
- Hayir, sen beni dinle asil.
- Não, escuta-me tu.
Sen beni dinle, Larry.
Escute-me você, Larry.
Sen beni dinle.. Uzlaşmacı olmalısın.
Siga o meu conselho, seja mais prestativo.
- Şimdi sen beni dinle, tatlı dilli orospu çocuğu!
Oiça lá seu pilantra!
Şimdi sen beni dinle, inatçı katır.
Escuta-me bem, meu teimoso!
- Şimdi sen beni dinle.
- Agora, ouve.
Şimdi de sen beni dinle.
Agora oiça-me.
Şimdi sen beni dinle.
Agora presta atenção.
- Hayır, sen beni dinle.
Não! És tu quem tem de me ouvir, Renato.
Hayır, sen beni dinle.
Não, ouve-me tu.
- Hey, sen beni dinle.
- Ei, ouve-me.
Tamam. Şimdi de sen beni dinle Buck Rogers, tamam mı?
Ouça-me bem, Buck Rogers!
- Hayır, sen beni dinle.
- Não, quem escuta é o senhor.
Tamam, şimdi sen beni dinle Hank.
Agora escuta-me, Hank.
Sen beni dinle bakalım, piç herif!
Ouve-me bem, amostra de gente!
Sen beni dinle.
Ouve-me, sim?
Sen beni dinle, evlat!
Ouve-me tu a mim...
Şimdi sen beni dinle!
Presta atenção!
Fakat beni dinle, Henry Frankenstein. Sen ölü dokularını birleştirdiğin cesetlerin mezarlarını kazarken ben, sevgili arkadaşım, malzemem için yaşamın kaynağına gittim.
Mas escute, Henry Frankenstein, enquanto andava a escavar as suas campas e a remendar tecidos mortos, eu, meu caro aluno, escolhi o meu material para fonte de vida.
Beni dinle hayatım, günde 3 defa 5er pastil alır ve sen de benim için bu kadar endişelenmezsen 50. yıl dönümümüzü kutlayacak kadar yaşayacağız.
Ouve, querido, se eu tomar cinco comprimidos três vezes ao dia... e se não te preocupares muito comigo... vamos viver para celebrar as nossas bodas de ouro.
Elbette öylesin tatlım ama dinle beni bu İspanyol Kayası'ndaki tek genç kız sen olacaksın.
Claro que és minha querida... mas vais ser... a única jovem aqui em Spanish Bit.
Sen beni dinle.
Escuta-me!
Evet, ama sen beni dinle!
Certo.
Beni dinle, dedim. Sonraki büyük elde, artırarak seni çekilmeye zorlayacaklar. Ama sen devam etmelisin.
No próximo jogo, quando tentarem que abandones, não te deixes vencer.
Sen sadece beni dinle.
Agora escuta...
- Evet, şimdi beni dinle. Sen benim kızın fotoğrafını hiç görmedin, değil mi Kelly? Hayır.
Nunca te mostrei uma fotografia da minha rapariga, pois não?
Bir dakika otur. Christian, ben... Bilirim sen uygun bulmazsın, ama beni bir dakika dinle.
Christian, eu sei que não aprovas, mas escuta-me só um minuto.
Dinle beni, sen yorgun ve altüst olmuşsun.
Muito obrigado. " Escuta-me... Estás cansado e chateado.
Hayır, sen dur ve beni dikkatle dinle.
Não, espera e ouve-me com atenção.
Dinle beni. Vincenzo'yu aradım çünkü onu zaten tanıyorum. Ama sen de işime yararsın.
Ouve, pedi para falar com o Vincenzo porque o conheço um pouco, mas acho que também posso falar contigo.
Sen, beni dinle, molotof kokteyli petrol ve kerosenin karışımıdır, radikal beyaz adam ise gevezeliğin ve bokun.
Um Cocktail Molotov é uma mistura de gasolina e querosene. Um radical branco é uma mistura de treta e conversa.
Beni dinle İrlandalı pislik! Sen kendini burada kalacak cesarete sahip tek kişi olarak görüyorsun.
Bem, então escute-me, sua praga Irlandesa.
- Dinle hayatım... beni o aradı, sen değil.
- Ouve, querida... tu é que me chamaste, não fui eu.
Dinle, sen beni saklayacaksın, ben de seni tekrar işe alacağım.
Agora ouça. Você esconde-me e eu admito-o novamente.
Sen, beni dinle.
Ouve-me bem.
Sen hep beni dinle.
Viu?
Beni dinle Christine sen hemen bir ilişkim olduğu sonucuna varmadan güzel bir kadınla konuşmam mümkün değil mi?
Agora eu não posso falar com uma mulher bonita. Que pensa logo que eu vou ter um caso com ela.
Sen beni dinle!
Oiça-me você!
Dinle, sen gerçekten muhteşemsin ve her erkek şanslı. Yani seninle olabilen çok şanslı ama beni anlıyorsundur umarım.
Querido, vou lá acima experimentar e venho fazer-te um belo bife suculento, como o do cão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]