English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sen de mi

Sen de mi traduction Portugais

8,146 traduction parallèle
Sen de mi? Adı Kishkumen.
Chama-se Kishkumen.
Sen de mi...
Quer...?
Sen de mi o dersteydin?
Tinhas essa disciplina?
- Ne sen de mi ona hafif davranıyorsun?
- Tu também és amiguinho dele agora?
Sen de mi? Tess?
Tu também? Tess?
Ne, sen de mi onun tarafını tutuyorsun?
O quê, também estás do lado dela?
Sen de mi uyuyamadın? CIA için çalışıyorsun.
- Não podes também dormir?
Onu sen de mi istiyorsun?
Também o querem.
- Sen de mi gördün?
- Tu também sonhaste?
Sen de mi bu yüzden buradasın?
Foi por isso que vieste?
Sen de mi Cleveland'a gidiyorsun?
Também vai para Cleveland?
Sen de mi oynamak istiyorsun?
Também queres brincadeira?
- Sen de mi ceza almak istiyorsun Chapman?
- Também queres uma repreensão, Chapman?
Sen de mi biliyordun bunu?
Tu também sabes disto?
- Cidden sen de mi?
Tu também?
- Delirdin mi sen? Orada savaş var.
É uma zona de guerra.
- Sen de kurtarıcı kralsın, öyle mi?
E você é algum tipo de rei certo?
Ve sen de bu mırıldanı dinledin mi?
Tu ouviste este charlatão?
Sen beni öyle sevmiştin, değil mi?
Gostavas de mim dessa maneira, não era?
Sen buralardayken, böylesine çılgın bir ailem olduğu sürece mi?
Depois de tanto tempo com pessoas loucas, como os meus pais? Não.
Ve sen bunlardan birini buldun, öyle mi?
Então, acabaste de encontar uma dessas coisas, huh?
Sen az önce babamdan kendi evinden gitmesini mi istedin?
Acabaste mesmo de pedir ao meu pai que saísse da sua própria casa?
- Sen de gelmek istiyorsun, değil mi?
- Queres ir também, não queres?
Sen de gurur duyuyorsun, değil mi, Walt?
- Sei que também se orgulham!
Ne diyorsun sen, altının kaybolması işime mi geliyor yani?
O que estás a dizer? Que benefício do facto de o ouro ter desaparecido?
Sen de buraya gelmeye mi karar verdin?
E decidiste voltar para cá?
Sen de buna evet mi dedin?
E concordaste com isso?
Sen ve ahlaksız ailen, birbirinizi koruyabileceğinizi mi sanıyorsun?
Tu e a tua família de libertinos, acham que podem proteger-se uns aos outros?
Hastalıklar toprakta ölmez ve sen de zehirli ihtiyar bir adamsın, değil mi Henry?
Em questões de vida e morte tens poderes discricionários. És uma mulher singularmente poderosa,
Eskiden sen ve adamın Roddney'i GK'de oynarken izlerdim. - Öyle mi?
Vi-te a jogar com o Roddney pelos SC.
Sen onlara verdikten önce mi sonra mı?
Antes ou depois de lho dares?
Sen de gelmesine izin mi verdin?
E deixaste-a vir?
Yine mi sen!
Tu de novo!
Şu Hintçe-İngilizce kitabını sen mi getirdin?
Arranjou aqueles livros de indiano para inglês?
Söyle, sen gerçekten de misafir misin yoksa oğlumla bir işler mi çeviriyorsun?
Então diga-me você é realmente uma convidada. Ou existe alguma coisa entre si e o meu filho?
Yani sen de Yang Ki Taek'in peşinden mi gideceksin?
Vais atrás do Yang Ki Taek também?
- Hmm-hmm. - Sen bayağı önceden söylemiştin değil mi?
Tu disseste logo de caras, não foi?
Ve birisi ya da bir şey bundan sorumlu. Sen de düşünmek mi istiyorsun?
Alguém, ou algo, é responsável por isso, e você quer pensar nisso?
Dünya'ya gelme amacını fark edip CDC'ye mi katıldın sen de?
Foi nesse dia que encontraste a tua vocação e decidiste entrar para o CDC?
Narvik! Neredeyse her şeyimi kaybettim. Ama yine de bir şekilde sen mi mağdur oluyorsun?
Quase perdi tudo, mas, de alguma forma foste tu quem sofreu?
- Sen de buna izin mi verdin?
E tu deixaste?
Şu temizlikçi olayı, sen mi çıkardın?
O trabalho de limpeza eras tu?
Sen de benle İngilizce pratik mi yapıyorsun?
E daí praticas o teu inglês comigo?
Sen de bilmiyorsun değil mi?
Não a tens, pois não?
Sen de onlardansın, değil mi?
Tu és um deles, não és?
- Sen de izledin mi?
Já os viste?
Sen de tencere kapak misali yaban domuzusun değil mi?
E tu, bem adequado, és o javali.
Sen de gördün değil mi?
Estás a ver isto?
- İkna edemedin mi sen de?
- Fugiu. - E tu não conseguiste demovê-lo?
Öyle mi? Sen de şurada halka halka yüzen kahverengili olansın.
E tu és aquele castanho que não para de nadar em círculos.
Sen ve Samantha Gottleib ile Berkshires ve mantarlar hakkındaki hikayeler gibi boktan, değil mi?
Como com a história de si e os Berkshires com a Samantha Gottleib e os cogumelos, isso é mentira?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]