English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Senin yaşındayken

Senin yaşındayken traduction Portugais

533 traduction parallèle
Ben senin yaşındayken, ben...
Quando tinha a tua idade...
Senin yaşındayken Salzburg'a gitmiştim.
Quando tinha a tua idade, fui a Salzburgo.
- Senin yaşındayken, ben... - Baba.
- Quando tinha a tua idade, eu...
Elbette senin yaşındayken.
É claro que na sua idade.
Dinle, Kyoko senin yaşındayken ben de böyle düşünürdüm.
Mas ouve, Kyoko... Na tua idade, também pensava assim.
Senin yaşındayken beni de çok alan olmuştu.
Eu fiz muito na sua idade.
Ben senin yaşındayken, çok korktum.
Quando tinha a tua idade, também tinha medo.
Senin yaşındayken, belki bir yaş büyükken, ben de bunu yaşadım.
Aconteceu-me a mim quando tinha a tua idade, talvez um ano mais velho.
Biliyor musun, senin yaşındayken, kardeşlerim ve babamla balık tutmaya giderdik. Hep beraber.
Quando eu tinha a tua idade, fui pescar com os meus irmãos todos e com o meu pai, com todos.
- Senin yaşındayken... - Benim yaşımdayken?
- Eu tinha a vossa idade...
Ben senin yaşındayken, hiçbir şeye doymazdım.
Eu, com a tua idade, nunca me dava por satisfeito.
Senin yaşındayken spor editörüm zenciler asla beysbol oynayamaz, demişti.
Quando eu era da sua idade o editor de desporto me disse... que os negros jamais conseguiriam jogar basebol.
Senin yaşındayken sokakta sutyenlerinde çengelli iğne olan Fransız yavrularını götürürdüm.
Quando tinha a tua idade, comia em roulotes de rua... e dormia com vadias que usavam alfinetes para segurar os sutiãs.
- Senin yaşındayken, ben işimi gününde yapardım...
- Na tua idade trabalhei um dia...
Senin yaşındayken aynı salaklar aynı lafları ediyordu.
Estou sendo antiquada? Ouvi os mesmos rumores na tua idade.
Ben senin yaşındayken bir adam öldürmüştüm bile.
Na tua idade já tinha matado um homem.
Genç bayan, ben senin yaşındayken- -
Mocinha, quando eu tinha a sua idade...
Ben senin yaşındayken aşık olmuştum.
Na tua idade, já me apaixonara...
Senin yaşındayken, ben de orduda olmak istemiştim.
Não vos condeno. Quando tinha a vossa idade também queria estar com o exército.
Senin yaşındayken ahırları kontrol etmek için dörtte kalkardım... Hepiniz bunu aklınızda tutmalısınız!
Na tua idade, para controlar o estábulo, levantava-me às quatro!
Hey, ben senin yaşındayken.. .. mahallede böyle konuşan tek bir kız vardı, biliyor musun?
Sabes que quando eu tinha a tua idaded havia no bairro uma miúda que falava assim, sabes?
Senin yaşındayken bir keçimi aslana kaptırmıştım.
Eu perdi uma cabra para um leão quando tinha a tua idade.
Biliyor musun, baban senin yaşındayken bazen, uyuyamadığında odama gelip yanıma yatardı ve ona hikâyeler anlatırdım.
Sabes, quando o teu pai tinha a tua idade, ás vezes, quando não tinha sono, vinha para o meu quarto, deitava-se na minha cama e eu contava-lhe histórias.
Senin yaşındayken, tamamen yapayalnızdım.
Quando tinha a tua idade, estava sozinha no mundo.
Ben senin yaşındayken büyükannemle birlikte yatardım.
É de estarrecer. Quando era da tua idade os meus avós ainda me vinham aconchegar à noite.
Senin yaşındayken tek ilgi alanım kendimdi.
Quando eu tinha a sua idade só estava interessado em mim mesmo.
Ben senin yaşındayken... Yirmi kiloluk buz kalıplarıyla 5-6 kat çıkardım!
Na tua idade... subia 5 e 6 andares com 20 quilos de gelo!
Senin yaşındayken benim bir sürü kız arkadaşım vardı.
Quanto tinha a tua idade, Bruno, tinha um monte de miúdas.
Ben senin yaşındayken...
Quando tinha a tua idade...
Biliyor musun Marie, ben senin yaşındayken, aniden büyük bir para bulursam, ne yapacağımı düşünürdüm.
Sabe, Marie, quando eu era da sua idade, pensava muitas vezes como seria se encontrasse de repente um montão de dinheiro.
Sana senin yaşındayken öğrendiğim bir şeyi söyleyeceğim.
Vou-te contar algo que aprendi quando tinha a tua idade.
Ben senin yaşındayken Sürekli fahişelerle beraberdim.
Quando tinha a tua idade, só me preocupava com prostitutas,
Ben senin yaşındayken, ne bir erkeğin peşine düştüm, ne aradım ne de park etmiş bir arabada bir oğlanla oturdum.
Com a tua idade, nunca persegui rapazes, nunca liguei a nenhum... e nunca estive num carro estacionado, com um rapaz.
Biliyor musun, senin yaşındayken, Böyle bir yerde vakit geçirebilmek için her şeyimi verebilirdim.
Sabes, quando tinha a tua idade tinha dado tudo para passar tempo num local como este.
Biliyormusun, ben senin yaşındayken... hep bir şeylerin peşindeydim hep bir sonraki heyecanı beklerdim.
Quando tinha a sua idade costumava ter a mania de estar sempre em movimento sempre à procura de mais algum entusiasmo.
Senin yaşındayken, ben de bir zamanlar meraklıydım.
Eu também era assim quando tinha a tua idade.
Senin yaşındayken, ben de çok hoş ve inceydim.
Na sua idade era bonita e magra que nem você.
Ben senin yaşındayken etrafta zıplayıp dururdum.
Quando tinha a tua idade eu pulava de um lugar para outro...
İlk kez senin yaşındayken görmüştüm.
A primeira vez que o vi tinha a tua idade.
İlk kez senin yaşındayken görmüştüm.
A primeira vez que o vi, tinha a tua idade.
Senin yaşındayken, zamanın televizyonu kitaplardı ve bu da özel bir kitap. Kitap mı?
Um livro?
Senin yaşındayken hayalet görsem korkudan altıma kaçırırdım.
Na sua idade, se visse um fantasma, teria medo.
- 11 ay oldu. Senin yaşındayken bana annen bakardı.
- Onze meses.
Senin yaşındayken benim peşimden koşmadıklarını mı sanıyorsun?
Quando tinha sua idade, pensa que não farejavam atrás de mim?
Ben senin yaşındayken senin büyük-büyük annen ellerimi yıkardı.
Quando eu tinha a tua idade... a tua bisavó, costumava lavar as minhas mãos.
Senin yaşındayken benim de saçlarım aynen böyle dalgalıydı.
O teu cabelo é difícil de escovar.
Bugün bana bakarken bunun garip göründüğünü biliyorum... ama ben senin yaşındayken, senden çok büyük değildim.
Sei que parece estranho quando olhas para mim hoje... mas quando tinha a tua idade, eu não era muito maior que tu.
Ben senin yaşındayken, babam, yani büyükbaban beni kampa götürmezdi. Her zaman meşgul olurdu.
Quando eu tinha a tua idade o teu avô estava sempre ocupado demais para irmos.
Tamam, düellonu kabul ediyorum ama şunu unutma ; ben senin yaşındayken gerçekten aç kaldım.
Bem, aceito o desafio, mas lembra-te : Quando tinha a tua idade vivi lado a lado com a fome.
Senin yaşındayken Çarşamba'ları okula giderdim.
As quartas-feiras eram geralmente dias de escola, quando tinha a sua idade.
- Ben onun yaşındayken, ben de... senin gibi kızlara dadanırdım. - Nereden biliyorsun?
- Como é que sabe?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]