English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Silahlı

Silahlı traduction Portugais

6,679 traduction parallèle
Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetleri ve NASA 5.
As Forças Armadas dos EUA e a NASA orgulham-se de patrocinar
Dışarıda silahlı bir adam vardı.
Tem calma. Havia um homem com uma arma no exterior.
Takipteyim, şüphelilerden en az 1 tanesi silahlı.
Em perseguição de pelo menos um suspeito armado.
Laboratuvarda saatlik nöbet tutan silahlı askerler vardı.
Foram postos soldados, todos eles armados, ininterruptamente, dentro do laboratório.
22, 23 yaşlarında olduğunuzu zinde ve tepeden tırnağa silahlı olduğunuzu ve bu durumda bile ilkokul öğretmeni kılıklı bir kadından korktuğunuzu düşünün.
Imagina-te com 22, 23 anos, na melhor forma da tua vida, armado até aos dentes. E tu assustaste uma senhora que, poderia ter sido a tua professora, na escola primária.
En yakın silahlı birim 8 dakika, helikopter ise 30 kilometre uzakta.
As unidades armadas mais próximas estão a 8 minutos. O Heli está a 32Km.
Görünüşe göre Qasim'in transferiyle görevli konvoy RAF Northolt Havalimanı yolunda silahlı saldırıya uğradı.
Sabemos que a escolta que transportava Qasim foi atacada à mão armada a caminho do aeroporto RAF Northolt.
Silahlı polis!
Polícia armada!
O kapıların arkasında 50 silahlı adam var.
Estão 50 homens armados atrás destas portas.
Karantina Bölgesi'nin ne kadar tehlike olduğunu ve silahlı kuvvetlerimizin nasıl zor koşullarda çalıştığını söylememize gerek yok.
Não sabemos dizer suficientemente o quão perigosa é a Zona de Quarentena, e o quanto as nossas forças armadas estão a trabalhar.
Bugünkü saldırı 5. silahlı saldırısıydı.
Hoje, foi a quinta vez que se envolveu num tiroteio.
Tamam, biliyorum, ama silahlı birkaç polis memurunu tercih ederdim.
Está bem, eu sei, mas prefiro os policias armados.
Bir Abby, dakikalar içinde tek başına silahlı bir askeri öldürüp yiyebilir.
Sozinho, um abi consegue matar e devorar um soldado armado numa questão de minutos.
Silahlı soygunlar, adam kaçırmalar...
Assaltos à mão armada, raptos...
Tek başına ve silahlı seyahat etmek yeterince zor zaten.
Viajar sozinha e armada já é desafiante o suficiente.
Ama işin içinde olsam buraya bir tek silahlı adamla geri dönmezdim, saldırı düzenlerdim.
Se eu fosse um traidor, não voltaria cá só com mais um homem armado. Atacar-te-ia com toda a força.
Adamlar yasal olsaydı, senin için bu kadar fazla silahlı adam yollamazlardı.
Só mandam este armamento todo se o que tem sobre eles for real.
Thompson kabul etmemiş. Bir süre sonra bir düzine silahlı adam evini basmış. Karısıyla 9 yaşındaki çocuğunu sürükleye sürükleye dışarı çıkartmışlar.
Thompson recusou, e nesse momento uma dúzia de homens armados invadiram-lhe a casa, arrastaram-lhe a mulher e o filho de nove anos para a rua e cortaram-lhes a garganta.
Hatırlatmanız için minnettarım bayan Richard, ama bu madde sizin dediğiniz gibiyse, Uluslararası silahlı çatışmaları referans alıyor.
Agradeço-lhe a chamada de atenção, Miss Richard, mas esse artigo, que você tão bem citou, refere-se apenas a conflitos armados internacionais.
Pasaportlarımız... uluslararası silahlı çatışmaya uygun değil, ancak onlar ısrar ediyorlar.
Os nossos passaportes... não fazem isto ser um conflicto internacional, apesar da sua insistência.
Iraklıların öfkesinin geri planında... Amerikalılara karşı silahlı direniş oluşuyordu.
Atrás da raiva iraquiana erguia-se uma resistência armada contra os americanos.
- Silahlı git diyor.
É meio caminho andado.
Harika. Yani şu an Kızılkemikler Taliban kadar silahlı durumda.
Óptimo, agora os Redbones estão armados como os talibãs.
- Silahlı askerler de var amına koyayım.
- São soldados armados.
Hayvan gibi silahlı.
Armas pesadas.
Küçük silahlı bir avuç asiden bahsetmiyorum. Donuna kadar silahlı düzinelerce adam.
Não eram um par de insurgentes com armas pequenas, eram dezenas deles armados até aos dentes.
Bu savaşta şimdilik silahlı güçler yok, istihbarat var sadece.
Esta guerra, de momento, não envolve tropas no terreno. Envolve informação.
Silahlı kuvvetlerde görev aldınız mı?
Vocês estiveram nas forças armadas?
Orada silahlı adamlar var. Evet.
Há homens armados lá dentro.
Escobar'ın adamları mutlaka silahlıdır.
Pode ter certeza de que os homens de Escobar estão armados.
İkisi de silahlı ve tehlikeli.
Ambos estão armados e são perigosos. Terminado.
Yarı otomatik silahlı adama bak.
Estás a ver aquele tipo ali com a semiautomática?
İçerde 3 silahlı adam var.
Estão três homens armados lá dentro.
Silahlı değilim.
Não estou armado.
800 silahlı sivile karşı yalnızca 4 polis memurumuz var.
800 civis armados e quatro agentes d Polícia.
Amerikan kadınları da bazen silahlı korumaları olmadan yurt dışına çıkabilir.
As mulheres americanas viajam para o exterior sem homens de guarda.
Silahlı olmasına rağmen onu yukarı kadar takip mi ettin?
E seguiu-a pelas escadas acima apesar de estar armada?
Söylemeden edemeyeceğim, sen tanıştığım en tatlı silahlı soygunsunu.
Tenho de dizer que és a pistoleira mais gira que conheço.
Silahlı adam peşinden gidip yaralıyı komple öldürmüş.
O atirador seguiu-a, só para terminar o assunto.
Silahlı adamın bir ya da iki bıçak yarası var.
Então, o atirador tem uma ferida ou duas feitas com a faca.
Pekala, basitçe cinayet manyakları ve bir müfreze silahlı adama karşı tek başımızayız.
Em princípio estamos sozinhos, contra um homicida maníaco e 12 homens armados.
İngiliz Krallığı ve General Gage'in zorbalığına karşı silahlı bir direnişin koloniye bağlı gözcüsüyüm.
Sou um batedor colono de uma resistência armada contra a tirania do General Gage e da Coroa britânica.
Silahlı soygun, içki dükkanı!
Assalto à mão armada, loja de bebidas.
Silahlı bir bağımlı yapmış gibi gösterdiniz.
Fizeram com que se parecesse que tinha sido um drogado armado.
- Oto hırsızlığı, silahlı soygun...
E furto, assalto à mão armada...
- Silahlı ve savaşmaya hazır.
- Armadas e prontas para lutar.
Avocet'te silahlı adamlar, elektrikli tel ve her katta güvenlik kameraları var.
A "Avocet" tem guardas armados, cercas eléctricas e câmaras de segurança em todos os andares.
Doğru ama silahlı on askerle dalaşacak kadar da salak değil.
Sim, mas não é tolo o suficiente para arranjar uma luta com 10 soldados armados.
Tahminlerime göre bu, sen ve benim ortasında kalmış olduğumuz büyük silahlı çatışmalarla ve çok sayıda katliamla sonuçlanacak.
Eu prevejo que isto vai acabar numa grande guerra de armas montes de matança, e tu e eu presos no meio.
Bu noktada silahlı adamların 3'ü kıstırıldı.
De nada.
O da silahlı mı?
Também está armado?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]