English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Silahlılar

Silahlılar traduction Portugais

288 traduction parallèle
Silahlılar.
E estão armados.
Silahlılar, onları koruyan hipodrom bekçileri de öyle. Onlara bürodan arabaya eşlik ediyorlar.
Estão armados, tal como os detectives do hipódromo que lhes dão cobertura... do carro ao escritório e de volta.
- Silahlılar mı?
- Temos protecção?
Uunutulmaz günlerdi! Silahlar ve silahlılar.
Dias inesquecíveis!
Dışarı. Silahlılar.
Eles estão armados.
Onlar silahlılar!
Eles estão armados!
Sakın deneme bile, silahlılar.
Nem tente, estão armados
Balkonda insanlar var. Silahlılar!
Há tipos armados na varanda!
Silahlılar mı?
- Estão armados?
Bizi arıyorlar ve silahlılar.
Palhaços com armas.
- Silahlılar.
- Atiradores.
Sanırım silahlılar.
Acho que estão armados.
Eğer çocukları tuttukları yerde silahlılar varsa yanlış bir harekette ölürsün.
Se estiverem a guardar os míudos aqui, deve ser com um arsenal dos diabos. Se fores para a esquerda, em vez de ires para a direita, estás morto.
Silahlılar mı?
Eles estão armados?
Çabuk olun, silahlılar.
Eles estão armados.
Dikkatli olun Kaptan, silahlılar.
Tenha cuidado, Capitã. Eles estão armados.
Ağır silahlılar, birçok gözetleme yerleri ve konum avantajları var.
Estão bem armados, têm bastantes vigias, e a vantagem da posição.
Silahlı güçler yoldan Riverview'in yukarılarına kadar devriye geziyor.
Há guardas armados a patrulhar a estrada até Riverview.
... kendilerine bir eğlence yarattılar... 200 den fazla silahlı adam uyuyan köye baskın yapıp.
Para se divertir um pouco... mais de duzentos deles atacaram a aldeia adormecida.
İsyan, efendim. İkinci kaptan, ve kıyıda gördüğünüz silahlı kişiler başlattılar.
Motim, Sr., organizado pelo meu imediato, ajudado por aqueles que viu desembarcar.
Yeni Zelanda'nın savaşçıları Orta Doğu'da savaşırken cesur ülkeleri, çapadan başka bir şeyle silahlı değildi.
Os soldados neozelandeses estavam longe, no Oriente Médio. Deixaram seu corajoso país com poucas armas, além de forcados.
Siz silahlılar, beni takip edin.
Os homens armados vêm comigo.
Silahlı mıydılar?
Estavam armados?
Emlakçılar buraların reklamını yapıyor. 24 saat silahlı güvenlik.
As imobiliárias publicitam isso. Guardas armados 24 horas por dia.
Okyanus Kurtarıcıları, Menfez maden platformumuza silahlı bir saldırı düzenledi.
"Salvadores do Oceano", montou um ataque armado... contra a nossa plataforma de mineração em mar profundo.
Neden, silahlı adamlar kiraladılar.
Mas são pistoleiros profissionais.
- Silahlıydılar.
- Vinham armados.
Komuta kademesi, Fransa'nın olası bir silahlı reaksiyonuna karşı, geri çekilmeye hazırdılar.
Em segredo, os comandantes estavam prontos a retirar se a França mostrasse sinais de luta.
Kortej yolu boyunca bütün çatılarda silahlı adamlar ve nişancılar olacak.
Teremos atiradores em todos os telhados ao longo do percurso da procissão.
Silahlı mıydılar yoksa ateşin sizi durduracağından emin miydiler?
- Eles esperam que com o seu novo braço nada o detenha.
Geçen gece silahlı adamlar burayı bastılar, talan ettiler, Babamı ve bir çok kızılderiliyi öldürdüler...
A noite passada um grupo de pistoleiros arrasou a colónia, mataram o meu pai e muitos índios.
Karılar silahlı!
As gajas estão armadas!
Michael, alıcılarım Bayan Martinson'un karavanın da silahlı 2 adam tespit etti.
Michael, os meus sensores indicam que estão dois homens armados na caravana da Lisa Martinson.
Jamaikalılar silahlı saldırıdan sonra minibüsü terk edip yeni bir araca geçmişler.
Os jamaicanos largaram a carrinha depois do nosso tiroteio e usaram outro carro.
Silahlı bölüklerden ve misillerden oluşan büyük bir askeri tanzim, dört kat artmış roket bombalarının eşliğinde birinci havaalanının en yoğun nüfuslu yerlerini bombaladılar...
Um vasto aglomerado militar de divisões armadas e mísseis acompanhado pelo quádruplo em bombas-foguete, dirigidas às áreas mais populosas de Airstrip One...
- Ukraynalıların hepsi silahlı, değil mi?
- Os Ucrainianos estão todos armados, certo?
Silahlı Kuvvetler bagajınızın kaybolması nedeniyle yaşadığınız sıkıntılar için özür diler.
as Forças Armadas lamentam o transtorno com a bagagem perdida.
Hafif silahlılar tepede mevzilenecek.
Atiram em nós com armas ligeiras.
Miami'deki FBI yetkililerine göre yanlarında iki çocuk olmasına rağmen... Pope'lar muhtemelen silahlı ve tehlikeli olarak kabul edilmeli.
O FBI em Miami disse que, apesar de haver dois filhos, os Popes devem ser considerados armados e perigosos.
Demek silahlılar ve de yabancılar. Aferin oğlum.
O que é que conseguimos?
Neye benziyor? Silahlı çatışma... Kolombiyalılar.
Um tiroteio, Colombianos...
Tüm kara izinleri yasaklandı... ve tüm dış görev ekipleri aşağıya silahlı olarak ışınlandılar.
Todas as licenças de lazer foram canceladas e todas as equipas de saída foram instruídas para saírem armadas.
Bazıları buna, silahlı uçan araba der... bu tamamen uydurma.
Alguém chamou a isto de carro de corrida voador com armas... Mas isso é uma tolice.
Bazıları silahlı terörist.
Alguns são terroristas armados.
Silahlı saldırıların sebebi tam bilinemiyor. Ancak Hebron'daki bomba tehditlerine misilleme olduğuna dair yaygın bir söylenti var.
Não se sabe ao certo o que motivou o tiroteio apesar de as especulações generalizadas dizerem que foi em retaliação das ameaças de bomba em Hebron.
Kanlı silahlı çatışma zırhlı bir aracı patlattı... patlayıcılar...
- Faz-me isso.
Okuyorum... Amiral, muhtemelen sayıları 20'den fazla... bir grup silahlı adam... Denver'dan Los Angeles'a giden Grand Continental trenini... ele geçirdi.
"Almirante, uma força de homens armados... provavelmente em número de 20 tomou conta do comboio de passageiro Grand Continental... viajando de Denver para LA."
Bilinen tek şey silahlı grubun bazı istekleri olduğu. Ancak bu isteklerin ayrıntılarıyla ilgili hiçbir açıklama yapılmadı.
Sei que foram feitas exigências pelos homens armados, mas não nos foi dito quais são essas exigências.
Silahlı nişancılar?
- Os teus atiradores? - Estão prontos.
Panama'daki kaynaklardan aldığımız bilgiye göre Justice Panama Kanalı'nı vermek istemeyen silahlı kuvvetler hakkında haber topluyormuş. - Ayakkabıları.
Em contacto telefónico com fontes no Panamá dizem-nos que Justice investigava rumores sobre grupos armados, opostos à cedência do Canal do Panamá.
Iraklılar, iki silahlı birliği ileri çekmişler...
Blindados iraquianos...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]