Tanis traduction Portugais
111 traduction parallèle
- Jeff, kizim Susan'la tanis.
- Jeff, esta é a minha filha.
Bay Cook ve Bay Griffith'le tanis. Bizim eyalet bürosunda görevliler.
O sr. Cook e o sr. Griffith, säo do nosso centro do partido aqui.
- Senatörle tanis.
- Apresento-lhe o senador.
Çogunluk lideriyle tanis.
Apresento-lhe o lider da maioria.
Gel kardeslerimle tanis.
Vem conhecer os meus irmãos.
" Tanis gelişimi sürüyor.
" Pesquisas em Tânis prosseguem.
Nazi'ler Tanis'i bulmuş.
Os Nazis encontraram Tânis...
Tanis'in sizin için anlamı ne?
O que significa para si Tânis? Bom, é...
Firavun'un Mısır'a dönmesinden yaklaşık bir yıl sonra Tanis şehri bir yıl süren bir çöl fırtınasında çöle gömüldü.
Só que, há cerca de um ano após o regresso do faraó ao Egipto, a cidade de Tânis foi invadida pelo deserto, durante uma tempestade de areia, que durou um ano inteiro.
Tanis hakkında her şeyi biliyorsunuz.
Parece saber tudo sobre essa Tânis.
Tanis'le ilgili ilk ciddi çalışmayı Abner yaptı.
O Abner publicou o primeiro estudo sério sobre Tânis.
Tanis'teyse, insanların uğraşmaması gereken bir şey olması gerek.
Se está lá, em Tânis, então deve ser deixada em paz.
- Dedektif Susan Avery ile tanis.
Apresento-lhe o Detective Susan Avery.
Tanis kanyonunun çıkışı yok.
- Não há saída de Tanis Canyon.
Bay Tanis, lütfen anlamaya çalışın, biz sadece o varlığı bulmaya çalışıyoruz.
Sr. Tanis, por favor tente entender, só queremos encontrar a entidade pela qual estivemos à procura.
Kaptan, eğer mümkünse, Tanis ile yalnız konuşmak istiyorum.
Capitã, gostaria de falar com Tanis sozinha, se eu puder.
Onlar çok iyi insanlar, Tanis.
São pessoas boas, Tanis.
Tanis ile bir diyalog tesis etmiş gibi görünüyorsun.
Parece que você estabeleceu um diálogo com Tanis.
Tanis ile beraberken, dikkatli olmanı öneririm.
Seja cautelosa com Tanis.
Bay Tanis, 14 yaşında olduğunuz doğru mu?
Sr. Tanis, é verdade que tem 14 anos de verdade?
Bay Tanis, onun zararsız olduğunu söylüyor.
O sr. Tanis diz que ela é inofensiva.
Eğer Tanis ve diğerleri ile, yaşamaya karar verseydim... Benimle gelir misin?
Se eu decidir viver com Tanis e os outros... você viria comigo?
Tanis'in, Suspiria'nın bulunduğu bölge olan, "buluşma yeri" diye belirttiği yere ulaştık.
Chegamos a um lugar onde Tanis chama de "local de encontro"... a região do espaço onde Suspiria existe.
Tanis bana bir sonra ki, seviyeyi gösterdi.
Tanis irá me mostrar o próximo nível.
Tanis, bu şeye hazır olup olmadığımı bilmediğimi düşünüyorum.
Tanis, estive a pensar... Não sei se estou pronta para isso.
Janeway'den, Tanis'e.
Janeway para Tanis.
Onu yalnız bırak, Tanis.
Afaste-se dela, Tanis.
Sadece Tanis'in yardımı olmadan, bunu yapamıyorum.
Sem a ajuda de Tanis, não posso fazê-lo.
Tanis ile birlikte gitme isteği.
A parte de mim que esteve tentada a ir com Tanis.
- Boklavat, kardesimle tanis.
- Cagado, apresento-te o meu irmão.
Kardesim, Boklavat " la tanis.
Irmãozinho, apresento-te o Cagado.
Üçüncü olarak, Hazel Tenes'ı öldürmekten suçlu bulundunuz ve ömür boyu hapse mahkum edildiniz.
Quanto à terceira acusação, o assassinato de Hazel Tanis são ambos condenados a prisão perpétua.
Ruth Gordon gibisin, ağaç köküyle öylece duruyorsun...
Pareces a Ruth Gordon, parada com a raiz de tanis na mão.
Bu baş subayım, Tanis Reynard, ve Dümenci Lyle Pender.
Esta e a minha primeira-oficial, Tanis Reynard, e o navegador, Lyle Pender.
Andreas Tanis.
Andreas Tanis.
Viktor başa geçtiğinden beri Tanis orada saklanıyor.
O Tanis esconde isto desde a ordem do Viktor.
Tanis.
Tanis.
Tanis. Endişeli görünüyorsun.
Tanis, pareces ansioso.
Tanis'in bize tuzak kurmadığını nereden bileceğiz?
Como sabemos que o Tanis não nos armou uma cilada?
Tanis?
Tanis?
Üzgünüm, Tanis.
Desculpa, Tanis.
Tanis!
Tanis!
O da gelecek, Tanis.
Ela estará aqui, Tanis.
Tanis, bu sana geldi.
Oh, Tanis, isto veio para ti.
- Tanis, arama birliği.
- Tanis, grupos de busca.
Tanis, tanrıların takımyıldızları, Karanlıklar Kraliçesi Takhisis ve Kahraman Savaşçı Paladine, gitmişler.
Tanis, as constelações dos deuses! Takhisis, a rainha da escuridão e Paladine, o valoroso guerreiro, desapareceram!
Ben Tanis.
Eu sou Tanis.
Merak etme, Tanis.
Não te preocupes, Tanis.
Mısırlı Firavun Shishak, M.Ö. 980 yılında Kudüs'ü işgal etti ve Sandığı Tanis şehrine götürüp,
Mas como um faraó egípcio... - Shishak. - sim.
Tanis Kanyon'una gidiyoruz.
Seguimos para Tanis Canyon.
Ve en son da Hazel Tenes'ı.
Depois mataram a Hazel Tanis e fugiram.