Top traduction Portugais
7,711 traduction parallèle
Bir kaç top sokabilirsin herhalde? Evet...
Pode dar umas tacadas, não é?
Bu sabah, 200 adayın arasında en iyi 10daydın.
Hoje de manhã, você ficou no "Top 10" de todas as 200 concorrentes.
Oliver topa vuruyor ve top bir numaralı delikte!
Oliver tacou a bola do pino e... - Hole in one! - Boa.
Bir yerlerde top patlamış da haberim yokmuş gibi.
É como se um canhão tivesse disparado, algures, e eu não tivesse dado conta.
Ama önce, evin içinde top oynayacağım.
Mas primeiro, vou jogar à bola dentro de casa.
Dinle, top oynama partisini, parlayan çubuk partisini ve sürüngen adamı iptal ettin zaten.
Tu já arrasaste com a ideia do jogo de kickball, dos pauzinhos fluorescentes e do tipo dos répteis. - Quem é que não gosta de répteis?
- Orası bir top sahası mı?
- É um campo de futebol?
100 kilometre uzağa gidebilen havanlar ve 250 kilometre uzaklığa gidebilen top mermilerini koyarlarken gördüm.
Vi-os descarregarem 60 mil morteiros, 155 mil granadas.
Mankenin biriyle kesiştik az önce.
Uma top model estava a olhar para mim.
Edi, Büdü'nün fotoğrafına mavi top mu koyuyorsun?
Ei! Esperta. Estás a por uns pontos na foto da tua amiga?
Bölüm ( Sezon Finali )
- S01E08 - Optimal Tip-To-Top Efficiency -
- Top değildi, biraydı o.
Aquilo não era uma bola. Era uma cerveja. Eu sei.
Top ön duvara vurduktan sonra, rakip sahaya düşmeden önce diğer duvarlara da çarpacak.
Após bater na parede da frente, a bola pode bater em qualquer outra parede antes de cair no quarto da quadra do oponente.
Karşında klasik bir komedi, Top Köfteler.
Bem-vindo ao clássico da comédia : "Almôndegas".
Evlendiğinde, insan tüm zamanını birlikte top yakalamak balığa çıkmak gibi şeylerle geçirir değil mi?
Quando se está casado, podes passar o tempo todo juntos, a fazer coisas como jogar basebol e ir pescar, certo?
Dışarı çıkıp gerçekten top oynayacak halim yok.
Não posso ir jogar à bola, no quintal.
Jake, en çok aranan 15 mafya adamını içeri tıktın.
Jake, prendeste quinze gajos de top da máfia.
O sekiz top dün sabah şehrimizin duvarları içinde bulunmuştu.
Ontem de manhã aquele olho negro foi descoberto dentro da nossa cidade.
Oğlunun yaptığı o şeytani top onu paramparça etti.
Reduzido a pó pelo canhão diabólico do seu filho.
Küçük top sakallı.
Cabelo grisalho, com pêra.
Gri saçlı, arkaya taranmış, top sakallı.
Cabelo grisalho penteado para trás, com uma pêra.
Ama duyduğumuza göre görünümünü değiştirmiş olabilir. Gri saçlı, arkaya taranmış, muhtemelen bir top sakalı var.
Mas ele pode ter mudado de aparência, com cabelo grisalho puxado atrás, e deve ter uma pêra.
Her dakikamı bir grup hükümet işbirlikçisine hizmet etmek yerine top oynamaya veririm daha iyi.
Prefiro cumprir cada minuto do que cooperar com um monte de idiotas do governo.
Çökertmek için büyük top gerekir.
Só com muita artilharia a amolgam.
Top yapılmış peçeteler hoş karşılanmaz.
E tanto lenço de papel! Grande espectáculo!
Aşağıdaki kutu 4 top içeriyor.
"A urna representada em baixo contém quatro bolas,"
Kutuya geri koymadan art arda 2 top çekiliyor.
"Tire duas bolas seguidas da caixa, sem as substituir."
That night, she felt one monster on top of her... diğeri de içindeydi.
Naquela noite, ela se sentia um monstro em cima dela e outro interior.
Haydi top oynayalım.
Apanha a bola.
Onlara top ve dolu misket tüfeği verin!
Dê-lhes tiros de canhões e mosquetes.
Bilirsin, üç top çevirmenin cerrahlığı geliştirmeye yardımı olduğunu söylerler.
Dizem que malabarismo ajuda a melhorar a tua destreza cirúrgica.
Top atışı yemiş gibi görünüyor.
Ele parece ter sido atingido por um canhão.
'Top'un ağrısı daima komiktir. Senin olmadığı sürece.
Dor nas bolas tem piada quando não são as tuas.
Top Gun'daki Maverick'in bile.
Até o Maverick de "Top Gun - Ases Indomáveis".
Bu top sadece bir yöne bir atış yapabilir.
Aquele canhão só pode disparar numa direção de cada vez.
Bu top tanrının yumruğu.
Aquele canhão é o punho de Deus.
Birinin menzili bile gemilere yetişmeyecek düzeyde dört tane top ve 800 askerimiz var.
Quatro canhões, mas nenhum alcança aqueles navios. E 800 soldados.
Diğer yarısı özel hazırlanmış top mermileri.
A outra metade... projécteis especiais.
Hala, bazen, Top atışına benzer patlama sesleri oluyordu.
Mas mesmo assim, por vezes, ouvia-se uma explosão, tipo tiro de canhão.
Çorabından kim top yaptı bakayım senin?
Não precisas de ficar irritada.
Silah, kamyon, top mermisi gibi şeylerin.
Armas e carrinhas e bombas gastas e coisas.
Dokuz yaşındayken bir futbol topuyla takas etmiştim. Babam çok kızmıştı çünkü top, Dan Marino imzalıymış.
Troquei uma bola de futebol americano pela BD aos 9 anos e o meu pai ficou fulo, pois a bola estava assinada pelo Dan Marino.
- Bu da bir top.
É um canhão.
Biz katili yakalayana kadar bu kasabada in cin top oynayacak.
A cidade vai fechar à noite até apanharmos o assassino.
Burası Top Metali 2-5.
Daqui Gunmetal 2-5.
Top kek yedim.
Um queque.
- Top kumda kaldı, senin sıran.
- Estou no bunker. A tua vez.
Ve top fırlatabiliyor.
A rapariga sabe atirar uma bola de futebol.
- Top.
Bola!
Şehre bir sekiz top getiren kişinin sözleri mi bunlar?
Da pessoa que trouxe o olhos negros para a cidade.
Şu top.
Esta bola.
topçu 17
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toparla kendini 36
toplantı mı 18
toparlan 64
topu at 22
topu al 18
topu bana ver 22
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toparla kendini 36
toplantı mı 18
toparlan 64
topu at 22
topu al 18
topu bana ver 22