Yapmamalıyız traduction Portugais
390 traduction parallèle
- Bunu yapmamalıyız diye düşünüyorum.
- Não devíamos fazer isto, Susan.
Onu şoke edecek bir şey yapmamalıyız.
Não devemos maltratá-lo.
Barajı şu an tamamen terk ediyoruz. Etkin bir şey yapmamalıyız.
Estamos quase a abandonar a barragem, temos de ficar inactivos por uns tempos.
- Sana söylemeye çalıştığım bu. Hiçbir şey yapmamalıyız.
Não devemos fazer nada.
Danny, bunu yapmamalıyız.
Danny, não devíamos.
Yapmamalıyız.
Não devemos fazer isso.
- Ama bunu yapmamalıyız.
- Não devíamos.
Üzgünüm ama onlara baskı yapmamalıyız.
Não! Não podemos forçá-los.
Durumu daha da kötüleştirecek şeyler yapmamalıyız. Hele son savaştan sonra Avusturya'nın yalnız kaldığı düşünülürse!
É por isso que tudo o que puder piorar as coisas deve ser evitado, especialmente desde que a Áustria ficou completamente isolada depois da última guerra.
Düzeni bozacak hiçbirşey yapmamalıyız.
Não devemos fazer nada que esteja fora de ordem.
Hayır, yapmamalıyız.
- Não, não devemos.
Yapmamalıyız! - Neden, sersem?
- Por que não, palerma?
Dinle Stepan, belki de bununla yapmamalıyız.
Stepan, não estaremos a andar em vão?
Tabii ki yapmamalıyız.
Claro... Olha a argila que encontrámos!
Hata yapmamalıyız.
Não podemos falhar.
- Bence artık bunu yapmamalıyız.
- Acho que não devemos fazer mais isto.
Bence, burada öğrendiğimiz derslerden biri de, teknolojik veya bilimsel bir kabiliyet kazandık diye, bunu alel acele yapmamalıyız.
Acho que uma das lições que aprendemos aqui, é que só porque adquirimos... uma capacidade tecnológica ou científica, não significa que devemos ir a correr e utilizá-la.
Aslında bunu yapmamalıyız, çünkü kontroller sıkı.
Não podemos fazer isto, porque nos trazem debaixo de olho, mas visto que o seu irmão esteve cá,
Hayır, bunu yapmamalıyız!
É indecente!
İkinci bir hata yapmamalıyız.
Não podemos cometer um segundo engano.
Hayır, kesinlikle yapmamalıyız.
Não, não lhe podemos fazer, sobretudo, isso.
- Belki de yapmamalıyız.
- Talvez seja melhor não.
Demek ki ikimiz de düşündüğümüzü yapmamalıyız.
Que significa que nós devemos parar de pensar nisso.
Yaramazlık yapmamalıyız demek.
Não pode haver brincadeiras.
Şişş, yapmamalıyız.
Hush, não devemos.
- O zaman yapmamalıyız. - Hmm.. - Özür dilerim...
E o meu relógio.
O yüzden, üniformamıza leke sürecek hiçbir şey yapmamalıyız.
Por isso, não devemos fazer nada que desonre a farda.
Yayında bu tip espriler yapmamalıyız.
É proibido dizer fufa ou lésbica.
Hazır çocuklar yukarıdayken muhtemelen yukarıda yapmamalıyız. Senin bağırmaların falan.
Os miúdos estão lá em cima, por isso é melhor não o fazer lá por causa dos teus gritos e tudo o mais.
- Hayır, yapmamalıyız.
- Não devemos fazer.
Yapmamalıyız.
- Não devemos fazer. - Concordo.
Ama, Bayan Ungermeyer'ın bizi geri göndereceği bir şey yapmamalıyız.
Contando que nós não façamos nada que possa fazer com que sejamos colocados num avião para casa.
Düşündüm de bu olay böyle devam etmemeli, bunu yapmamalıyız.
Estive a pensar nisto. Acho que não devíamos seguir com isto.
Bence bunu, burada yapmamalıyız. - Neden?
Acho que não nos devemos beijar aqui.
Hayır, yapmamalıyız.
- Não, não deveríamos fazê-lo.
Bunu yapmamalıyız.
- Não devíamos comê-los.
Belki de yapmamalıyız.
Talvez seja melhor não...
Sanırım bunu yapmamalıyız.
Acho que não devemos fazer isto.
Partner olarak bunları yapmamalıyız.
Não devíamos fazer isto enquanto parceiros.
- Yapmamalıyız.
Bem, não deveríamos fazer isso.
Jane, bence gerçekten bunu yapmamalıyız. Ben...
É melhor não, Jane.
Bence ölü değerlere daha fazla yatırım yapmamalıyız.
Devíamos de nos livrar destas coisas, e não, adquirí-las.
- Hayır, yapmamalıyız. - Tamam.
Não, não temos.
Belki de bunu yapmamalıyız.
Começo a achar que isto não é correcto.
Bu konuşmaı yapmamalıyız bence.
Acho que não devíamos ter esta conversa.
Yapmamalıyız.
Não deveríamos.
Bence bunu yapmamalıyız.
Acho que não devíamos fazer isto.
Sence şey yapmamalı mıyız...
Nao acha que deviamos...
hata yapmamalıyız... bu bir savaş kazanmanın tek yolu da daha saldırgan bir politikadır denetimi mutlaka ele almalıyız...
Só ganharemos se tomarmos uma posição ofensiva. O policiamento é a resposta.
Bunu yapmamalıyız!
Não vamos.
Yapmamalıyız.
Não devemos.
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmamalısın 52
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmak zorundayım 47
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmamalısın 52
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28