English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yatağı

Yatağı traduction Portugais

11,336 traduction parallèle
Yani masum bir annenin, saygın bir doktorun bir avuç savunmasız çocuğun ve ölüm yatağındaki kanserli birinin peşine düşebiliyorsun.
Quer dizer, persegue... uma mãe inocente, Uma médica respeitada, um monte de crianças indefesas, e um tipo com cancro às portas da morte.
Hayal gördüğümü sandım, ama sonra yatağın yanındaki masada trompet çiçeklerini gördüm.
Pensava que estava a imaginar coisas, mas depois vi as flores trompetas dos anjos na mesa do lado.
Seni nehir yatağından alıp sürükleyen, kanayan yaranı durdurup seni gizleyen Tanrılar mıydı?
Foram os deuses que te retiraram do leito do rio, pararam a tua hemorragia, mantiveram-te escondido?
Bu arkadaşım, hala hayatının kalanı boyunca yaşayacağı yatağı yapıyor.
Este amigo ainda está a fazer a cama em que terá de se deitar o resto da vida.
Ama benim yatağım hazır, ve seni temin ederim benim yatağım geniş spektrumlu davranışlara uyum sağlıyor.
Mas a minha cama já está feita e garanto-lhe que cabe lá uma larga série de comportamentos.
Yani bu hastane yatağında olunca, "As I Lay Dying" in başkarakteri gibi hissettim.
Ao estar nesta cama do hospital sinto-me como o protagonista de "As I Lay Dying"...
... yatağında ölen o kadın ya da erkek gibi.
Enquanto ele ou ela ficam deitados.
Yatağımıza hastalık getirmeni istemiyorum.
Não tragas bicharada para a nossa cama.
Yatağımdaydım.
Estava na cama.
Bu sabah 10 ile 12 arasında neredeydiniz? Yatağımda uyuyordum.
Onde estava esta manhã entre as 10 : 00 e o meio-dia? A dormir na cama.
Kadım yatağında karnı açık biçimde yatıyor.
A mulher está aberta na cama.
Güzel, bu gece yatağıma gelmeyeceğini söyle lütfen.
- Bom. Conta agora, para não ires à minha cama à noite.
Her gece yatağına götürebilirsin, tıpkı "1001 Gece Masalları" gibi.
Podes levar para a cama todas as noites, como...
Yatağın altında, döşemenin içinde güvenli bir kasa var.
Há um cofre na cabana, debaixo da cama, por baixo do soalho.
Yatağın altını mı kontrol etmek istiyor musun?
Queres verificar debaixo da cama?
İnsan her zaman yatağın aynı tarafında buluyor kendini.
As pessoas acabam sempre do mesmo lado da cama.
Küçük bir kızken hastane yatağında yalnızken korkuyordum.
Eu era uma rapariguinha, sozinha numa cama de hospital. Estava com medo.
İşte yatağındasın.
Aqui estás. - Olá.
Ama kralın kraliçenin yatağını ziyaret etmesi tanıklarca gözlenmelidir.
Mas, para a estabilidade do Reino, a visita de um Rei aos aposentos de uma Rainha tem de ser testemunhada.
Zengin bir züppe ölümüne dövülüyor ölü bir fahişe, ölü bir pezevenk Charlie'nin yatağında otelcinin ölü eşinin dizleri arasında bir aktörün kafası.
Um riquinho surrado até morrer. Prostituta e chulo mortos. A mulher do hoteleiro morta, na cama do Charlie,
Aile gezilerinde beni pijama giyerken görmeyeceksin. Asla ranza yatağı paylaşmayacağız. Yıllık temalı yılbaşı kartlarımıza katılmaya seni zorlamayacağım.
"Nunca me verás de pijama numa viagem de família, nunca vamos partilhar um beliche, e não te obrigarei a participar nos nossos cartões de Natal."
- Mermi yatağı boş, görüyor musun?
- Câmara vazia. Vês? - Sim.
Kalbinin içini görürler, Görürler yatağında seni.
Perscrutam-te o coração Observam-te na cama
Yatağın senin tarafında hallet.
- Sim? Fica do teu lado da cama.
Yatağına dönmen gerek.
Tens que ir para a cama.
- Yatağımın şeklini bile unuttum.
- Não me recordo como fiz a cama.
Eve dönme vaktim gelene kadar Eva hiç ikimizin yatağında yatmadı.
Até chegar a altura de eu voltar para casa, a Eva nunca dormia na nossa cama.
- Dolaba olur, yatağın altına olur.
- Escondido? - Num armário, debaixo de uma cama.
Clay hemen yatağımda uyudu.
O Clay está a dormir na minha cama.
Laptop yatağındaydı, yani laptop FBI'da.
O laptop estava na sua cama e eles levaram.
Sakın bana yatağın altına deme çünkü orası saklanılabilecek en kötü...
Não me digas em baixo da cama, porque é o fim!
Bir hastahane yatağında oturup gelecek mi diye beklemek için kâbul etmedim bu işi.
Sentada numa cama do Hospital, a duvidar se ias aparecer... não foi para isso que me comprometi.
Francis onlardan birini yatağına almak için seçer
Esperam que o Francisco escolha uma delas
Kızları asla evlenmeyeceği bir adamın yatağına girecek, ama eğer o adam kralsa aile onun kanatları altına girecek,
Uma das filhas deita-se com um homem com quem nunca casará, mas, se esse homem for o Rei, e a família ficar nas suas boas graças,
Seni o kadar özledim ki bu acıtıyor. Ama yatağıma bir ya da iki ay içinde geri geleceğinin sözünü vererek giremezsin.
Senti tanto a tua falta que dói, mas, não podes arrastar-te até à minha cama com a promessa que voltarás daqui a um mês ou dois.
Her sabah onu koltuktan alıp yatağına yatırıyorum.
Todas as manhãs a tiro do sofá, aconchego-a.
Peri çocuğa perili ormandan çıkıp güvenli ve sıcak yatağına dönünceye kadar gözlerini açmaması için söz verdirdi.
A fada obrigou-o a prometer que não os voltasse a abrir até que tivessem saído dos bosques assombrados e que voltasse a estar em segurança na sua cama.
Burada, yatağının yanında dururken aldığın paraları veya söylediğin yalanları düşünmüyordum.
Quando estava ao lado da tua cama, estava... Não estava a pensar no dinheiro que me roubaste ou nas mentiras que me disseste.
Yatağına dön.
Vai para a cama.
- Onları yatağınızdan nasıl uzak tutuyorsunuz?
- Como os mantém fora da cama?
Bütün gece uyuyamadım çünkü senin aptal yumru yumru yatağın çok rahatsız. Ne?
Não, eu não dormi porque o teu colchão estúpido é muito desconfortável.
Tamamen aynısı bu. Çöp yatağım var.
Tenho um lixo de colchão.
Boşa harcanmamış bir para olacak çünkü sonunda senin yatağında gerçekten uyuyabileceğim.
E será dinheiro bem gasto, pois permitirá que eu durma na tua cama.
Ama benim yatağım var zaten.
Mas eu já tenho um colchão.
Ben gidip bu yüzyılda aldığım kendi yetişkin yatağımda uyuyacağım ve sen de davetli değilsin.
Então vou dormir no meu colchão de adulto que comprei neste século, e tu não estás convidado.
Evet. Çünkü kendi yatağımda yattım.
Sim, porque dormi na minha cama.
Tren senin eski yatağın.
- O comboio é o seu colchão velho.
- Araba da yeni yatağın.
- O carro é o novo colchão.
Amy Santiago, Senin için yatağımı değiştirmek istiyorum.
Amy Santiago, quero mudar de colchão por ti.
Hadi şu bebeği alalım. Siteyi açıyorum, yatağı buluyorum sepete ekliyorum, misafir olarak giriş yapıyorum.
Acedendo ao site, encontrando o colchão, adicionando ao carrinho, entrando como "convidado".
Evet ama gayet küçük ihlaller var. Yatağı düzgün yapmama, kurallara uymayan kıyafetler.
Sim, mas por infracções relativamente menores cama mal feita, roupas fora do regulamento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]