English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yemek vakti

Yemek vakti traduction Portugais

409 traduction parallèle
Gösteriden sonra, yemek vakti.
Hora da refeição depois do espectáculo.
Baylar, yemek vakti.
Obrigado, Camille.
Ayrıca yemek vakti. Gidiyoruz. Jack ve Katil Dev adlı kitap yüzünden... kafasında bir yığın hayaller kuruyor olmalı.
Deve ter sido o livro Jack, o Assassino Gigante, que fez despertar a sua fabulosa imaginação.
Yemek vakti.
Aí está o jantar.
Nadine, bu gece yemek vakti müsait olacağım.
Nadine, afinal vou conseguir ir jantar, logo à noite.
Yemek vakti.
Hora do jantar.
Yemek vakti geldi!
Almoço!
Yemek vakti efendimiz, dokuz.
É hora da ceia, meu senhor, nove horas.
Yemek vakti herkes kalemlerini saklasın.
Quem tiver um lápis pode entregá-lo à noite, ao jantar.
O geldiyse yemek vakti olduğunu anlayabilirsin.
Devia saber, mesmo na hora do almoço.
Yemek vakti.
Vamos, é hora de comer.
Otto'nun yemek vakti olmalı.
Deve ser altura de alimentar o Otto.
- Pardon. Yemek vakti.
- Desculpem.
Yemek vakti.
Podemos jantar.
Yemek vakti.
Ali há uma mesa.
Yemek vakti!
Que chefe! "Muchachos", vamos descer.
Yemek vakti gelmeden bitmesi gerek.
Ela deve acabar antes da hora do jantar.
Duydunuz, yemek vakti!
Vamos ao rancho!
Neredeyse yemek vakti geldi.
- Perfeitamente.
Baylar bayanlar, yemek vakti.
Senhoras e senhores, hora da janta.
Yemek vakti değil mi?
Comemos algo?
Bu yolculukta yemek vakti belli olmaz.
Aqui se come quando nos convém.
Yemek vakti.
São horas de comer.
Yemek vakti geldi.
Está na hora do jantar.
Acele edin, neredeyse yemek vakti.
É quase o Sabá. Depressa!
Yemek vakti.
Almoço.
Aslına bakarsan şimdi tam da yemek vakti.
E por falar nisso, está na hora de comer.
Evet, haklısın.Bugünlerdeki işlerin gidişine göre, tam yemek vakti.
Sim, tens razão. Como andam as coisas hoje em dia, é bom comer e ponto final.
Yemek vakti.
Hora de comer.
Yemek vakti!
Vamos comer!
En azından yemek vakti aramama nezaketini göstermesi gerekirdi.
Ela podia ter o decoro de não lhe telefonar na hora do jantar.
Saat iki ; yemek vakti!
Quero a mesa posta às 2h!
Genelde yemek vakti çat kapı Ted'e uğrar mısın?
È normal vires à procura do Ted à hora do jantar?
Yemek vakti!
São horas do almoço.
Kusura bakmayın. Savaşı bitirmemiz lâzım çünkü maalesef yemek vakti geldi.
Desculpem, mas temos de acabar, por causa do jantar.
Ana yemek vakti gelmiş anlaşılan.
Parece que chegou a hora do prato principal.
- Yemek vakti.
- Hora do almoço.
- Bay Dupres'e söyle, yemek vakti.
- Diga ao Sr. Dupres que vamos jantar.
Yemek vakti.
É tempo de comer.
Yemek vakti!
Horas de almoco! .
Mikey, haydi, ailemiz endişeleniyordur. - Yemek vakti. Eve gidelim.
Os nossos pais estão ralados, são horas de jantar, não podemos ir para casa?
Yemek vakti geliyor, duymaktan mutlu olacaksın fakat araştırmaktan mutlu olacağım bir nokta daha var.
Em breve jantaremos. Mas preciso de satisfazer outra curiosidade...
Şimdi yemek vakti.
Horas de comer.
Yemek vakti! - Beş dakika sonra.
- Só mais cinco minutos.
- Özür dilerim, kendimi alamadım. Düşündüm de, belki yarın'yemek vakti'yine gelir de...
- Peço desculpa por não ficar, pensei em voltar amanhã à hora de almoço.
Tamam millet, yemek vakti.
OK, vão todos jantar.
- Tamam, yemek vakti!
- Vamos almoçar, Uma hora.
Restoranda çok çalışıyor, ama kendine yemek vakti ayırmıyor.
Trabalha muito no restaurante, e nunca desfruta de uma refeição.
Şahsen, sana tavsiyem, bir spanyel köpeği bul, şüpheliyi kafasında bir lazımlıkla sandalyeye bağla, sonra da, süslü kürelerinin arasındaki aletini çıkartıp, "Yemek vakti Fido!" diye bağır.
Pessoalmente, recomendo-lhe que arranje um cocker spaniel, amarre o seu suspeito a uma cadeira com um penico na cabeça, depois põe-lhe o pénis entre dois pães floridos e grita, "Hora do jantar, Fido"!
Şimdi, yemek bulma vakti.
Agora devia procurar comida.
Yemek vakti!
Almoço, almoço!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]