Zann traduction Portugais
134 traduction parallèle
Şimdi ne denli âşık olduklarını biliyorum lâkin lafını etmedikleri zannındaydım.
Sei agora quão profundamente estavam enamorados. Mas tenha a idéia de que nunca falaram nisso.
- Zannımca bu konuda bir şüphe yok.
Acha? Acho que não há qualquer dúvida.
Arkadaşım, zannımca yapmamız gereken istihbaratı almaktır.
tudo que me cabe fazer é conseguir a informação.
Sinekliğiniz yoktur zannımca.
Não deves ter um para-vento.
Zannımca geçen gece 3 gibi yaptığın ziyaret ettiğin kişiyi öğrenirler.
Lmagina que descobrem que estás de visita, como às 3h no outro dia.
Rahatla, tamam mı? Zannımca sadece başıboş bir köpekti.
Deve ter sido algum cachorro abandonado.
Piskopos dostlardan biri alır zannımca.
Um dos outros bispos, imagino.
Edmund, zannımca bir kediniz var.
Edmundo, é verdade que tem um gatinho?
Hayat hiç önemli değil, zannımca.
Azar, Melchers. A vida não vale muito.
Bu arada, ben de zannımca Cuma günü öldürteceğim eski dostum Lord Ponsonby'yi ziyaret ederek vakit geçireceğim.
Esperem lá. Que se passa aqui? Quem és tu?
Zannımca, sizin nakdi alıp, benim de sümüklü mendili almam, tam bir eşkıya tarzı olurdu.
Em conversa de assaltante : O Sr. fica com o dinheiro, eu com a miúda marota.
Bu bayanlar, zannımca yeğenleri olsa gerek.
Essas senhoras, imagino, deviam ser as suas sobrinhas.
Zannımca efendim, Doktorun size anlatmaya çalıştığı şey kitabını bitirmesi nedeniyle hayli mutlu olduğu.
Parece-me, sir, que o Dr tenta dizer-lhe que está feliz por ter acabado o seu livro.
Zannımca, kurtarılmayı bekliyordunuz, değil mi?
Penso que estavam à espera de serem salvos, huh? !
Zannımca, zekiydi de. Çok zeki.
E esperto, espero.
Hassasiyetle irdelenmesi gerekiyor, zannımca.
É necessária a delicadeza, parece-me.
Bu sebeple, size uygun düşeceği zannıyla... bu hazine sandığını yollamıştır.
E vos envia algo mais adequado : Este tonel com tesouro.
Hiçbir şey sipariş vermediğimiz için şanslıyız. Buddy Holly ahım şahım bir garson değil, zannımca.
Sorte é termos um prato à frente, dou pouco pelo Buddy como criado.
Sadece geçinmeye çalışıyorum. Evet, ölümden daha iyi, zannımca.
Sim, acho que é melhor que a morte.
Onu bir daha bulamayacağız zannıyla çılgına dönmüştün.
Ficaste desvairada, pois pensaste que nunca mais a encontrávamos.
Yine de saygın bir insan zannına değersiniz.
Ainda vale a presunção da dignidade.
Tarihi bir tesadüf, zannımca.
Um acidente histórico, suponho.
- Yeterince baktınız zannımca.
- Acho que já viu o suficiente.
Zannımca Fe'Tor dişilerinizi bildiğinizden çok daha fazlası için istiyor.
Acho que Fe'Tor quer algo mais de suas fêmeas, além de, você sabe.
Zannımca kalbi durmadan önce baygın durumdaydı.
Creio que estava inconsciente antes do coração parar.
"Doğru, olağanüstü bir tasarım var ortada ama sana bir tasarımcı olmadan bu tasarımın nasıl ortaya çıkabileceğini göstereceğim." Darwin bir tasarımcı varolmadan, nasıl tasarım varmış zannına kapıldığımızı açıklamada başarılı olmuş olsa bile hala da bilinç ile beyin arasındaki ilişkiyi çözmek oldukça zor.
Enfim, ainda que Darwin tenha conseguido demonstrar como se pode obter a ilusão da criação, sem ter de postular a existência de um criador, ainda é difícil resolver o problema da relação entre mente e cérebro.
Zannımca çene kanseri.
Cancro no maxilar, suponho.
Ve zannımca sen... henüz yirmili yaşlarda olmalısın.
E acho que tens... obviamente tens pouco mais de 20 anos.
Bu rakam, sizinkinin çok da altı değil zannımca.
Não era muito inferior ao seu.
Battle, zannımca bu senin.
Battle, acho que isto é teu.
Kafatası sıvısı olmalı zannımca.
Fluído craniano provavelmente.
O zaman zannımca son yüz yıllık ıstırabı ve savaşı hayal etmiş olmalıyım.
Então parece que imaginei os últimos 100 anos de guerra e sofrimento.
Şu an benim için en iyi şey, zannımca, belki şimdilik bir adım geri durmam.
Acho que a melhor coisa a fazer neste momento... Será eu afastar-me.
Zannımca çeyiz dönemine geri döneceğiz.
Parece que os dotes estão a regressar em força.
- Muhtemel, zannımca.
- "Provável", acho eu.
Zannımca geceleri de yalnızlık çekiyorsundur ha?
Deves sentir-te só à noite, não?
Zannımca bir uzman.
Supostamente um especialista.
Zannımca, kendi namınıza konuşuyorsunuz, ama kilisenin çağdaşlıkla ilgilendiğini sakın söylemeyin bana!
Fale por si que eu acredito, agora dizer-me que a igreja está interessada na modernidade...!
Oradan her geçtiğimizde, demiryolu bekçisi, saklanır ve bir sillede kepimi düşürürdü. Zannımca, kadının adını sormama hiç gerek yok...
Sempre que lá passávamos, a guarda do caminho-de-ferro escondia-se e dava-me uma sapatada no boné... lmagino que nem é preciso perguntar qual era o nome da mulher...
Zannımca, normal bir açıklama ile fantastik açıklama arasında seçim yapma şansı tanınsa, maalesef, insanlar tereddüt bile etmiyorlar.
Acredito que entre uma explicação natural e uma versão fantástica, infelizmente as pessoas não hesitam...
Zannımca çeyiz dönemine geri döneceğiz. Evet.
Então o acordo não volta atrás.
Zannımca saklanıyor.
Deve estar escondido.
Yalnızca korktuğu zaman, ki zannımca korkmak için iyi bir sebebi var.
Quando está assustada, acho que tem o direito de estar.
bunu,'uyuşturucu satıcısı zannıyla'yapmış dahi olsan ; 'şantaj'çok büyük bir suç olduğundan.. Muhtemelen bu konuşmayı, kendime saklamamı isteyeceksin.
E, como chantagear é crime, mesmo quando se faz a supostos traficantes, provavelmente você quer que guarde esta conversa para mim.
Ama zannımca, burada daha derin bir şeyler var. Bir bilimsel makalede, Faust'tan alıntı yapmak niye?
Mas acho que há algo mais profundo aqui, porque citar Fausto no início de um trabalho científico?
Şimdiyse, yardımcıları... ölüm hazırlığıyla meşgul olduğunu söylüyorlar. Zannımca, kaderine razı olmuş.
Mas agora, de acordo com o seu assistente, os preparativos para a sua morte ocupam-lhe todos os seus pensamentos, assim acredito que ela se tenha resignado.
Zannımca, bu çok cesur ve çok güzel bir kızın hayatına malolacak.
Reconheço que isso custou a vida de uma rapariga corajosa e bonita.
Zannımca diğer üstedir.
O meu palpite é que ele esteja perto do golo.
- Gri, zannımca Majesteleri.
Edmundo!
"Zannımca, Prensi öldürmenin tam zamanı."
Acho que é hora de esfaquear o príncipe até à morte. "
Yarım saattir otobüsün arkasında yatıyor. Zannımca onların yol menajeri.
Deduzo que aquele seja o manager da digressão.