English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Z ] / Zanneder

Zanneder traduction Portugais

120 traduction parallèle
Selefim kendini önemli biri zanneder.
O meu antecessor considera-se ele próprio uma grande coisa.
o böceği duyanda, bize birşeyler olacağını zanneder.
Ouvindo aquele escaravelho, pensarias que algo iria nos acontecer.
Duyan da ölmek üzere olduğunu zanneder.
Qualquer pessoa pensaria que estás a morrer.
Öylesine konuşuyor. Süslenip püslenmesini gören eskiden Sheba Kraliçesi falan olduğunu zanneder.
Como está disposta Sheba acreditava.
Hayır, çoğu kuzeyliler, öyle zanneder
A maioria dos nortenhos pensa assim. Mas não é.
O yaşta herhangi bir çocuğu getir karım onu oğlu zanneder.
Garanto-lhe que pode trazer um rapaz qualquer com essa idade e dizer-lhe que é filho dela.
Senin yaşındakiler genelde öyle zanneder.
Na tua idade, sabes sempre o que é normal.
Kızlarım benim her şeyi bildiğimi zanneder.
Sim, as minhas filhas acham que tenho as respostas todas.
Görende polis şefi zanneder.
Ele comporta-se como o chefe da polícia.
Bizi herkes ikiz zanneder, ama bence hiç benzemiyoruz.
Dizem que parecemos gêmeas, mas eu não acho.
Hanımefendi her zaman bir ses duyduğunu zanneder.
A Senhora sempre acha que ouviu um barulho.
Duyan da faşist zanneder.
Fala como um fascista.
İyi olmadığımı zanneder, ama ben iyiyimdir. İyiyim değil mi George?
Ele acha que eu não presto, mas eu presto, não é George?
Babam onları sarhoşken bira kutularına ateş ederek harcadığını zanneder.
O meu pai vai pensar que as usou a atirar a latas de cerveja quando estava bêbado.
Arada sırada kendini John Wayne zanneder.
Ele às vezes julga-se o John Wayne.
Plakası uygun, sıradan biri bizi eğlenmek için şehre inmiş iki çiftçi ve bir fahişe zanneder.
As placas de licença estão em ordem, e qualquer um pensará que somos dois camponeses e uma prostituta de visita à cidade.
Gören de Vietnam savaşını tek başına kazanmışsın zanneder Timmy.
Parece que ganhaste a guerra do Vietname sozinho.
Bazen ben uyurken parmaklarını saçımda gezdirir ve benim farkında olmadığımı zanneder.
Às vezes, quando estou a dormir... ele passa a mão pelo meu cabelo e acha que eu não me dou conta.
Seni akıl hastası zanneder.
Vai julgar que és um doente mental.
Duyan da seni uluslararası ajan falan zanneder. - Tonla bağlantın var zaten.
Pareces uma espia internacional, tens contactos por toda a cidade!
Telefonlara sürekli cevap verirsem, insanlar aktif bir hayatım olmadığını zanneder.
Se atender sempre, as pessoas pensarão que não tenho vida.
- Çünkü zaten karışık bi durum... bu daha çok kafa karıştırır, Ivan'ı iş ortağın olması için davet edersin... ve sonra Ivan bunu daha geniş bi davetiye zanneder.
Porquê? Porque é uma situação muito confusa e complicada, vais convidar o Ivan para ser teu sócio e ele vai pensar que é bem mais do que isso.
Bazıları av için sadece bir olta ve birkaç bira yeter zanneder.
Estou a perguntar porque muita gente pensa que pescar é fácil.
Jack Taylor'u tanıyorum efendim... Ve çoğunlukla ukala biridir hatta kendini bazen şövalye zanneder ama en azından dürüsttür.
Eu conheço o Jack Taylor, e... ele é quase sempre muito convencido e parece ter uma espécie de altivez, mas ao menos é honesto.
Gören de her gün bir ters doğum yaptırdığını zanneder.
Até parece que faz isto todos os dias.
Duyanda bir şeyler oluyor zanneder.
Meu Deus, até parece que se passa alguma coisa.
Senin gibiler bize bakıp... çok güçlü olduğumuzu zanneder, çünkü herkese "siktir git" diyebiliriz.
Gente como tu olha para esta vida e acham que temos poder porque dizemos "que se lixe".
Çoğu erkek öyle zanneder.
A maioria deles pensa.
Bir çok kişi bunu herhangi bir iş zanneder.
Há muita gente que pensa que isto não passa de um emprego.
Bazı insanlar çocuğun bir anda yapıldığını zanneder.
Tem gente que pensa que os filhos são coisa de um dia.
Bu vampir yardım ettiğini zanneder iblislerle savaşıp arzularına yenik düşmemek için insanlardan uzak durarak küçük hücresinde kefaret öderken...
Este vampiro, ele pensa que está ajudando. a combater demônios. Afastando-se dos humanos para evitar a tentação.
O katta paralel başka geçiş yerleri de olmalı. - Zannederim. - Zanneder misin?
Acho que deve haver outra passagem que leva àquele nível.
Odasındaki duvarları gören dekanın Mike Tyson'la bir iki raunt dövüştüğünü zanneder.
As paredes do escritório dele fazem parecer que ele andou à luta com o Mike Tyson.
Gerçek savaşçı kılıcını Bushido'nun ruhu zanneder.
Onde o verdadeiro guerreiro considera a sua espada o espírito de Bushido.
Herkes suyu bedava zanneder.
E todos acham que a água é de graça.
Kendini çıIgın bir marjinaI zanneder o. Bence Bern ve benim kısa bir süre için gerçek hippi oIduğumuzu kıskanıyor.
Gosta de pensar que é ultra contra-cultura, mas acho que tem é inveja de nós termos sido mesmo hippies.
Teknisyen bakar, yankı olduğunu zanneder, ve siler.
O técnico olha, julga estar a ver um eco e apaga-o.
İkimizi de aptal zanneder, böylece ben fazla göze batmam.
Ela acha-nos aos dois estúpidos. Não aguento mais isso.
Homer Bart'ı gey zanneder. Poochie, U2, NRA.
O Homer preocupado com o Bart ser gay Poochie, U2, NRA
İyi kalpli birisi ona bir bilet alır otobüste eşlik eder ve iyilik yaptığını zanneder.
Então, algum Bom Samaritano lhe compra o bilhete... acompanha-o no autocarro, e pensa que lhe está a fazer um favor.
duyan da seni paçavraya dönmüş kadın zanneder.
Falas como uma esposa maltratada :
O herkesi gay zanneder. - Gazoz içer misin?
Queres ir beber um refrigerante?
Duyan da avcısın zanneder.
Deves perceber muito do assunto...
Onu geride bırakacağını düşünür sadece maddi açıdan değil ama zamanla benim gösterebildiğimden daha çok şefkat sevgi ve sabır göstereceğini zanneder.
Dele ultrapassá-lo... não só nas coisas materiais... mas mostrar, a tempo, mais compaixão... mais amor, paciência... que eu consegui mostrar.
Yanındakilerde sarhoş olduğu için zanneder.
As pessoas pensam que é por ele estar bêbedo.
- Çünkü zaten karışık bi durum... bu daha çok kafa karıştırır, Ivan'ı iş ortağın olması için davet edersin... ve sonra Ivan bunu daha geniş bi davetiye zanneder.
Porquê? Porque é uma situação muito confusa e complicada, vais convidar o Ivan para ser teu sócio... e ele vai pensar que é bem mais do que isso.
Kendini dalgaların kralı zanneder.
Gosta de pensar que é o dono das ondas.
Tamam. Eğer size otobüs şöförünün son yediği şeyleri sorsam beni hasta zanneder misiniz?
Acha me doida se perguntar qual foi a última refeição do motorista?
Ve polisler bunu soygun zanneder, günlüğüm nerede?
e saio daqui, e os policias vão pensar que foi um assalto que deu para o torto. Onde está o meu diário?
Hepsi öyle zanneder.
Todos eles se julgam.
bu şekilde konuşmanı duyanda senin evlilikle okulunda doktora bitirmişin zanneder ne?
Mesmo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]