Çok büyüktü traduction Portugais
239 traduction parallèle
Bu iş çok büyüktü.
Isto lhes era muito grande.
Tina iyi uyudu. Yatak çok büyüktü.
Tina dormiu bem.
- Birincilik ödülü çok büyüktü.
- O primeiro lugar tinha 60 cm.
Malikane gerçekten çok büyüktü ve içinde birçok uşak çalışıyordu.
A propriedade era deveras grande e tinha muitos criados.
Ayakları çok büyüktü.
Tinha pés grandes.
Yeşilin o tonundan nefret eder. Ayrıca çoraplar ayaklarına çok büyüktü. Yine de onu memnun etmek için giymişti.
Ele odeia aquele particular tom de verde... e as meias eram dois números maiores que o dele, mas usou-as mesmo assim para lhe agradar.
Fakat acı ve korku çok büyüktü.
Mas a dor e o medo eram täo grandes.
Aldığın risk çok büyüktü.
Era demasiado arriscado.
Çok büyüktü.
Estava grande demais.
Sorumlulukları büyük, çok büyüktü ; belki de tahmin edilemeyecek kadar.
Tinham uma responsabilidade enorme, grande de mais para se pensar nela.
Arazi çok büyüktü.
Nunca tínhamos visto uma coisa daquelas. Era muito grande.
Bu ise Billy Graham. Din ticaretinde çok büyüktü.
Este é o Billy Graham, um tipo importante no ramo da religião.
Kafası vücuduna göre çok büyüktü dedim.
Digo que era larga para o corpo.
Ceketi üstüne çok büyüktü.
Lembro-me ele usava casacos enormes.
Asıl babam çok büyüktü.
O meu pai era grande.
Kaşık küçük olabilir, ama ailem çok büyüktü!
Essa colher pode ser pequena, mas a minha família foi grande!
Düşünsenize. Yılan iki tonluk fili havaya fırlattı ve öylece yuttu. Çok büyüktü.
Imagine, uma cobra gigante, a apanhar um elefante, atirando-o para cima e engolindo-o inteirinho!
Gümrükten gizlice geçirmek için çok büyüktü.
É grande demais para alguém conseguir contrabandear.
- Gozer Sümer'de çok büyüktü.
- O Gozer era importante na Suméria.
Ama benimki boyuma göre çok büyüktü ve kardeşim de zaten sürmeyi bilmiyordu.
Mas a minha era demasiado grande para mim e o meu irmão nem conseguia montar-se na bicicleta.
Çok büyüktü.
Era enorme.
Seni kendime âşık etmemeliydim ama o kadar göz kamaştırıcıydın ki arzularım çok büyüktü.
Não devia ter-te feito adorar-me. Eras uma aluna tão brilhante, a tentação foi grande demais.
Elleri çok büyüktü diyorum Frank. Eldivenlerinin altından bile elinin buz gibi olduğu anlaşılıyordu.
Digo-te Frank que as suas mãos eram tão grandes e pareciam geladas, apesar das luvas.
Çok büyüktü!
Era enorme.
Gerçekten çok büyüktü, ve çanını çalmama izin verdiler, fakat fotoğrafı çektiklerinde arkam dönük çıkmıştım, yani sizi anlayabiliyorum, ve gene de bana o resimden bir tane aldırdılar kucağınıza oturabilir miyim?
Era enorme e deixaram-me tocar a campainha. Mas quando a tiraram, estava de costas e não se percebia que era eu. Mas obrigaram-me a comprar uma.
Salon çok büyüktü ve hiç ses çıkmıyordu.
A sala era enorme e estava silenciosa.
Yaşına göre kulakları çok büyüktü ve trabzanlara sıkışmıştı.
Eram muito grandes para a idade, ficavam sempre entaladas.
Dördümüz için bile çok büyüktü.
Era grande, mesmo para os quatro.
Bilgi açlığı çok büyüktü.
O desejo por conhecimento não tinha limites.
- Alevler çok büyüktü, baba.
- As chamas eram mesmo grandes, pai.
Buraya ilk taşındığımda çıktığım kız mükemmeldi, süper öpüşüyordu ama Adem elmaları çok büyüktü.
Quando me mudei para cá, saí com uma rapariga. Uma brasa, beijava maravilhosamente, mas tinha uma macã de Adão enorme.
- Testisleri çok büyüktü ama aleti küçüktü.
- voce consegue uma foto da igreja. - Suas bolas eram muito grandes, mas seu penis não era especialmente grande.
- Hayallerim çok büyüktü.
Os meus sonhos eram grandiosos.
Hayır. Yani ağabeylerim benden çok büyüktü ve hep tek başıma oynamak zorunda kalırdım.
Os meus irmãos são mais velhos, brincava sempre sozinha.
İyi iş, iyi iş! Ama şimdi iyilik köklerini salmıştı, hayatta kalma arzusu çok büyüktü.
Mas agora que o bem tinha criado raízes a vontade de sobreviver foi mais forte.
- Çok büyüktü.
- Era enorme.
Tabii bunda, "Freak" in katkısı çok büyüktü.
É claro que o Freak descrevia aquilo de outra maneira.
Ne yazık ki kalbi, bedenine göre çok büyüktü.
O que aconteceu foi que o coração ficou grande de mais para o seu corpo.
Kahrolası çok büyüktü!
- Não sei, era enorme!
Yapıların hakimiyeti çok büyüktü ve sanat çok zarifti. Biz halen böyle harikaların nasıl yapıldığını... çölden kayaların çok kısa sürede nasıl getirildiğini anlamaya çalışıyoruz.
Um império de construções tão gigantescas e arte tão primorosa, que nós ainda estamos tentando compreender como foram criadas tais maravilhas... como as pedras vindas do deserto eram perfeitamente encaixadas em monumentos imemoriais.
Baskı çok büyüktü.
É muita pressão.
Elbisen biraz büyüktü. O da çok güzeldi.
O fato estava-me bom, ela estava linda.
Camorra, hem çok küçük hem de büyüktü.
A Camorra era pequena e nós muito grandes.
Çok mu büyüktü?
Tinha-o enorme?
Nil nehri kokuyordu ve at sinekleri gerçekten büyüktü olağanüstü gerçekten olağanüstü ee, Selma'da Mısır'dan hiç hoşlanmamıştı bir deve ona tükürdü ah evet, çok zor bir şey.
O Nilo cheira a trampa e tem montes de moscas do tamanho da sua cabeça. Maravilhoso, simplesmente maravilhoso. Bem, a Selma também detestou o Egipto Um camelo cuspiu-lhe em cima.
Aslında, çok da büyüktü.
Era grande de mais.
Çok daha büyüktü. Çekmiş, su yüzünden.
Era muito maior e agora encolheu.
Ama büyüktü, çok büyük.
Mas era grande, muito grande.
Veranda çok daha büyüktü sanki.
Lembro-me do alpendre ser maior.
"Aski tanimadan ölmenin korkusu, ölüm korkusundan çok daha büyüktü".
O medo de morrer sem ter conhecido o amor é maior do que o medo da própria morte.
Bizden iki yaş büyüktü. Onu çok havalı bulurduk.
Ela tinha mais dois anos que nós, por isso, achávamo-la o máximo.
çok beğendim 105
çok beklersin 34
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26
çok beklersin 34
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26