Arkadaşlık traduction Russe
1,707 traduction parallèle
Arkadaşlık tamam ama beni keseceklerdi.
Друзья друзьями... но они собирались отрезать мне части тела.
Devamlı arkadaşlık olmadığında, ölürler.
Без постоянного общения они погибнут.
Fakat ısrar ediyorum, çocukluk ve arkadaşlık hatırasıydı.
Но я настаиваю, она всего лишь подруга детства для меня.
Bana mükemmel arkadaşlık ediyor.
Дружеское сочувствие.
Arkadaşlık ile ilişkiyi birbirinden ayırmak için çok zaman harcadım.
- Знаешь, я слишком много времени трачу, разделяя отношения на дружеские и романтические.
Bu suya düştüğünde, B planına geçip Holland'ın Rufus'la arkadaşlık kurmasını sağlamış.
- быть может, даже разлучит их... - Когда у него это не вышло, он перешел к плану Б... - Заставить Холланд подружиться с Руфусом.
Ben de, Rodginald adında genç bir hanım evladıyla arkadaşlık etmeye başladım.
Так что я стала встречаться с юным денди Роджинальдом.
Arkadaşlık böyle bir şey, bu resim.
Дружба похожа на то, что сейчас происходит за этим столом.
Bu yüzden geri çekildik, Naomi. - Arkadaşlık. - Tanrım, ben...
Боже, я переоцениваю всё, что было когда - либо между нами.
arkadaşlık mutluluğundan daha mı çok?
Больше, чем "счастье от дружеского общения"?
Böyle iki kuvvetli şampiyonun güçlü bir aile ve arkadaşlık bağıyla birleşmesiyle küçük hastanemiz kesinlikle büyüyüp gelişecek.
Наша маленькая больница теперь безусловно должна расти и процветать. При таких заботливых попечительницах, связанных теснейшими узами родства и дружбы.
Bu sokakta, arkadaşlık edebileceğin bir sürü kadın var.
На этой улице полно женщин, с которыми ты могла бы подружиться.
Bana kız arkadaşlık yapıyor
Он - моя подружка.
Patronumda tabi ama.. Arkadaşlık önce gelir.
И начальником, но все же... сначала другом.
Amir Pope ile yakın arkadaşlık ilişkimiz tamamen Washington DC'de kaldı. Kayıtlara geçmesi açısından Amir Pope bizzat kendisi tarafından işe alınmamdan önce söylenmiştir.
Мои личные отношения с шефом Поупом закончились в Вашингтоне и, для протокола, были преданы гласности самим шефом Поупом еще до того, как меня наняли.
Arkadaşlık benim için bu demek.
Для меня дружба это и означает -
Memeleri sırtına değen bir arkadaşlık.
Очень близкие друзья.
Facebook'tan arkadaşlık teklifi yollamayı kesin.
Прекратите присылать мне запрос на дружбу на Facebook.
Arkadaşlık gafı yapmış oldum işte.
Просто веселые друзья, как "Команда Гуффи".
Fakat elbette, arkadaşlık zaten mahvedilirdi.
Но, конечно, Дружбе и так настал конец
Arkadaşlık etsin diye kendine kedi almış.
Он завёл себе кошку для компании.
Kediler çok iyi arkadaşlık yapıyor.
Кошки - это прекрасная компания.
Bir keresine Yahudi arkadaşlık sitesinde tanıştığım bir transseksüel tarafından soyuldum ama bu bile en kötü 10 listeme giremedi.
Однажды меня ограбил транссексуал с еврейского сайта знакомств, и это даже не вошло в первую десятку моих проколов.
Keskin nişancının, dört maktulünün de aynı arkadaşlık sitesine üye olduğundan haberdar mıydınız?
Знали ли вы, что все четыре жертвы снайпера
Bunlar, arkadaşlık sitesinden alınan kayıtlar ve Carl Landers'ın dört bayanla da irtibat halinde olduğunu gösteren yazılı ifadeler.
Вот записи Эти улики подтверждают, что Карл Ландерс контактировал со всеми этими женщинами.
Evlat, neden benim arkadaşlık isteğimi yoksaydın?
Эй, пацан! Почему ты проигнорировал мой запрос на добавление в друзья?
Kevin Donahue, Büyükanne Marsh'ın arkadaşlık isteğini kabul etti.
Кевин Донахью подтвердил запрос бабули Марш
Arkadaşlık, birbirlerinin durumuna yorum yapmaya dönen bir tür ürün olmamalı.
Друг это не средство для подпитки своего ЧСВ
Burada konuşuyoruz ve arkadaşlık kalemize tuğla üstüne tuğla ekliyoruz. Böylece bir gün gökyüzüne ulaşacak.
Мы стоим, разговариваем, строя кирпичик за кирпичиком замок нашей дружбы, чтобы однажды он достал до неба.
Anne babam sırf arkadaşlık edeyim diye eskiden beni Linda'ya gönderirdi.
Продолжайте. Моим родителям пришлось отправить меня к тете Линде, чтобы ей не было одиноко.
Senin yaşındaki herkez sana çok kızgın, yani.. sen de dekanlamı arkadaşlık yapıyorsun?
Все знакомые, твоего возраста, злятся на тебя поэтому ты решила подружиться с деканом?
Hastayken sana arkadaşlık eder diye düşündüm.
- Да, да. Я решил, что он может составить тебе компанию, пока ты болеешь.
İşi alabilir miyim diye müdürle konuşmaya gidiyorum daha sonra arkadaşlık olayına ağırlık veririz. Charlie, yapma.
Пойду поговорю с директором насчёт работы а потом мы поработаем над нашей дружбой.
Bu arkadaşlık sonsuza kadar yok olsa çok berbat olurdu.
Плохо, если это будет продолжаться вечно.
Hala Hello Kitty'li sırt çantası takıyor, ve arkadaşlık bileklikleri takmak istiyor.
Она все еще носит рюкзак Привет Китти, и все что она когда-либо делала, это браслеты дружбы.
Arkadaşlık edecek bir yaşıtını buldu bile.
Она нашла милую, молодую девушку ее собственного возраста, чтобы болтаться с ней.
Arkadaşlık bilekliği. Agatha ve ben senin için yaptık.
Это браслет дружбы Агата и я сделали его для тебя
ARkadaşlık bilekliğimi çok sevdim.
Я люблю свой браслет дружбы.
- Arkadaşlık gibi.
- Как дружба.
Biriyle arkadaşlık etmekten memnun olurum, sıradan ve dilsiz biri olsa bile.
Я буду рад обществу, даже обществу обычной не говорящей рыбы.
Eğer düşmanınızı sizinle işbirliği yapmaya ikna etmek istiyorsanız, sahte bir arkadaşlık önermek iyi bir fikirdir.
Если вы хотите убедить врага работать с вами, будет хорошей идеей показать свою готовность к сотрудничеству.
O yüzden içgüdüme güvenip onu aradım ve sana arkadaşlık konusunda ders vermek için bir plan yaptık.
- Доверяя своей интуиции, я позвонил ему, и мы придумали план, как преподать тебе пару уроков о дружбе.
Artık emrimde ordular olmayabilir ama neyse ki Dahlia'yla olan özel arkadaşlığından haberim vardı.
К несчастью, я больше не руковожу армией. Но, к счастью, я знал о твоей... дружбе с Дахалией.
Timmy bana kadınların arkadaşlığından hoşlandığını söyledi. Ama sadece kısa süreli olanlarından.
Тимми рассказывал, что у вас много девушек, с которыми отношения длятся не дольше ночи.
- Arkadaşlığımız sıkıcı oldu.
Это наскучило.
Blaine ile ilerleyen arkadaşlığım nedeniyle kendini... -... bir kenarda kalmış, kıskanç hissediyorsun.
Из-за моих новых дружеских отношений с Блейном ты чувствуешь себя покинутой, испытываешь ревность.
Priya, Los Angeles'a ilk geldiğinde Leonard ile bir anlaşma yapmıştık. Senin ve arkadaşlığımızın hatırı için ikimiz de kızla bir şey yaşamayacağız.
Когда Прия в первый раз приехала в Лос-Анджелес, Леонард и я заключили договор из уважение к нашей дружбе и к тебе что никто из нас не будет приударять за ней
Kendisi Bob'un Süper Büyük Boy hamburgerinin güzel tadıyla Hindistanlılığına karşı geldiği isyanın tadını çıkarırken arkadaşlığınızı korumak adına Howard ile kızı elde etmeye çalışmayacağınıza dair küçük parmaklı bir anlaşma yaptınız.
Она наслаждалась сладким вкусом индусского востания в форме гамбургера Супер Биг Бой "у Боба". С целью сохранить вашу дружбу, ты и Говард, поклялись на мизинцах что никто из вас не попытается заигрывать с ней.
Çünkü, görünen o ki onun Nate ile olan ilişkisini ve benimle olan arkadaşlığını kıskanıyorsun.
Потому что ты завидуешь ее отношениям с Нейтом и конечно же, ее дружбе со мной.
Ve arkadaşlığımızı önemsemiyormuşuz gibi yapmaya çalıştık...
И мы старались действовать так, как будто нас не заботит, что мы друзья.
Biriyle haftada üç kez görüşmek, biraz arkadaşlık sınırları dışında kalıyor.
Да, разве ты, а,
arkadaşım 498
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlarım 129
arkadaşımız 19
arkadaşları 29
arkadaşımdı 18
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlarım 129
arkadaşımız 19
arkadaşları 29
arkadaşımdı 18
arkadaş ister misin 22
arkadaşız 60
arkadaşlarını 16
arkada 129
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadan 28
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19
arkadaşız 60
arkadaşlarını 16
arkada 129
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadan 28
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19