Bakın efendim traduction Russe
202 traduction parallèle
Bakın efendim, kasap, fırıncı...
Вот : Мясник, булочник.
Bakın efendim, rakamları toplayın. 13 ediyor.
Смотрите, сеньор, если вы сложите цифры, получится тринадцать.
Bakın efendim!
Смотрите, сэр.
Bakın efendim, bence kötü bir örnek seçtiniz.
Сэр, по-моему, это неподходящий пример.
Biraz daha ifadeli bakın efendim.
Побольше выражения на лице.
Bakın efendim.
Смотри, смотри!
Bakın efendim.
Давай играть с кубиками!
Efendim! Bakın efendim, yepyeni.
Сэр, посмотрите, сэр, я получил новые штаны.
Biraz deli tabi ama bakın efendim benim şu anda burada bulunmamam gerekiyor aslında Meksika'da olmalıyım...
Я мог быть сейчас в Мексике. Подальше отсюда... А здесь я... для того, чтобы не позволить ему...
Bakın efendim, bunun gerekli olacağını hiç sanmıyorum.
Сэр, я знаю, насколько это важно для Вас.
Direk uzak köşenize bakın efendim.
Посмотрите в тот угол, сэр.
Bakın efendim, beni suçlayabilirsiniz.
Да, сэр, можете обвинять меня.
Bakın efendim. Burada kalan birkaç kişi dışında 95. birlik İngiltere'ye gidiyor.
Слушайте, сэр. 95-й полк, кроме нескольких парней, уходит в Англию.
Gelip bakın efendim!
О-ла-ла, Мессир. Идите, посмотрите!
Bakın efendim, sürü harekete geçti.
Владыка, стадо тронулось с места.
- Bakın efendim...
- Знаете что, сэр - -
Bakın efendim, bazı şeyler biraz kontrolümden çıkmış olabilir ama tekrar olmayacak.
Послушайте, сэр, я, возможно, слегка вышел из себя, но... этого больше не повторится.
Bakın efendim, elimde olmadan bazı şeyler dikkatimi çekti. Tom Riddle'la aramızdaki benzerlikler.
Понимaeтe, cэр, я нe могу нe зaмeчaть нeкоторыx вeщeй нeкоторого cxодcтвa мeжду Томом Peддлом и мной.
Şuna bakın efendim.
Посмотрите, сэр.
Bakın efendim, asil oğlunuz önünde nasıl diz çöküyorlar.
Повелитель! Они опустились на колени перед королевским сыном!
Şöyle bir bakın efendim.
Взгляните, сэр.
Şuna bakın Efendim. Sanırım pusulam kafayı yedi.
Посмотрите, сэр, кажется, мой компас сошел с ума.
"Efendim, dikkatlice bakın, saçlarının arasına cadı tozu saklamış olabilir."
"Смотри, будь осторожен, ведьмы порой в волосах прячут колдовское зелье..."
Bak bu iyiydi efendim. Beni gafil avladınız.
Интересный вопрос, сэр.
Bir bakın. Kongre Üyesi Blatz geldi, efendim.
- Пятнадцать лет назад тут не было и пяти домов.
Arkadaşlarını bir yerlere giderken izlemek zorunda kalan genç. Çünkü o bir tutsak, evet efendim, hayatını boşa harcayan köylülere bakıcılık yapmak için tutsak edilmiş.
Он самый умный парень в городе, но вынужден наблюдать, как его друзья уезжают, потому что он в ловушке.
- Bakın, efendim.
Пойдемте отсюда.
Şuna bakın efendim.
Паук!
Bir sanat sever olarak efendim..... şu güzel yüze bakın.
Послушайте, господин майор, вы же любите живопись. Посмотрите, какой у него чисто французский, ангельский взгляд.
Bakın, efendim, fazla vaktimiz yok.
Послушайте, сэр, у нас мало времени.
Evet, biliyorum efendim. Ama şuna bir bakın.
Да, я знаю, сэр, но взгяните сюда.
Efendim, bakın ne oldu?
Синьор, вы видели, что случилось?
Bakın bana bir şans daha verin, efendim.
Дайте мне еще один шанс, сэр.
Efendim? Bakın, bu sorudan hiçhoşlanmadım.
Послушайте, дорогой, мне не нравится ваш вопрос!
- Şuna bakın, efendim.
Мне кажется, сэр, стоит осмотреть его.
Efendim! Gelip bakın!
Офицер, подойдите и взгляните.
Bize bakın, efendim, bu daha uykusuz ilk gecemiz.
Я думаю, господин министр, над этим нам ещё придётся поломать голову.
Efendim, şu tarafa bakın.
Сэр, вот там.
Şuna bakın, efendim.
Взгляните, сэр.
Efendim çabuk gelin ve pencereden bakın.
Господин, идите скорее!
Efendim, lütfen gelin ve bakın.
Хозяин, прошу вас пойдите взгляните.
Bakın, efendim. Antika yeşim.
Господин, старый нефрит.
Efendim, şuna bakın.
Смотрите. Это наше.
- Şuna bir bakın, efendim. - Nedir?
Cэp, взглянитe-кa нa это.
Benim bakış açıma göre, efendim, bu görev aslında değerli askeri kaynakların yanlış tahsisinden başka bir şey değil.
По-моему, сэр, вся эта миссия - это серьёзная растрата ценных военных ресурсов.
Buna bakın, efendim.
Взгляните на это, сэр.
- Siz çocuklar ona iyi bakın. - Evet efendim.
- А вы парни, позаботтесь о нём.
Efendim? Şuna bakın.
Сэр, взгляните сюда.
Bakın, efendim, bu hakim, o beni yaktı.
Сэр, послушайте, этот судья меня просто поимел.
- Bu akşam keyfinize bakın, efendim.
- Приятного вечера, сэр.
Efendim şuna bir bakın.
Слушайте... Сэр, посмотрите.
efendim 34795
efendimiz 532
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
efendimiz 532
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41