Bu sen değilsin traduction Russe
877 traduction parallèle
Annen gibi konuştun. Bu sen değilsin.
Похоже на слова вашей матери, а не ваши.
Haydi Tanrı, Bu sen değilsin
Эй, всевышний, ты не в себе!
Bu sen değilsin.
Это на тебя не похоже.
Bu sen değilsin.
Только не вы!
Bu sen değilsin. Bir hata yapmışlar.
Это не ты совершил ошибку.
Farz edelim ki bu sen değilsin...
И все же притворимся, что вы этого не делали.
Hayır, bu sen değilsin.
Нет, это не ты.
Bu sen değilsin.
На тебя это не похоже.
Bu sen değilsin!
Ты сама не своя!
Bu sen değilsin ki.
Он заставляет тебя ложиться со всеми подряд.
Bu sen değilsin.
Это не ты.
Haydi Gary, bu sen değilsin!
Кончай, Гари!
Bu sen değilsin.
Это не для вас.
Zaten bu birini ilgilendirse bile, o sen değilsin, Tracy.
Это не твоё дело. Если это кого и касается...
Bütün bu bölgenin sahibi sen değilsin, McIvers.
Это место принадлежит нам. Вы не можете нас прогнать.
Bu durumda olan tek kişi sen değilsin.
Не думай что ты одинок.
Sen bu dünyadan değilsin, sen bir meleksin.
И с каждым днем всё прекраснее. Ты не из этого мира, ты - ангел.
Bu is önemli degil, sen de önemli degilsin.
Ты никто! Это неважно, ясно?
Bu sahneye muhtesem aktörler çikmis ama sen onlardan biri degilsin. - Kendi repliklerini yaziyormussun demek?
Эта сцена принадлежала многим великим актёрам, но ты не из их числа.
Sen ikisi de değilsin. Bu sözümü unutma.
Вы не относитесь ни к тем, ни к другим.
Doğru. Çünkü bu bizim bebeğimiz değil. Babası sen değilsin.
Да, потому что это не наш ребенок, не ты его отец.
Önümdeki köpekten başka bir şey değilsin,... sen bir köpeksin, olduğun şey bu.
Ты - ничто, только собака, лежащая передо мной, ты - собака, вот, что ты есть.
Ben, Carlino ve Roat için apayrı bir şeydi bu. - Sen bu işe ait değilsin.
И мы с этим лже-Карлино тоже не имели к этому никакого отношения, пока не появился Роут.
Sen artık küçük bir kız değilsin.Bu anlaşılması zor bir şey değil.
... вы ведь не девочка, это не так уж трудно понять.
Tamam. Belki, bu gece uyuyacak yere ihtiyacım vardı. Ama tanıdığım tek kişi sen değilsin.
Ладно, может мне и в самом деле было нужно место для ночлега, но ты не единственный, которого я знаю.
Bu sen değilsin.
ѕривет, јннабель!
25 dolar tarla ilaçlamak için, ama senin tarlan yok çünkü sen çiftçi değilsin bu da demektir ki sen fakir değilsin ve bence sen bir sapıksın!
- Вы же сказали, что берете 25. - 25 долларов за опыление поля, но у тебя поля нет, потому что ты не фермер, а это значит, ты не бедный, и, я считаю, что ты извращенец!
Sayın Konsey, ben bu sorumluğu üstlenemem. Sorumlu sen değilsin.
лекг тоу сулбоукиоу, дем лпояы ма еилаи упеухумос... дем ха еисаи упеухумос.
Sen bu sınıftan değilsin, değil mi?
- Вы ведь не член группы.
Bu pozisyon boş, sevgili kuzenim... ama sen uygun değilsin.
Место свободно, дорогая кузина но ты не подходишь на эту роль.
- Bu sen değilsin.
- Это не ты.
İşte bu yüzden sen de o kadar riske girdiğin halde kahraman falan değilsin.
И вoт пoчeмy ты вoвce нe гepoй, paз тaк pиcкуeшь.
Bu görev Ted'in, hem sen yeterince iyi değilsin.
Этoт вылeт дoлжeн сдeлaть Teд, и ты нe нacтoлькo oпытнa.
Bu kitapta ben ölü değilim, sen de değilsin.
Я жив, как и ты.
Sen mecbur değilsin, ama ben bu bebeği büyüteceğim.
Ты не обязан, но я собираюсь вырастить этого ребенка.
Bu yalvaran kadın sen değilsin.
Тебе не к лицу роль умоляющей женщин!
Bu kasabadaki tek tamirci sen değilsin!
Ты не единственный фундаментщик в городе!
Bu sen değilsin.
- Это не ты.
Sen bu işlerin adamı değilsin. Hem de hiç.
Это не тебе судить, ковбой.
Bu arada sen deli de değilsin.
Кстати, ты совершенно не спятила.
Sen de bu insansılar gibi değilsin, fakat sana bir şey yapmışlar.
Вы тоже не такой, как эти гуманоиды, но они с вами что-то сделали.
- Artık bu grubun lideri sen değilsin.
- Сэр, да, сэр!
Bu, asla unutmaman gereken bir şey. Sen bir insan değilsin. Sen hiçsin.
Не забывай, что ты не человек, ты - ничтожество.
- Sorun da bu, sen artık kanun değilsin.
- Вот именно. Ты больше не закон.
Şef, sen de genellikle bu kadar karamsar değilsin.
Шеф, обычно вы не настолько пессимистичны.
- Tamam, bu işe yarıyor. - Sen "ezik" değilsin.
- Из тебя неудачник не получится.
Bu demektir ki sen Job değilsin.
Все стало на места. Вы не Иов...
- Sen bu kadar mutlu değilsin.
- Ты не настолько счастлива.
Bu konu hakkında benimle konuşan ilk kişi sen değilsin.
Ладно. Слушай. Это не первый раз, когда мне говорят об этом.
Sen burada güvende olduğunu düşünüyordun. bu "cennete" ama güvende değilsin.
Вы думаете, что здесь, в своем "раю", вы в безопасности, но вы не правы.
? Sen benim Büyükbabam değilsin! Tamam, bu gözü yaşlı toplantı yeterli,
Ты больше мне не дедушка! пора вас уже разлучать!
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu seni ilgilendirmez 244
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu seni ilgilendirmez 244