Endişelenmeyi bırak traduction Russe
173 traduction parallèle
Baban için endişelenmeyi bırak.
Прекрати беспокоиться о своём отце.
Endişelenmeyi bırakır mısın artık?
Ты перестанешь беспокоиться?
- Endişelenmeyi bırakır mısın anne?
— Может не будешь волноваться, мать?
Gereksiz yere endişelenmeyi bırakır mısın?
Мать, прошу тебя, не надо городить.
Endişelenmeyi bırak.
Не переживай
Endişelenmeyi bırak.
Не волнуйся.
Oh hayır, az önce göz altına alındı, endişelenmeyi bırakın.
О нет, его просто задержат, хватит переживать об этом.
Karım için endişelenmeyi bırakır mısın?
Слушай, хватит переживать из-за моей жены?
Yavrular için endişelenmeyi bırakıp kendin için endişelenmeye başlasan iyi olur.
Хватит заботится о щенках, позаботься лучше о себе.
Murza, endişelenmeyi bırak artık.
Мурза.
Şimdi endişelenmeyi bırak da... Criswell'in hayalarına benim yerime bir tekme yapıştır.
Tак чтo, не мoгла бы ты переcтать беcпoкoитьcя и... дать за меня пинка Кризвелу.
Endişelenmeyi bırak.
- Не беспокойся.
Senin için söylemesi kolay. Sen terfi ettin. Hadi Ryan endişelenmeyi bırak artık.
Легко говорить, тебя продвинули.
Endişelenmeyi bırak ve işine başla.
Отбросьте волнения и вперёд по полю, мистер Тачдаун!
Pekala, endişelenmeyi bırak çünkü bu buluşum bize yeni bir hayatın yeni bir hayatın kapılarını açacak.
- Ну не переживай! Это изобретение будет началом новой жизни для нас. По-моему, готово.
Benim için endişelenmeyi bırak Benjamin.
Хватит обо мне беспокоиться, Бенджамин.
O zaman onlara gerçeği anlat endişelenmeyi bırak ve George'u al.
Так что не переживай. Скажи родителям правду.
Gemiler için endişelenmeyi bırak.
Прекращайте беспокоиться о тех кораблях.
Endişelenmeyi bırakır mısın?
Хватит уже волноваться.
endişelenmeyi bırak, Hannah.
Не беспокойся, Ханна.
Endişelenmeyi bırak.
Хватит беспокоиться.
Şimdi endişelenmeyi bırakıp odaya gireyim ve pantolonu çıkartıp onları etkileyeyim.
- Я бы этого и не сказал. - А теперь, ребята, давайте вы перестанете волноваться и просто позволите мне пойти туда и впечатлить их так, что с них штаны попадают.
Starbuck endişelenmeyi bırak da iyi görünmeye çalış.
сталата ма амгсувеис циа ауто йаи йоита ма деивмеис ста йакутеяа соу.
Şimdi endişelenmeyi bırak.
Только перестань волноваться.
Endişelenmeyi bırak, Teddy.
Хватит рассыпаться на части, Тэдди.
Bence işin sırrı, geçmişten pişmanlık duymayı ve gelecek için endişelenmeyi bırakıp anı yaşamakta.
Думаю, секрет в том, чтобы перестать сожалеть о прошлом и бояться будущего, и просто жить настоящим. Похоже на то, что моя мама говорит.
Benim için endişelenmeyi bırak.
Обо мне не беспокойся.
- Millet, benim için endişelenmeyi bırakın artık.
Прекратите вы все обо мне волноваться.
Endişelenmeyi bırak.
Нет, нет. Вам не нужно волноваться.
O zaman endişelenmeyi bırak.
Ну так перестань волноваться.
Bak, anne, belkide başkaları için endişelenmeyi bırakıp, kendini düşünmen lazım.
Слушай, мам, может, ты должна перестать беспокоиться об остальных и начать думать о себе?
- Campbell ile ilgili endişelenmeyi bırak.
- Позволь мне о нем позаботиться.
Endişelenmeyi bırak.
Перестань беспокоиться, мама.
- Endişelenmeyi bırak.
Кончай ты с этими бумагами.
Endişelenmeyi bırak.
Хватит засекать время.
Endişelenmeyi bırakın, ben mutluluğu yakaladım. " diyorum.
Вы должны радоваться за меня. Я нашел свое счастье в жизни ".
Seni bu yüzden seviyorum ama şimdilik benim için endişelenmeyi bırakıp sahip olduklarım için beni kıskanamaz mısın?
Я тебе очень благодарна за заботу но, пожалуйста, перестань беспокоиться обо мне и скажи, что ты испытываешь это чувство - зависть.
Bunlar hakkında endişelenmeyi bırakırsak, o zaman kaybederiz.
Если мы плюнем на всё это, то мы проиграем.
Artık bu konu hakkında endişelenmeyi bırak,... şimdi çayını sıcakken iç.
Так что не волнуйся обо всем этом, просто пей этот горячий чай.
Endişelenmeyi bırak.
Прекрати волноваться.
O yaşlı adamı değil, endişelenmeyi bırak.
Не его старика, успокойся.
Drama, yanlış bir şey yapmıyorsun, o yüzden endişelenmeyi bırak.
Драма, ты не делаешь ничего неправильного, так что перестань беспокоиться об этом.
Şimdi, sen bizim için endişelenmeyi bırak. - Hepimiz çok iyi olacağız.
Так что, не беспокойся за нас :
- Bırak endişelenmeyi Katie.
- Хватит волноваться, Кэти.
- Bak, bu sulama işleri için endişelenmeyi bırak.
- Хватит бегать за вoдoй.
Şimdi iyice uyu ve bu konuda endişelenmeyi bana bırak.
Засыпай и постарайся не волноваться.
Endişelenmeyi bırak!
Перестань волноваться.
Bu kadar çok endişelenmeyi bırakır mısın?
- Да прекрати ты уже так волноваться.
Hawthorne için endişelenmeyi bana bırak.
Я буду думать о Хоуторне.
Haftanın her günü için sandviçleri hazır olur. Endişelenmeyi bırak.
Не нервничай.
Neden sadece uyuyup bunlar için endişelenmeyi bana bırak mıyorsun?
Поэтому почему бы тебе просто не заснуть и не позволить мне беспокоиться о тебе?
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak şimdi 60
bırak kalsın 58
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak şimdi 60
bırak kalsın 58