Gitme traduction Russe
6,755 traduction parallèle
Ve sanırım beyin sarsıntısı geçirdi çünkü ilginç derecede açık sözlü oldu. O yüzden çok üzerine gitme.
Еще, думаю, у нее может быть сотрясение, потому что она была странно откровенной, так что полегче с ней.
Gitme vakti.
Пора уходить.
Hayır, ameliyat sırasında bir şeylerin ters gitme olasılığı için kamera koyduk. - Böylece hatalarımızdan ders alabiliriz.
Нет, у нас камеры в операционных, чтобы если что-то пойдет не так, мы смогли учиться на ошибках.
Ben sana ilginç bulduğun şeylerin peşinden gitme hoşgörüsünü gösterdim.
Я, например, давала тебе свободу делать то, что тебе интересно.
- Bu şekilde gitme.
Не злись.
Sanırım gitme vaktiniz geldi.
Думаю, вам пора.
Emma, lütfen tekrar çekip gitme.
Эмма, пожалуйста, не уходи снова.
Gitme vakti.
Пора выдвигаться.
Burada kal, bir yere gitme.
Стой здесь. Никуда не ходи.
Gitme, gidemezsin!
Не ходи туда. Тебе нельзя выходить.
Gitme!
Нет!
Gitme ama. Yanıma gel.
Не уходи, возвращайся в постель.
Spencer, lütfen gitme.
Спенсер, пожалуйста, не ходи туда.
Tamam, evlat, artık gitme zamanı.
Ладно, сынок, я думаю, что нам пора идти.
Gitme o güzel geceye kibarlıkla.
"Не уходи безропотно во тьму".
Gitme vaktim gelmiş.
Пора мне идти.
- Sorun değil, muhtemelen gitme vaktim geldi.
Это моя вина. Всё нормально. Возможно, самое время уйти.
Gitme!
Останься!
Eve gitme zamanı.
Время вернутся домой.
Ve sakın başka bir yere gitme.
И никуда не отходи.
Lütfen gitme.
Пожалуйста, не уходи.
Lütfen, gitme!
Пожалуйста, не уходи.
Gitme.
Не уходи.
Gitme vakti.
Пора ехать.
Eğer gitme konusunda rahat değilsen sorun değil.
Но если вы боитесь летать, что ж...
Lütfen, gitme.
Прошу, не улетай.
Gitme.
Не улетай.
Gitme lütfen. Hayır.
Не уходи, прошу.
Bu küçük kasaba ortamı Jeremy Gilbert gibi yaratıcı biri için yeterli değil. Kendisinin Mystic Falls'dan çekip gitme vaktinin geldiğini düşünüyorsun.
Атмосфера этого городка не развивает такого творческого человека, как Джереми Гилберт, и вы считаете, что для него настало самое время убраться из Мистик Фоллс.
Buradan defolup gitme vaktin geldi.
Пора уезжать подальше отсюда.
Gitme vaktin geldi, o gitti.
Тебе пора. Она ушла.
Eve gitme zamanın geldi.
Время идти домой.
Kuzey ormanına gitme niyetim var.
Я намерен пойти туда в северные леса.
Biliyorum, söylemesi kolay ama... Ama ciddiyim, bugün işe gitme.
Знаю, легче сказать, чем сделать, но, правда, прогуляй работу.
Sanırım bizim için gitme vakti.
Думаю, нам пора идти.
- Gitme vakti evlat.
Пора ехать, малышка. Хорошего дня.
Güzel, gitme Seni getirmek istemiyorum zaten.
Потому что я не хочу с тобой таскаться.
Okula bile gitme.
Не ходи в школу!
Gitme vakti.
Ой, мне пора.
Haklısınız Efendi Bruce, gitme vakti.
Господин Брюс, пора на выход.
Ben de "hayır, gitme" dedim.
И я такая, "Нет, оставайся."
Bir yere gitme.
Никуда... не уходи.
Gitme vakti geldi, onun buradan gitmesi gerek.
Уже пора, в смысле, ей пора валить.
Buz Festivaline gitme, bizimle gel!
Забудь про фестиваль льда, пошли с нами
Yanına gitme.
Не подходи к нему.
Çok eğlendik ama artık gitme zamanı.
Все было чудесно, но пора прощаться.
Gitme!
Не уходите!
Gitme.
Эй, не уходи.
Gitme zamanı.
Пора идти.
Bu kadar. Gitme vakti.
Ну всё.
Gitme vakti.
Нам пора.
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitmedim 39
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmeyeceğim 167
gitmem gerek 808
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmek 43
gitmedim 39
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmeyeceğim 167
gitmem gerek 808
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39