Hayatta kalmak traduction Russe
1,155 traduction parallèle
Hayatta kalmak için, bulyon tabletleri emiyorduk.
Мы сосали бульонные кубики чтобы не умереть от голода.
Hayatta kalmak için gerekli bir şey.
Ну, в основном, для поддержания жизни.
Vampirler sadece hayatta kalmak için öldürür.
! Вампиры убивали для того, чтобы питаться.
Bunu birçok kez söylediğimi biliyorum ; ama ben hayatta kalmak ve kızıma gitmek istiyorum.
Нет. Но, как ты верно заметил, дома меня ждёт дочь.
Hayatta kalmak.
Как выжить?
Amaç hayatta kalmak.
Речь о том, чтобы остаться в живых.
Ve bu karmaşık dünyada hayatta kalmak için onunla etkileşime girmek için karmaşık bağlara ihtiyacımız var.
И чтобы выжить в этом сложном мире,.. ... нам нужны всё более сложные интерфейсы для связи с ним.
Hayatta kalmak için ne kadar kan akıtacaksın?
Сколько крови вы готовы пролить, чтобы остаться в живых?
Hayatta kalmak için tek yol. Şüphesiz.
Это единственный способ остаться в живых, разве нет?
Bakın tüm söylediğim burada sıkıştık kaldık, ve sadece hayatta kalmak bunu bitirmeyecek.
Слушайте, я лишь говорю, что если уж мы тут застряли, тогда выживание ещё не всё.
Sadece hayatta kalmak için sürekli iğneye ihtiyacı var.
Ему нужны постоянные инъекции, чтобы выжить.
Jaffa her zaman Goa'uld'a bağımlı oldu çünkü hayatta kalmak için ortakyaşama ihtiyaçları vardı.
Тысячи лет Джаффа были зависимыми от Гоаулдов, потому что они нуждаются в симбионтах, чтобы поддерживать их.
Numaralandrılmış sınıfların, zulüm altında yaşayan insanların, hayatta kalmak için sergiledikleri davranışlara göre belirlendiğini ve buna bakarak herkesin hayatının daha kolay hale getirildiğini anlattı.
Как были составлены группы, согласно типам поведения, к которым прибегают люди, дабы выжить в подавляющей их общине. И чтобы жизнь каждого из них стала легче.
Burası zorlu bir galaksidir. Hayatta kalmak istiyorsan havlunun nerede olduğunu bilmen lazım.
" рудна € √ алактика. ≈ сли хочешь тут выжить всегда знай где твое полотенце.
Hayatta kalmak için hayvanları verdik.
Мы жертвуем животными ради жизни.
Çok özelsin. Hayatta kalmak için seçildin.
Совершенно необыкновенные.
Gerçek insanlar hayatta kalmak için her şeyi yapabilir.
Я могу сказать о людях только одно. Чтобы выжить, они готовы на все.
İnanabileceğin tek şey, insanların hayatta kalmak için her şeye başvurduğu olmalı.
Вы можете быть уверены только в одном. Ради того, чтобы выжить, люди пойдут на все.
O hayatta kalmak için çabalayan yaşlı bir ayı, ve bu yüzden biraz agresif, bu tür bir ayıdan, uzak durmalısınız.
Это старый медведь, он ведет борьбу за существование, поэтому агрессивный, с такими надо очень и очень осторожно.
Bu durumdaki ayılar, zorunda kalırlarsa, hayatta kalmak için, insanları öldürüp yiyebiliyorlar.
Таковы уж медведи, они при случае в целях выживания убивают и съедают людей.
Şimdi ise, hayatta kalmak için, gözünü ne kadar dışardakilerden... kendine çevirdiğini ve güvendiğin... birşeyden ne kadar vazgeçebileceğini... göreceğiz.
Сможешь ли ты заглянуть внутрь себя... а не наоборот как раньше... Единственное, что отделяет тебя... от дальнейшей жизни, это устройство вокруг твоей шеи - маска смерти.
Hayatta kalmak için ne kadar kan dökebilirsin, Michael?
Сколько крови ты готов пролить, чтобы остаться в живых?
Yani müvekkilimin öyle bir dünyada büyüdüğünü düşünürsek, namus cinayetinin hayatta kalmak için tek yol olduğunu düşünmesi mantıklı değil mi?
- Так значит, это имеет основания, что прожив всю жизнь в этом мире... мой клиент мог принять убийство во имя чести как необходимое для выживания?
Amacımız hayatta kalmak. Yankton'la, Hearst çarkına dişli olan adamlarla ittifak kurmak değil.
Нам надо выжить, не объединяясь с Янктоном или шестёрками Хёрста.
Çocuklar, hayatta kalmak için bir oyun oynuyor.
Э, ребята, он зарабатывает на жизнь играми.
Ceplerini boşalt, hayatta kalmak için neye ihtiyacı olabileceğini düşünüyorsan.
Освободите ваши карманы, все что по-вашему может понадобиться ему чтобы выжить.
Diğer yaratık hakkında öyküler duydum. Hayatta kalmak için ne yaptığı hakkında... ve Ellia'nın da öyle olmasından korktum.
Я слышал истории о другом существе, что он делал, чтобы выжить, и я боялся, что это то, чем Элия должна стать.
Spor, eğlence, nasıl savaştığımızı öğreniyorlar hayatta kalmak için irademizi ölçüyorlar.
Спорт. Тренировка. Изучение наших способов борьбы.
Bay Ralib,... kardeşiniz, Medhi, yan odada hayatta kalmak için savaşıyor.
Это ничего не меняет. Доктор, который осматривал ее, предположил, что она могла... Да, я знаю.
İki ırkın hayatta kalmak için yaptığı yarış.
Битва насмерть.
- Evet. Sadece hayatta kalmak için paraya ihtiyacım var.
Ну... на это нужно много денег.
Ben, hayatta kalmak için gerekeni yaptım.
Я cдeлaл вce нeoбxoдимoe, чтoбы выжить.
Hayatta kalmak için ortağınıza güvenin.
Доверяй напарнику жизнь.
Mesele hayatta kalmak.
Это вопрос выживания.
- Hayatta kalmak, tutsaklıktan kurtulmak.
Как выжить. - Простите меня за единственную здравую мысль но это место - охотничий домик. Как избежать поимки.
Hayatta kalmak ya da ölmek Liang'ın ne kadar direneceğine bağlı.
Спасем мы Лян или нет зависит от того, как долго продержится город.
Ben sıradan bir çiftçiyim. Tek istediğim, hayatta kalmak.
Я простой фермер, я просто хочу жить своей жизнью.
Hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yap ve kuzey mağaralarındaki kuvvetlere katıl.
Делайте всё, чтобы пробиться к остальным в северных пещерах.
Hayatta kalmak için ağza alınmayacak şeyler yapıyoruz.
Чтобы выжить мы делаем ужасные вещи...
Hayatta kalmak için bu kadar çaresizsen, neden az da olsa yaşamıyorsun?
Ты так отчаянно пытаешься выжить, отчего же не пожить по-настоящему хоть немного?
Ameliyat süresince hayatta kalmak için, göbek kordonuna ihtiyacı var.
Пуповина будет поддерживать в ней жизнь во время операции.
Asla solunum makinesine bağlı olarak hayatta kalmak istemedi.
Она не хотела, чтобы её поддерживали живой, на аппарате искусственного дыхания.
Sen ve senin günahkârlığın, Yemi. Hayatta kalmak için yapmam gerekeni yaptım.
Нет, чтобы исповедь что-то значила, у тебя должно быть раскаивающееся сердце.
Hayatta kalmak için.
Для выживания.
Hayatta kalmak zorundaydık.
Мы должны были выжить.
Hayatta kalmak için taze insan kanına ihtiyaç duyarlar.
Вампирам, чтобы выжить, нужна свежая человеческая кровь.
Ama aslında hayatta kalmak için... sadece tek bir şeye ihtiyacımız vardır.
Но нам нужна только одна вещь... чтобы фактически быть живым.
Amerika'yı ilk defa görüyorduk yani, biz bir gruptuk ve hayatta kalmak için yeterli para kazanabiliyorduk.
Но мы впервые в жизни объехали всю страну причем умели заработать на жизнь тем, что делали
Ama bu yukseklikte hayatta kalmak icin, cesaretten fazlasi gerekir.
Но вам понадобится не только голова для высоты, чтобы выжить здесь.
Hayatta kalmak için bir yıl içinde istifa etmişti.
Вот как.
Ve hayatta kalmak için seksi olmak berbattır.
И выживать - ад!
hayatta kalmak için 17
kalmak istiyorum 46
kalmak mı 16
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
kalmak istiyorum 46
kalmak mı 16
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30